Manisa’da 15 gündür çöplük meselesi konuşuluyor. 15 gün önce Cuma sabahı Manisalılar gününe ağır bir koku ile başladılar. Sabahın mağrurluğu ile yola çıkanlar, havayı soludukça bu havada tuhaf bir şeyin olduğunu anladılar. Öyle ki Manisa’da o gün ticari zeka sahibi bir girişimci “Temiz hava” satsa yok satacak. O kadar pis bir hava. Başbakanımız “dumansız hava sahası” diyor ama Manisa’nın havası cumadan beri bayağı dumanlıydı. Ancak dağıldı. Allahtan araya sağanak yağmur girdi. Ciğerlerimize de temiz havaya kavuştu.
Çöplüğümüzde herkesin beklediği patlama nihayet oldu. En son iki sene önce patlamıştı, o zaman da Allah korumuştu. Aradan iki yıl geçti yine patladı, yine Manisa’yı Allah korudu. Allah sonumuzu da hayırlı etsin diyeyim ki tam olsun. Bu çöplük işinde ne yazık ki Allah’a sığınmaktan başka çözüm yolu yok. Aslında çözüm var da... Ama isteyen yok.
Ne zaman bu patlamalar can alacak, Spil Dağı’nın yeşilliği sararacak, o zaman ahlar, vahlar içinde bu çöp sorunu çözümlenecek. Çünkü bir önceki Manisa Belediye Başkanı Bülent Kar, bu soruna ciddi el atmıştı. Harmandalı da bulunan çöplüğü, Develi Köyü civarındaki bir alana taşıyacaktı. Büyük bir maliyet getiren ve kimsenin kolay kolay cesaret edemeyeceği projenin startını da verilmişti. Ama istemezük zihniyeti yine devreye girdiÖ Bilim adamlarının onay verdiği, çevreye hiçbir zararı olmadığına dair raporların alındığı modern çöplüğün yapılmaması için Develi halkı yollara döküldü. Oktay Konyar liderliğinde protestolar Ankara’dan, İstanbul’a kadar uzandı. Sonrasında da Danıştay’da dava bekliyor. O dava orada bekledikçe de Manisa her gün risk altında yaşıyor.
Belediye’nin eli kolu bağlanmış durumda. Danıştay’dan gelecek müjdeli haberi bekliyorlar. Ama ne zaman gelir, nasıl gelir meçhul. Memleketin daha öncelikli konuları olduğu için, sanırım böyle pis kokan işlere sıra gelmiyor. Neyse konu yargıda.
Bu çöp işi öyle bela bir iş ki...
Başımdan geçen bir örneği yazayım...
Bir dönem önce Belediye Meclis Üyesiyim. Vatandaşın telefonuyla uyandık. Mahallesinde çöp konteynırı yokmuş. Mahalle çöpten geçilmiyor diye başladı, susturmam zaman aldı. Neyse, vatandaşın sorunu çözelim istedik. Yataktan kalktık. Belediyede soluğu aldık. Yetkili birim müdürüne sorunu anlattık, adresi verdik. İnceleme yapıldı. Vatandaşın haklılığı ortaya çıktı. Çöp konteynırının mahalleye konduğu haberi de tarafımıza ulaştıÖ İnsan da mutlu oluyor, böyle durumlardaÖ Ben de de o mutluluk durumları var.
Akşamüstü bizim telefon yine çaldı. Baktım sabahın erken saatinde beni arayan vatandaşın numarası. Kendimi hazırladım, karşıdan gelecek teşekküre ‘Ben bir şey yapmadım, orta da atlanmış bir durum varmış onu halettik. Teşekküre gerek yok’ falan diyeceğim. Karşıdan gelen cevap aynen şöyle ‘Gökmen’cim, mahalleye çöp konteynırı geldi, ama bizim apartmanın girişine koymuşlar. Bunu biraz ileri aldırsak. Olmuyorsa da kaldırsınlar...’ İşte bu sözler karşısında dondum kaldım... Ne diyeceğimi bilemedim.
Manisa’nın bu çöp işi de öyle... Sadece Manisa değil, bu sorunla yaşayan tüm kentlerde böyle Bu kentleri yöneten tüm idarecilerin derdi bu. Her yer temiz olsun deriz, ama çöp konteynırı bizim evden uzak olmasını isteriz.
Benim bu konuda bir uzmanlığım bulunmuyor. Ama Develi Köyüne yapılacak olan Katı Atık Merkezi için bu işin uzmanlarından olumlu raporları gördüm. Alınacak önlemlerle çevreye hiçbir zararı olmayacağını okudum. Ama oranın halkı, o bölgede yaşamayan, oranın havasını bile solumayan, şimdilerde nerede olduğu bile bilinmeyen birinin peşine takıldı. Manisa’nın kaderi ile oynadı. İnsanlar çöplüğümde olmasın, çöpümde olmasın istiyor ama, bunun nasıl olacağının cevabını veremiyor.