Gözde Yener Birman

Gözde Yener Birman

gozdeyener1@hotmail.com

Tüm Yazıları

İzmir Arkeoloji Müzesi Müdür Yardımcısı Elif Erginer, meslektaşı Doç. Dr. Cenker Atila’yla çıkardıkları ‘Antik Çağdan Günümüze Parfüm’ adlı kitapla, özgün bilgiler veriyor, kokunun serüvenini anlatıyor...

İşini iyi yapan, durmayan, kendi gelişirken çevresine de faydası dokunan, akıllı, enerjisi yüksek, ilham olabilen insanlar ister istemez radarıma takılıyor. Uzman Arkeolog Elif Erginer de onlardan biri. Geçen günlerde meslektaşı Doç. Dr. Cenker Atila’yla çıkardıkları, ‘Antik Çağdan Günümüze Parfüm’ adlı eserle, antik çağdan günümüze kokunun serüvenini anlattılar. Ülkemizde ve dünyada bir ilk olan, parfüm üzerine bu kadar kapsamlı araştırmaya verdikleri emek için kendilerini yürekten tebrik ediyorum. Bugün Sevinç Pastanesi Sohbetleri’nde Erginer’i ağırlamaktan mutluluk duydum, umarım siz de keyif alır, bu değerli esere kitaplığınızda yer ayırırsınız...

Haberin Devamı

Parfümün yolculuğu

Durmak bilmeyen, çalışan, üreten bir arkeologsunuz... Bu mesleği seçme nedeninizden ve süreçlerden bahsedebilir misiniz...

İzmir Özel Türk Koleji Anadolu Lisesi Almanca Bölümü’nden mezun olduktan sonra, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji Bölümü’nü bitirdim. Bu süreçte Ege Üniversitesi Seracılık ve Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler bölümlerinden de mezun oldum. 2006 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı İzmir Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü’nde uzman arkeolog olarak görev yapmaya başladım. 2008-2015 arasında Grek sikkelerinden sorumlu uzman, 2015-2018 tarihleri arasında da İzmir Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı Kurucu Müdürü olarak görev yaptım. 2019 yılında Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Klasik Arkeoloji Bölümü’nde yüksek lisansımı tamamladım, halen İzmir Arkeoloji Müzesi’nde Müdür Yardımcılığı görevimi sürdürmekteyim.

Mesleğimi seçmemdeki en büyük faktörlerden biri, ailemin özellikle de babam Efe Erginer’in tarihe ve antikaya olan merakıdır. Babamın dedesi Sabri Pura’nın zamanında, Ankara Samanpazarı’nda bir antikacı dükkânı varmış, oradan bizlere emanet kalan bazı eşya ve objelerle hep iç içe büyüdüğüm için, eski bir obje nasıl tutulur, nasıl korunur gibi bazı konulara zaten aşinaydım. Büyüdükçe de onların tarihçesini ve hikâyelerini merak etmeye ve araştırmaya başladım. Bu ilgi de beni arkeoloji üzerine eğitim almaya teşvik etti.

Haberin Devamı

Ege Üniversitesi’nde birbirinden kıymetli ve her biri alanında uzman hocalarımdan aldığım lisans ve sonrasındaki yüksek lisans eğitimim ve müzemizde yaptığımız çalışmaların yanı sıra, Kültür ve Turizm Bakanlığımız tarafından görevli olarak gönderildiğim yurtdışı görevlerinde (Amsterdam ve Trier) müzecilik anlayışı ile ilgili kazandığım bilgi ve deneyimler, arkeolojiye olan ilgimi ve sevgimi daha da artırdı. Bu bağlamda kazandığım bilgi ve deneyimleri gelen ziyaretçilerimizle ve arkeoloji öğrencileriyle paylaşmak da bana ayrı bir mutluluk veriyor.

Herkesin kütüphanesinde bulunması gereken ve sanırım dünyada parfüm üzerine bu kadar kapsamlı araştırmanın yapıldığı bir kitap yazdınız. Kitap demek yanlış olur, çünkü bu bir ansiklopedi! Böylesine kapsamlı konunun fikri, araştırması nasıl oldu?

Haberin Devamı

Ne mutlu bize... Şöyle ki; “Antik Çağdan Günümüze Parfüm” adlı kitabımızın editörlüğünü değerli meslektaşım Doç. Dr. Cenker Atila ile birlikte yaptık. Myrina yayınlarından çıkan kitap bahsettiğin manada bir ilk niteliği taşıyor. Kitabımız ben ve Cenker Atila dahil olmak üzere konusunda uzman 14 yazar tarafından kaleme alınmış, 15 makaleden oluşuyor. Her kadın gibi benim de kokulara ve parfüme karşı daima özel bir ilgim vardı. Pandemi dönemiyle birlikte bu konuyu araştırmaya ve üzerinde çalışmaya daha fazla vakit buldum. Bu süreçte de konuyla ilgili var olan çeşitli makale ve kitapların ayrı ayrı konuları ele aldığını ve antik çağdan günümüze kokunun serüvenini anlatan, bu konuda bütünsel bir yaklaşıma sahip bir kitabın olmadığı kanaatine vardım. Bu fikrimi de bazı meslektaşlarımla paylaştım. Onların da değerli makaleleri ile kitabımız tamamlandı.

Mağara devrinden bu yana

Kitap yeni çıktı, nasıl gidiyor?

Beklediğimizin üzerinde bir ilgi görüyor. İlk baskısı tükenmek üzere. Yabancı dillere çevrilmesiyle ilgili de teklifler alıyoruz.  Sanırım, bu yoğun ilgiyi insanoğlunun, özellikle de kadının, güzel koku ile arasındaki ilişkinin mağara devrinden günümüze değin hiç değişmemesine ve bu konudaki hassasiyetinin ve ilgisinin hep var olmasına bağlayabiliriz.

Ateşin keşfi ile çeşitli ağaç ve kokulu bitkilerin yakılması sonucunda oluşan hoş koku, parfümün en erken kullanımının sıvı veya merhem şeklinde değil de tütsü formunda olduğuna işaret etmektedir. Zaten parfüm kelimesinin, Latince, yaygın olarak kabul gören etimolojik tanımının, ‘per’ (içinden) ve ‘fumus’ (duman) kelimelerinin birleşmesinden oluşan ‘duman yoluyla’ anlamına gelen ‘perfumare’ kelimesinden geldiği bilinmektedir. Yaklaşık 4 bin yıl önce Mezopotamya’da tespit edildiği düşünülen parfümün, Mısır’da yaygınlaştığını, duvar resimlerinden ve yazılı kaynaklardan öğreniyoruz. Romalı doğa tarihçisi Plinius’un ‘Naturalis Historia’ eserinde; antik dönemde insanların çeşitli ürünlerin karışımından oluşan kombinasyondan tek bir koku çıkarmaları ve çıkan sonuçtan hoşlanmaları neticesinde parfümün oluştuğuna değinilirken, mitolojik hikâyelerde parfümün ilk olarak tanrılar tarafından kullanıldığına yer veriliyor. Anne karnından itibaren oluşan ‘koku hafızamız’ ömrümüz boyunca bizlere eşlik etmekte; kızarmış ekmek kokusu bizleri kimi zaman annemizin mutfağına, bir silgi kokusu ise belki de ilkokuldaki sıramıza götürebilmektedir.

Bu arada, bir kısım kitabımızla birlikte, koku uzmanı Bihter Türkan Ergül tarafından antik bir koku reçetesinden tasarlanarak, sınırlı sayıda üretilmiş, ‘Atlantis’ isimli üniseks parfümü de okuyucularımıza armağan ediyoruz. Bundan sonraki baskıda belki de tüm kitaplarımızla birlikte, bu sefer antik bir koku şişesi formu içinde yine özel olarak hazırlanmış parfümü okuyucularımızla buluşturmayı çok isteriz.

Arkeoloji alanında dünya üzerinde Anadolu topraklarımızın çok zengin olduğu söylenir. Ülkemizde hangi arkeolojik bulgular çok değerli sizce?

Dediğiniz gibi; ülkemiz toprakları pek çok uygarlığa ve kültüre ev sahipliği yapmış, bu anlamda oldukça zengin ve çok kıymetli. Sanıyorum ki, bilinen arkeolojik değerlerin çok daha fazlası da daha kazılıp açığa çıkarılmadı. Topraklarımız üzerindeki; Göbeklitepe, Zeugma, Efes, Bergama, Afrodisias ilk aklıma gelen, dünyaca bilinen arkeolojik alanlar ve buluntuları. Bunların yanı sıra UNESCO Dünya Mirası listesinde ülkemizden; 17’si kültürel, 2’si karma olmak üzere toplam 19 adet miras bulunmaktadır.

‘Arkeolojiye ilgi artmalı’

Hem kültürel hem de sosyal alanda faaliyetleri olan, aktif birisiniz. Başka projeleriniz var mı?

Pandemi süreciyle çoğumuzun hayatında aktif olarak yer almaya başlayan ‘zoom’ sunumlarına katılıyor ve mesleğimle ilgili sunumlar yapıyorum. Arkeoloji ve müzecilikle ilgili Türkçe kitap ve makalelerin yanı sıra, İngilizce ve Almanca yayınları da takip etmeye çalışıyorum. Müzemizde her ay, ücretsiz olarak, en az bir konser, bir söyleşi veya konferansı ziyaretçilerimize sunuyoruz. Bu etkinliklerimizin yanı sıra ‘Görmediklerinizi Göreceksiniz’ projemiz kapsamında, depolarımızda yer alan bir eser ya da eser grubunu müzemizde özel vitrininde sadece bir aylığına sergileme projemize devam ediyoruz. Yakın zamanda, koleksiyonerlik ve koleksiyonlar üzerine bir çalıştay yapmayı, geçici tematik sergileri ziyaretçilerimizin beğenisine sunma hedefimizi de gerçekleştirmek istiyoruz. Bunların yanı sıra, ilerleyen zamanlarda sualtı arkeolojisine yönelik bir çalıştayı ve her ay bir kitap-bir yazar projemizi gerçekleştirmeyi planlıyoruz. En büyük amacımız, insanlarımızın arkeolojiye olan ilgisini artırarak, bu konuda bilinçlenmelerine katkı sağlamak ve müzelerimizi daha sık ziyaret etmeleri için fırsatlar yaratmaktır. Aktif olarak yönetim kurulunda yer aldığım; Kültürpark Tenis Kulübü ve Kızılay İzmir Kadın Teşkilatı ile muhteşem etkinliklere imza atmaya devam edeceğiz. İzmir Özel Türk Koleji Mezunlar Derneği ve Küçük Kulüp (Alyans) Derneği ile de kültürel etkinlikler yapmayı planlamaktayız.

Keyifli röportaj için teşekkürler...

Kitabımıza gösterdiğiniz ilgi için ben çok teşekkür ederim. Kıymetli okurlarımızı en yakın zamanda müzelerimizde ağırlamaktan mutluluk duyacağımızı da belirtmek isterim.