Gül Mutlu Eskihancılar

Gül Mutlu Eskihancılar

gulmutlu.eskihancilar@gmail.com

Tüm Yazıları

Hava yağışlı... Aman yağsın! Bu sene pek pinti davrandı. Toprağın, yeşilin ve elbette bizim çok ihtiyacımız var. Barajlardaki su seviyesi endişe verici. Başımızda bir sürü sevimsizlik varken bir de bunlara susuzluk eklenmesin. Zaten perişan olduk, hepten biteriz vallahi. Gerçi yağmur yağınca da bitiyoruz, o ayrı. Şahane altyapımız mutlaka bir yerden patlak veriyor. Evleri, işyerlerini su basıyor. Caddeler, sokaklar dereye dönüyor. İnsanlar, hayvanlar, arabalar sürükleniyor. Rögarlar fıskiye misali fışkırıyor. Dereler mazgallardan taşıyor. Şiddetli yağan her yağmur sonrası manzara hep aynı! Bu kez piyango Yalıkavak Mahallesi’ne çıktı ve 20 işyeri sular altında kaldı. Elektrikli dolaplar yandı, masa ve sandalyeler telef oldu. Bu salgın döneminde esnaf su baskınıyla uğraşıyor maalesef. Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, bu işin asıl çözümünün Bodrum’un altyapısının geri dönülmez şekilde tamiriyle mümkün olacağını söylüyor. Böyle olması gerektiğini zaten Bodrum halkı senelerdir dile getirdi. Hatta dilinde tüy bitti! Aras, bu sorunu en kısa zamanda çözeceğiz diyor. Haydi hayırlısı! Düşünülmeden, akıl yürütmeden, umursamadan, vicdansızca yapılan öyle çok yanlış var ki, bu yanlışların çözülüp Bodrum’un gün yüzü görmesi pek kolay değil.

Haberin Devamı

Evet, belayım kardeşim

Hafta sonu, yağmur, fırtına, sokağa çıkma kısıtlaması... Üçü bir yerde! Şahane! Samimi olmak gerekirse, bu kısıtlama olmasa bile sokağa çıkılası bir durum da yoktu. Günlerden pazartesi ve artık sokağa çıkabiliriz. Hadi Gül, kalk bir yürüyüş yap dedim kendi kendime. Yeni haftaya dinamik başla. Güneş de yüzünü gösterdi, kaçırma bu güzel anları. Mutlu ve mesut bir şekilde attım kendimi sokağa. Ohhh, hava mis. Aman Allahım, o adam yere mi tükürdü? Evet, o adam resmen yere tükürdü. Buyurun bakalım, dakika 1, gol 1! Tabii tutamadım kendimi. (Zaten kimse de tutmasın kendini) “Ay niye yere tükürüyorsunuz, hem de korona varken” dedim. “Çok tükürmedim, az tükürdüm. Hem yere değil, suya tükürdüm” demez mi! Cevabı bu olan bir şahısla konuşmanın nereye vardığını tahmin edersiniz... Tövbe tövbe diye yoluma devam ettim. 100 metre kadar gittim gitmedim, aman Allahım bu ne şimdi dedirten başka bir kısa film başladı. Gayet şık spor kıyafetleriyle yürüyüşe çıkmış, kibar görüntülü bir bey geliyor karşıdan. Bu şık bey önce sağ burun, sonra da sol burun deliğinden bütün salgılarını sokağa bırakıverdi. Cebinden çıkardığı mendille de elini temizledi. Tabii, ben yine tutamadım kendimi, “Madem mendiliniz var, neden sokağa sümkürüyorsunuz” dedim. “Hayır efendim ben mendilimi kullandım, yanlış görmüşsünüz” dedi. “Ben yanlış görmedim ama inanın yanlış görmüş olmayı kesinlikle tercih ederdim” dedim. Bu filmin devamını da tahmin edersiniz. Yeni bir tövbe tövbe ve yola devam...

Haberin Devamı

10-15 dakika kadar vukuatsız yürüdüm, ama beynim kaynamaya başladı tabii. Niye bu kadar pis, terbiyesiz, umursamaz ve saygıdan uzak bir toplumuz diye hayıflanıp duruyorum. Dinamik olayım derken dinamit olma yolunda sağlam adımlarla ilerlerken, maskesiz ve üstelik püfür püfür sigara içerek yürüyen bir delikanlı çıkmasın mı karşıma. “Yürürken sigara içmek yasak, üstelik maskeniz de yok” dedim. “Bitince söndürücem” dedi. Ay şaka gibi! Taktım ya bugün, “Hayır, hemen söndürün. İnsanların canını tehlikeye atmayın” dedim. “Abla, bitince söndürücem dedim ya” diye resmen dalga geçti benimle. “Bak hemen söndür, yoksa şikâyet ederim seni” dedim. “Ya abla, sabah sabah bela mısın?” dedi ve yürüyüp gitti. Evet, ben artık dinamik değil, bildiğiniz dinamit haline geliverdim ve de buradan itiraf ediyorum! Evet bundan sonra, bu tür terbiyesizce, saygısızca, düşüncesizce ve çevredekileri umursamazcasına davranan herkesin belasıyım! Allah, sonumu hayreylesin...