Hangi sistem mi? Eğitim sistemi tabii ki...
Yola çıkılan son değişikliğin parolası, futbol sistemi gibi: 4+4+4... Hücum mu yoksa savunma ağırlıklı mı, belli değil.
Eminim, bu sistemi ortaya atan kişinin bile kafası karışıktır şu anda...
Meclis’te kıyamet kopuyor; anlayanlar, anlamayanlara anlatıyor. Ama sonuçta sistemin tam amacını ne bilen var, ne de anlayan!
Herkes kendine göre yorum yapıyor ya da kendi partisinin görüşüne göre çıkış arıyor.
Muhalefet yine imam hatiplere işi getiriyor.
İktidar ise artık düz lisede okuyup işsizler ordusuna katılacak genç sayısına son vermek istediklerini söylüyor.
Eğitim sistemi yap-boz tahtası... Böyle olunca öğrenci de mutsuz, öğretmen de, veli de mutsuz.
Sistem deyince tek bir millet tanırım. O da Almanlar...
Bana göre her şeyi ile sistemlerini oturtmuşlar. Zaten Alman disiplini dediğimiz olay da sistemin parçası.
* * *
Bunu geçtiğimiz haftalarda Türk Alman Kültür ve Eğitim Vakfı’nın (TAKEV) İnciraltı’ndaki okulunda düzenlenen ‘Alman Meslek Yüksekokul (Uygulamalı Bilimler) Sistemi ve Sanayi için Önemi’ seminerinde bir kez daha gördüm.
İnsan ister istemez hayran kalıyor adamların sistemine...
Almanlarda meslek okulu kavramı bizdeki gibi değil. Öğrenci, belirlenen sınıfa geldiğinde hemen kendine yakın olan meslek seçimini yapıyor. Burada eğitimi tamamladıktan sonra, üniversite mezunu statüsüne kavuşuyor.
Alman meslek okullarının, bizdeki meslek okullarının eğitimi ile alakası yok; daha ileride.
Zaten o yüzden ağır sanayi denince akla Almanlar geliyor.
Sistemlerini kurmuşlar, eğitimlerini veriyorlar ve dünyaya hükmediyorlar.
Seminere TOBB Başkan Yardımcısı ve Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Bülent Koşmaz ile birlikte, Almanya Federal Cumhuriyeti Başkonsolosu Margit Haberle’nin davetlisi olarak katıldık. İzmir ve çevre illerden bir çok oda başkanı seminere davet edilmiş. Ama 200 kişilik salonda 50 kişiydik.
Böylesine bir etkinlik Gaziantep’te, Konya’da, Kayseri’de olsa, inanın o bölgenin sivil toplum kuruluşları salona akın ederdi.
Başkonsolos Margit Haberle, oldukça titiz ve başarı ile hazırlanan seminerin ardında misafirlerini kendi evinde verdiği resepsiyonda ağırladı.
Resepsiyonda da Alman sistemi ve disiplini kendini belli etti. Her şey kusursuz ve mükemmeldi.
TAKEV’de gördüğüm manzara karşısında hayıflanmadım desem yalan olur.
Televizyonlarda siyasilerin son eğitimi sistemi hakkındaki kapışmasını gördükçe, insanın içi kararıyor.
Bir yanda eğitim sistemini seneler önce oturtmuş bir ülke, bir yanda da yamalı bohçaya dönmüş sistemi ile dünyaya kafa tutmaya çalışan bir ülke...
Şu eğitim de bir sistemi oturtamadık gitti. Millet aldı başını gidiyor, biz hala 4+4+4 mü olsun? Yoksa başka bir sistem mi olsun onun kavgasındayız. Kısacası futbolda en iyi savunma hücum olduğuna göre...
Eğitim sistemimizi de hücum üzerine kurmalıyız. Hem de bir an önce.
