Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları



Yığınak ve inşaat iznini Meclis verir
ABD Genelkurmay Başkanı Myers’ın, Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök’le Genelkurmay’da yürüttüğü "asker askere" görüşmeleri nasıl tanımlamak gerekir? Bu görüşme çalışmaların niteliği ve kapsamı nedir?
Askerlerin bu sorulara verdileri yanıt şu: "Asker askere yapılan görüşmelerin anlamı, iki ülkenin (ABD ve Türkiye) siyasi otoriteleri bir operasyona karar verdiklerinde askerin hazır olmasını sağlamaya dönük çalışmalardır. Siyasi otoriteler karar verdiklerinde asker geç kalmış olmamak için bu hazırlıkları yapar. Şimdi yapılan çalışmanın niteliği budur."

‘ÖNCELİK BARIŞTA’
Bu çalışmalarda nasıl bir operasyon yapılacağı ve ne kadar ABD askerine izin verileceği gibi kararlar da alınır mı?
"Bunlar planlama çalışmalarıdır. Bu çalışmalar ihtimaller üzerine yapılır. Yani değişik seçeneklere göre planlama yapılır. Bunlara (A), (B), (C) gibi seçenekler (X), (Y) gibi kuvvet seçenekleri eklenir. Bunlar (o) yabancı kuvvet seçeneğinden belirli sayıda yabancı kuvvet seçeneklerine göre dağılır. Siyasi karar hangi seçenekte oluşursa o seçeneğin planına göre uygulama yapılır."
Askerler şunu da ekliyorlar:
"Tabii kimse savaş istemez. Öncelik barıştır. Ama askerlerin görevi her olasılığa karşı hazırlıklı olmaktır. Siyasi talimat geldiğinde onun gereğini asker olarak zaman yitirmeden yapabilmektir." Bu yanıtlardan anlaşılıyor ki, Türk ve ABD’li komutanlar muhtemel Irak operasyonu için yakın bir planlama çalışması içindeler.

LONDRA ŞAŞIRMASIN
Yeri gelmişken hemen belirtmekte fayda var ki, Ankara’nın ABD’yle yürüttüğü bu yakın çalışma, İngiltere için düşünülmüyor. İngiltere Genelkurmay Başkanı’nın Ankara’ya ileteceği taleplere "biz siyasi otoriteye iletiriz" türünden verilecek bir soğuk yanıt, Londra için sürpriz olmamalı. Ankara’nın İngilizlere karşı bu sıcak sayılamayacak tutumu, operasyonu NATO’ya dayandırma önerilerinde de tereddüt yaratıyor. Çünkü, Ankara’nın NATO zeminine "evet" demesi halinde, İngiltere’ye karşı bu tutumunu sürdürmesi olanaksızlaşıyor. NATO şemsiyesi altında İngiliz birliklerinin de Türk topraklarına gelmesi veya geçmesi mümkün oluyor. Bu nedenle Ankara, NATO’dan çok BM zeminini tercih ediyor.
Askerlerin hazırlıklarına değinince altı çizilmesi gereken bir konu da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ABD ile müşterek planlama çalışmaları dışındaki hazırlıkları. Genelkurmay, ABD’den bağımsız olarak muhtemel gelişmelerin Türkiye’nin ulusal çıkarları aleyhine seyretmesi olasılığına karşı hazırlık yapmış durumda. Bu hazırlık, "Gelişmeler Türkiye’nin hayati saydığı ulusal çıkarlarını zedeleyecek bir nitelik kazanırsa Türk Silahlı Kuvvetleri bağımsız hareket ederek müdahalede bulunacak hazırlığa sahiptir" biçiminde ifade ediliyor.

YETKİ SIKINTISI
Ve dikkat çekilen bir diğer konu... ABD’li ve Türk subayların havaalanları ve limanlarda yürüttükleri inceleme çalışması sonuçlanmak üzere. Birkaç gün içinde inceleme sonuçlarını ve talepleri içeren rapor, Türk ve ABD askeri makamlarına sunulacak. Bu aşamada, görülen eksikliklerin tamamlanması talebi gündeme gelecek. İnşaat ve yığınak izni talep edilecek. İşte birkaç gün sonra Ankara’nın gündemine gelecek bu talepler için de yeniden karar alınması gerekecek. Hükümet, inceleme yapılması için izin vermişti. Şimdi ise inşaat, yığınak yapılması gibi konularda karar vermesi gerekecek. Bunun Meclis’ten alınacak bir karara dayanması gerekiyor. Bu iznin NATO çerçevesinde verilerek Meclis’in devre dışı tutulmasına - İngiltere örneğinde olduğu gibi - belirttiğimiz nedenlerle, askerler sıcak bakmıyor.

Askeri hazırlıklar sürdürülürken, bir yandan da İstanbul’da yapılacak Irak zirvesi hazırlıkları tamamlanıyor. Zirveye katılacak ülkelerin başkentleri arasında ortak deklarasyon taslağı üzerinde çalışılıyor. Bu taslak 27 Ocak’a kadar Bağdat’ın güven artırıcı adımlar atması üzerine kurulu. Buna karşılık bölge ülkelerinin, Bağdat’a yönelik tehdit oluşturmadıkları, Irak’ın toprak bütünlüğünün korunması konusunda ortak tutum içinde oldukları da vurgulanacak. Ancak, adım atması gereken tarafın Bağdat olduğu konusunda da görüş birliği zikredilecek. Saddam’ın şahsına dönük bir değerlendirme ise yer almayacak. "Sürgün" veya "çekil" talebi de olmayacak. Ankara, savaşsız çözüm için öncülük yaparken, askeri hazırlıklarda da boşluk bırakmayacak ikili bir çalışma içinde...