Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Başbakan Bülent Ecevit, cumartesi günü uçağa atlayıp Helsinki'deki devlet ve hükümet başkanları öğle yemeğine katılacak mı?
Eğer Helsinki'den hiçbir önkoşula bağlanmamış biçimde Türkiye'nin tam üye adaylığı ilan edilir ve bu karar, önceden Türkiye'ye bildirilirse, belki...
Aksi halde Ecevit'in Helsinki'ye gitmesi söz konusu bile değil...
Helsinki'ye gitmek bir yana, koşullara bağlanmış bir adaylığın Ankara tarafından kabul edilmemesi bile söz konusu...
Eğer adaylık ilanı "Kıbrıs, Ege, Öcalan, Kürt sorunu" gibi bir dizi koşula bağlanırsa, hükümetin böyle bir adaylığı kabullenmesi çok zor.
Nitekim, Ankara, bu konuda göstereceği duyarlılığı son birkaç gündür üzerine basarak vurguluyor.
Başka aday ülkelere koşulmayan koşulların, Türkiye'ye koşulmasının ayırımcılık anlamına geleceği ve Ankara'nın bunu kabul etmeyeceği sık sık kamuoyuna açıklanıyor.
Ankara ne yapacak?
Helsinki kararı açıklandığında Bakanlar Kurulu toplanacak. Öncesinde bir liderler zirvesi yapılması da olası.
Hükümet, Helsinki kararını değerlendirecek ve kendi kararını açıklayacak.
"Diplomatik okuma" olarak isimlendirilen yaklaşımla, Helsinki kararının Türkiye için ne anlama geldiği hükümet düzeyinde tartışılacak.
* * *
ANKARA, Helsinki'ye nasıl bakıyor?
Deneyimli bir diplomat olan Devlet Bakanı Mehmet Ali İrtemçelik'in bu sorumuza verdiği yanıt şöyle:
- Helsinki, bir üçlü meydan okumadır. Tarih, bu zirvede bir bütün olarak Avrupa Birliği'ne, onun içinde özel olarak Yunanistan'a ve Türkiye'ye karşı meydan okumaktadır. Biz, Türkiye olarak bu meydan okumayı kabul ettik. Standartlar bağlamında Türkiye bu meydan okumayı kabul ederek yokuş yukarı tırmanmaya başlayacaktır. Hedefe varmamız için terlememiz gerekecektir. Biz bunun üstesinden gelebileceğimize inandığımız için Helsinki'de tarihin önümüze koyduğu meydan okumayı kabul etmiş bulunuyoruz.
- Peki AB ve Yunanistan da kabul etmiş görünüyor mu?
- İşte sorun burada. Tarih, AB için de meydan okuyor. Diyor ki; siz bir Hırıstiyan kulübü olarak kalıp dar bir açıyla mı devam edeceksiniz, yoksa, küreselleşmenin, globalleşmenin gereğini yerine getirebilecek misiniz? Yunanistan'a da diyor ki; siz kendinizi aşıp Türkiye ile gerçekten iyi komşuluk ilişkilerine dayalı bir ülke mi olacaksınız, yoksa eskiye dönüp çekişmeye dayalı, çözümsüzlüğe endeksli bir konuma mı çekileceksiniz? İşte Helsinki'de AB'nin ve Yunanistan'ın tarihin meydan okumasına karşı tavırları belli olacak. Eğer bu meydan okumayı kabul edebileceklerse, Türkiye'nin adaylığını hiçbir koşula bağlamadan ilan ederler. Aklın bugüne kadar kimseye zararı dokunmamıştır.
Bu yaklaşımla Helsinki, sadece Türkiye için değil 21. yüzyıla girerken Avrupa Birliği ve özellikle de Yunanistan için bir sınav niteliği taşıyacak.



Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr