Gözde Yener Birman

Gözde Yener Birman

gozdeyener1@hotmail.com

Tüm Yazıları

İnsanlar yaptıkları işe isimlerini koyuyor ve bir de onu marka haline getirebiliyorsa, oturup bir onları dinlemek gerek. Elif Cığızoğlu... Moda tasarımcısı. Tanıyanlar çok iyi bilir. Müthiş bir çizgisi ve estetik duygusuna sahip modacı. Kendi özel tasarımlarının yanında, Network’un da koleksiyonunun başında. Bu sezon Network çok daha dinamik, fresh. Sanatla yoğrulmuş bir zihinden çıkan tasarımların albenisi çok, çok daha başka oluyor. Sevinç Pastanesi Pazar Sohbetleri ile sizlere mutlu pazarlar diliyorum.

Haberin Devamı

Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Bölümü mezunusunuz ama öncelikle tekstil bir sanat dalı mıdır değil midir?

Bence sanattır. Hazır giyim matematik işidir; benim kendi özel dikim işimde ise tamamen sanat üzerine çalıştığımı düşünüyorum. Yaptığımız işlerde denge çok önemli. Orada bir sanat eseri yaratıyorsunuz. En doğru ve en güzel şekilde yapmanız gereken bir iş bu. İşimi ilk açtığım günden bu yana, işe bu şekilde bakıyorum. Karşımda ki insan ne düşünürden ziyade, sadece ona teslim olarak işimi yapıyorum. Bu da işin sonunda mükemmel bir emeği çıkarmama neden oluyor. Tabii, bu kendime göre bir mükemmellik. Sen yaptığın işten keyif alıp mükemmel gördüğün zaman zaten karşında ki de aynı mükemmelliği görebiliyor.

Kalıp çok önemli

Peki, hazır koleksiyonda kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Kısıtlandığınızı düşünüyor musunuz?

Yoo! kendi içinde challenge (meydan okuma) bir iş. Aslında her şey hayata nasıl baktığınızla ilgili. Network’un koleksiyonunu hazırlarken de hep yeni bir şeyler üretmeye çalışıyoruz... Beynini sürekli uyanık tutan bir şey. Bu da matematik zekanı çalıştırıyor. Sürekli problem çözüyorsun. Sürekli kendini geliştirerek, değişik çözümler bularak onu daha da farklı bir seviyeye aktarabiliyorsun.

Elif Cığızoğlu tasarımlarında ki imza sizce nedir?

Kalıp benim en önemli imzam. Elif Cığızoğlu’nu Elif Cığızoğlu yapan şey kalıpları. İşe ilk başladığım zamanlarda bana “Elif Cığızoğlu’nun olmasını istediğiniz yer neresidir?” diye sorduklarında, “Benim olmadığım yerde de tasarımlarımın tanınıyor olması” demiştim. Bu hedefe de ulaştım. Benim için form ve denge çok önemli. Benim elbiselerimde insanların adını koyamadıkları ama güzel buldukları bir denge vardır.

Haberin Devamı

- Tasarımda sanırım erkek modasıyla başlamışsınız..

Yoo, kadınla başladım ama erkekte yaptım. Çocuk tasarımı da yaptım.

Peki erkek tasarımı yaparken zorlandınız mı?

Hayır. Bence erkek tasarımı yapmak kadına göre daha zor. Çünkü kadın form seviyor, yeniliğe açık, renk seviyor. Erkekte bunlar olmadığı için çok zekice detaylarla bazı şeyleri değiştirmek gerekiyor. Ben yeniliği seviyorum bu yüzden tasarım yapmak tüm bunların hepsini yapabiliyor olabilmektir. Coca Cola şişesi de tasarladım ve hepsi de benim için çok zevkliydi. İçinden geleni üç boyutluya dökebilmek güzel bir duygu.

İstenileni yaparım

Sizden sizin tarzınıza uygun olmayan bir elbise yapmanız istendiğinde, bunu kabul etmekte zorlandığınız oluyor mu?

Tabii ki oluyor. Müşterim eğer çok ısrarcıysa istediği şeyi mutlaka yapıp gösteriyorum. Onlara neden olmayacağını anlatarak gösteriyorum. Müşterilerimi kesinlikle sürprizle karşılaştırmıyorum çünkü, en hoşlanmadığım şeydir. Adım adım neden bu şekilde olması gerektiğini göstererek anlatıyorum. Onlar da sonunda iyi bir şey çıkacağını biliyor ve inanıyorlar.

Haberin Devamı

l Marmara Üniversitesi GSF Tekstil bölümünde okumuşsunuz. Sonra İngiltere, Amerika’da ciddi eğitim almışsınız. Farklılıklar var mı?

Bizim burada sanat eğitimi yurtdışına göre çok çok daha gelişmiş. Çünkü, en başta yurtdışında okula girenlerin çizim kabiliyetleri olmuyor. Okula girdikten sonra çizim eğitimleri alıyorlar. Mesela, Almanya’da Almancam henüz yeterli olmamasına rağmen beni hemen almak istediler. Çünkü, desen bilgisi olarak o kadar ileriyiz ki, hazır olarak okula giriyorsun.

Yaratıcılık önemli

Yurtdışında ki eğitimde uygulama kısmı çok ağırlıklı. Burada ki gibi proje hazırlayıp sunmakla bitmiyor, birebir kendin uygulamalı hazırlayıp veriyorsun. Yoksa yaratıcılık hiçbir yerde beyninin içi açılıp kondurulmuyor. O ya vardır, ya da yoktur. Kiminin yaratıcılığı vardır ama disiplini yoktur, kiminin yaratıcılığı yoktur ama disiplinlidir. Bunlar çok farklı dengeler. Yaratıcısındır ama müşterinin ne istediğine giremiyorsundur, o zaman yaratıcılığının hiçbir anlamı kalmaz.

Sizin ilgilendiğiniz ve mesleğinizi desteklediğine inandığınız başka sanat dalı var mı?

Mimarlığı çok seviyorum. Annem babam zaten mimar. Heykelimsi formları her zaman çok sevmişimdir. Renk karışımlarını severim. Zaten kendim de resim yapıyorum. Tüm sanat dallarına ilgim vardır.

Peki en çok öne çıkan parçalar neler?

Aslında öyle bir dönemdeyiz ki, modasızlık var. İnsanlar özgür olmalı, bizimde vermek istediğimiz mesaj bu: Her şeyi, her şeyle kombinleyebilirsiniz. Hep desenler var, nakışlar, işlemeler var. Unuttuğumuz bir dişilik var. Bir ara çok maskülenleştik. Modada 10’ar yıllık dönemler var. Bu 10 yılı da geçirdik ve unutulan dişilik artık daha ön planda.

‘Yaptığım iş bana ait olmalı’

Elif Cığızoğlu ne zaman Elif Cığızoğlu oldu? Çıkışınızı sizce ne zaman yaptınız?

Kendi ofisimi açtığımda yaptım. Daha önce Hakan Yıldırım gibi birçok atölyede çalışmıştım. Daha sonra babamın işyerinin alt katında atölyem oldu ama ne zaman ki kendi yerimi açtım, işte o zaman “tamam” dedim. Çünkü, başka atölyelerde başkalarının yanında çalışırken risk size ait olmuyor. Benim kendimle ilgili en büyük savaşım, kendi dilimi oluşturabilmekte ki mücadelem oldu. Yabancı markaların en büyük özelliği budur: Markalarına ait bir dillerinin olmasıdır. Hiç unutmam, ilk elbisemde bir sürü yaprak vardı. Elbise tamamlanıncaya kadar kimseye göstermedim. Etki altında kalmak istemedim, çünkü o sadece bana ait olmalıydı. Ne yaparsan yap sadece sana ait olmalı ve bunun içinde ürününle başbaşa kalmalısın.

YENİ BİR ENERJİ

Network’un bu sezonunda neler var?

Network çok yeni bir marka aslında ve müşterisiyle yepyeni bir enerji ile sezona başlıyor. Biz uzun süredir markayı yeniliyoruz ve artık müşteri bunu daha net görmeye başlıyor. Daha gençleştik, freshleştik, hafifledik, daha rahatladık ve aydınlandık. Sabah başlayıp akşam da devam edebileceğiniz kalitede ve çizgide giden bir tarzı var bu sezon.

Esmersoy da vardı

Akıllardan çıkmayacak reklam çekimi yaptınız. Nasıl gerçekleşti?

Koleksiyona uygun oldu. Çekimler, San Francisco’da yapıldı. Uzun süreli çalışmaydı. Önce elbiselerin provaları yapıldı. Sonra elbiselerle duvarlara çıktılar. Bu iş profesyonel dansçılarla yapıldı. Burcu Esmersoy da vardı, gerçekten çok dengeli ve güçlü biri. Bungee jumping ipleri ile asılısınız ve 90 derece açı ile orada durup hareket edebiliyor olmanız lazım. Fotoğrafçı da asılı bir şekilde durarak çekimlerini gerçekleştirdi, zaten kendisi de dağcı. Dikey dans grubu diye geçen bir grup bunlar. 18 saat styling çalışması yapıldı. Network ilk defa model olmayan dansçılarla çalışıyor. Bu ekibin adı BANDALOOP ve yaptıkları dansa Vertical Dance deniyor. San Francisco’da Oakland City Hall binasında dans ettiler.

Elif Hanım, sohbetimizi Sevinç Pastanesi’nin ay çöreklerini yiyerek gerçekleştirdik. Nasıl beğendiniz mi?

Çok keyifle yedim. Hem çok taze hem de lezzetlilerdi. Sevinç Pastanesi’ni İstanbul’da da görmek isterim.

İkili seçeneklerden

Yürüyüş-Koşu

Sıkılmak-Sabretmek

Susmak-Konuşmak

Dansetmek-Oturmak

Klasik-Modern

Dobra-Politik

Samimi-Mesafeli

Uykucu-Uykusuz

Sakin-Heyecanlı

Kitap-Dergi

Doğa-Konfor

Kedi-Köpek: ikisi de

Güneş-Yağmur

Çay-Kahve

Et-Ot

Disiplinli-Rahat

Unutur-Affetmez

Tatlı-Tuzlu

Çin yemeği-İtalyan yemeği

Şarap-Rakı

Esprili-Ciddi