Karaköy’deki Galata Özel Rum İlköğretim Okulu tam da okulların açıldığı bugünlerde eğitim kurumu işlevini ‘sanat’ üzerinden gerçekleştiriyor. Zira okul dün başlayan 13. İstanbul Bienali’nin mekanlarından biri ve içinde ‘eğitim’ ağırlıklı işler yer alıyor. Neoklasik mimari üslubuyla 19. YY sonlarında inşa edilen okul, öğrenci yetersizliği nedeniyle 2007’de kapatılmıştı. 2012’de İstanbul Tasarım Bienali ve İstanbul Tiyatro Festivali için kapılarını açan okulun binasına ‘çocuklar gibi şen’ tabir edilen bir hava hakim onca yıldan sonra. Bunu, odalar arasında videodan, enstalasyona hayranlıkla gezen yerli yabancı çok sayıda sanatseverin yüzlerinde görmek mümkün.
Binanın girişinde İnci Eviner’in “Ortak Eylem Aygıtı: Bir Etüt” adlı işi yer alıyor. Mekandaki en ilginç iş olduğunu söylemeliyim. “Bir çeşit okul” olarak tanımlıyor Eviner, sanatın varoluş şeklini sorgulayan performatif çalışmasını. Politikayla estetiğin nasıl bir araya geldiğini deneyimlemek için bir alan yaratmış sanatçı. İçinde atölyeler ve sahneler yer alıyor. Canlı bir aygıt gibi çalışıyor Eviner’in yarattığı mekan. Üniversitelerin heykel, dans, mimari, sahne sanatları bölümlerinden gelen öğrenciler, her gün doğaçlama performanslar sergiliyor burada.
İlk katın merdivenlerini çıkarken Bienal’e üç baskısıyla katılan Çinli sanatçı Wang Qingsong’un “Beni Takip Et” adlı işine rastlıyoruz. 1980’lerde dışa kapalılık politikasına son veren Çin’in Batı ve dünyanın geri kalanı hakkında bilgi edinmeye başlayışını alaycı bir üslupla işleyen sanatçı dev bir kara tahta hazırlamış. Tahtada eğitim sistemine eleştiri getirdiği Çin’de yayımlanan İngilizce ders kitaplarından alınmış kelimeler var. Hocanın masasındaki Cola şişesi de Çinlilerin