Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

TÜRKİYE'de vatandaşın nabzı artık basınla atıyor. Evlerde, işyerlerinde, kahvelerde, açık oturumlarda konuşan insanlar, tartışılan konu için "Aman basın bu işin peşini bırakmasın" diyorlar. "Çürümeye Son" kampanyasına katılarak Milliyet'i arayan birçok vatandaş, "ya siz de bu işin peşini bırakırsanız" diye kaygılarını dile getiriyorlar. Aslında insanlarımızın "bu iş"le kastettikleri sadece Susurluk olayı değil. Susurluk'la ortaya çıkan kirlenme, çürüme, ekonomik ve sosyal düğümlenmedir. Bu düğümün çözülmesi için umutlar basına bağlanmıştır.
Basın görevini yapıyor, yapacak. Kirli çamaşırların ortaya dökülmesinden de vazgeçmeyecek. Ne zaman vazgeçti ki... Ama burada bir yanlışlık var: Siyasal partilerin umudu da basın olmaya başlarsa, konunun esasını gözden kaybetme tehlikesi vardır. Çünkü, vatandaşın asıl beklentisi siyasettendir, siyasetçilerdendir. Vatandaş basından yardım isteyerek sorunu çözmek istiyorsa, hala temiz siyasetçilerin varlığına inandığı içindir. Yoksa, gazetelere mektuplar yağdırmaz, evlerde, işyerlerinde, kahvelerde konuşmaz, sokağa dökülürdü.
Gün, temiz siyasetçinin günüdür. Seyretmek yerine, "en az namussuzlar kadar cesur" olduğunu gösterme günüdür.

1980'lerin sonunda, Cenk Başlamış Milliyet'in Dış Haberler Servisi'nde çalışıyordu. Sovyetler Birliği'nde perestroyka ve glasnost denilen reform programlarını uygulamaya başlayan Gorbaçov iktidardaydı. Cenk, 1989 başında Milliyet'in Moskova temsilciliğine atandı. Tüm dünyanın gözü Moskova ve Gorbaçov'un üzerindeydi. Çoğu Batı'dan gelmiş 2000'den fazla gazeteci, sallanan Sovyetler'i izliyordu. Cenk Başlamış'ın rakipleri arasında 15 - 20 kişinin çalıştığı bürolar vardı.
Genç milliyet muhabiri, o günden sonra büyük tarihi olayların tanığı oldu. Onun haberleriyle de Milliyet okurları Sovyetler'in çöküşünü izledi. Bu çöküşle ortaya çıkan bağımsız Türk cumhuriyetlerine giden, kardeşlerimizi Türkiye'ye ilk kez tanıtan da Cenk Başlamış oldu. Üstelik bu gezilerinin çoğunda, arkasında gizli servis KGB ajanları olduğu halde...
Belgelere dayalı yazı dizileriyle Türk okurlarını aydınlatan Cenk, gözlemlerini, "Kuğu Gölü Operasyonu - Sovyetler Birliği'ni Yıkan Darbe" ve "Son Çar - Rusya'da Bir Çılgın" adlı kitaplarda topladı. Moskova'ya giderken sadece İngilizce biliyordu. Şimdi çok iyi derecede Rusça yazıyor, konuşuyor.
Ve Cenk Moskova'dan döndü, Milliyet'in Dış Haberler Servisi Şefi oldu. Hoşgeldin diyor, başarılar diliyoruz.
İyi haftalar...