Cumhurbaşkanı Demirel'in yıllık basın toplantısı gösterdi ki; Türkiye'de gelirini artıran sadece en zengin yüzde 20'lik nüfus dilimi.
Cumhurbaşkanı'nın basın toplantısında yer verdiği ve
"en önemli sorunlardan biri" olarak nitelediği gelir dağılımı tablosu çarpıcı.
Tablo gösteriyor ki, Türkiye'de son yıldır zengin daha zengin, fakir daha fakir oluyor.
Nüfusun en fakir yüzde 20'lik kesimi milli gelirden 1987'de yüzde 5.2 pay alırken, 1994 yılında yüzde 4.9'a; ikinci yüzde 20'lik kesimi yüzde 9.6 pay alırken, yüzde 8.6'ya; üçüncü yüzde 20'lik kesimi yüzde 14 pay alırken, yüzde 12.6'ya; dördüncü yüzde 20'lik kesimi yüzde 21.1 alırken, yüzde 19'a gerilemiş.
Milli gelirden en yüksek payı alan son yüzde 20'lik kesim ise 1987'de yüzde 49.9 olan payını, 1994'te yüzde 54.9'a çıkarmış durumda.
* * *
TABLODAN da açıkça anlaşılıyor ki; ekonomik ve mali sistem, alt gelir gruplarından en üst gelir grubuna gelir aktarıyor.
Bunun anlamı, gelirin fonksiyonel dağılımında, üretim faktörleri arasında emek aleyhine olan tablonun, ekonomik ve mali politikalar sonucu oluşan gelirin yeniden dağılımı sonrasında daha bozulmasıdır.
Yüksek enflasyonun gelir dağılımını bu şekilde bozan işlevinin yanı sıra, vergi, borç ve harcama politikaları da dağılım bozukluğunu daha da artırmıştır.
Sosyal devlet anlayışının gereği olarak mali politikaların, yüksek gelir gruplarını yüksek vergileyerek, harcamalar yoluyla düşük gelir gruplarına kaynak aktaracak şekilde düzenlenmesi gerekirken; aksine yüksek gelir gruplarından borçlanıp, düşük gelir gruplarından aldığı vergilerle bu gruba faiz ödemeyecek biçimde düzenlenmiştir.
Bu politikalar sonucu, Türkiye her geçen yıl borç - faiz batağına biraz daha gömülmüştür.
Şimdi sistemin birbirine bağlı iki temel hastalığı olan faiz - enflasyon sarmalını kırmak için gayret sarfediliyor.
Bu bozuk gelir dağılımı tablosu içinde devletin nereden gelir sağlayacağı açıktır. Yüksek gelir gruplarının enflasyonla mücadele adına düşük gelir gruplarından daha fazla fedakarlığa katlanmaları gereği ortadadır. Bu bilinçle hareket edilmez ve mali politikalar buna göre ayarlanmazsa, enflasyonla mücadele programı mevcut gelir uçurumlarını daha da artıracak bir işlev görür.
Enflasyonla mücadelenin toplumsal destek görmesi için gelir tablosunun üst diliminin de fedakarlığı kabullenmesi veya buna zorlanması gerekir.
"Faiz vergisi olmaz", "rant vergisi olmaz", "servet vergisi olmaz" sloganlarıyla enflasyonla mücadele programına direnç gösterilirse yukarıdaki tablonun daha da bozulması dışında bir sonuç alınamaz.
Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr