Gökmen Aytaç

Gökmen Aytaç

ege@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Televizyon dizileri hayatımızın değişmez bir parçası oldu.
Hele evliyseniz, evlilikte birkaç yılı da devirdiyseniz, dizilerin bağımlısı olup çıkarsınız.
Bizim evin halleri de, diğer evlerden farklı değil. Koca bir kışı, “Fatmagül’ün suçu ne” dizisini izleyerek geçirdik.
Öğrenemedik Fatmagül’ün suçu neymiş! Bu yüzden eylül sonu, ekim başı, yine ekran başına geçeceğiz. Fatmagül, nerede hata yaptı, bulmaya çalışacağız.
Hoş bu dizinin meraklısı, eşim Pınar Hanım... Hatta daha kaliteli izlesin, diye plazma tv aldık. Ama her şey nasip derler ya... ‘Fatmagül’ün suçu ne’yi plazmadan izlemek yine de kısmet olmadı Pınar Hanım’a... Oğlum Asrın kaptı plazmayı... Uyduda ne kadar çizgi film varsa, izliyor.
Hanım’a da bizim emektar 37 ekran tüplü televizyon düştü!
* * *
Neyse... Konu bakkalın suçu, biz Fatmagül’e takıldık.
Malum 11 ayın sultanı yolda... Ramazan geliyor.
Ramazan gelince belediyelerin denetimleri artıyor.
Fırınlar, bakkallar diğer aylara nazaran bir başka denetleniyor.
Manisa’da zabıta, geçen hafta denetimlere başlamış. Bence sürekli denetim vardır ama sanırım Ramazan yaklaşınca gazetelerde haber değeri bulmuş bu denetimler.
Denetimden geçen bakkallara çeşitli uyarılar yapılmış. İlk denetimde Manisa’da işlem yapılan tek bakkal dahi yok. En azından haberlere yansımamış.
Dikkatimi çeken uyarı, bakkalların sebze ve meyve satamayacağı yönünde aldıkları uyarı...
Bununla beraber tüp de satamazlarmış. Doğru... Tüpçülerin suçu ne?
Hatta Aspirin satan bakkalları da uyarmak lazım... Eczacıların sesine kulak vermek lazım.
Sanırım Manisa zabıtası bu denetimlerde manavların sesine kulak vermiş. Bakkallara, sebze ve meyve satmalarının yasak olduğu hatırlatılmış.
Manavlar haklı. “Bakkal, domates, karpuz satacaksa biz de ekmek mi satalım?” diyorlar.
Bakkallar isyanda... Burunlarının dibinde AVM’ler çatır çatır her şeyi satarken, onlar sinek avlıyorlar.
İşin asıl bir başka yönü daha var. Memlekette bakkal isyanda, manav isyanda, memur isyanda... Eeee sandığa bakıyorsun, sonuç yüzde 50... O zaman diyorsun ki bu isyan, lafta isyan...
* * *
Yazıya siyaset bulaştırmayayım dedim ama olmadı.
Aslında sıkıntıların başında ekonomik nedenler var. Bu yüzden elma ile armutlar iyice birbirine karıştı. İsteyen, istediği malı satıyor. Bugüne kadar buna da kimse dur demedi ve yanlış, doğru oldu.
Denetimlerdeki kıstaslar nedir, bilemiyorum. Ama bu devirde ticaretle uğraşmak gerçekten çok zor. Vergisi var, dükkan kirası var, sigortası var, elemanın haftalığı, maaşı var.
“Kanunlara karşı gelenlere göz mü yumulsun? Onu mu istiyorsun?” diyebilirsiniz.
Göz yummayalım da...
Manisa sokaklarında züccaciye dükkanının önünde bir kerter kiraz satılırken, terzi dükkanın önünde kayısı kasası dururken, benim eli kolu bağlanmış, etrafı zincir mağazalarla çevrilmiş bakkalımın suçu ne?