Güneri CİVAOĞLU
Tarih
10 Kasım 1996... Anavatan Partisi Araştırma Merkezi bir broşür yayınlıyor.
Başlığı şöyle:
"YENİ TÜRK LİRASI: BİR HAYALİ PARA".
O tarihte
"Yeni Türk Lirası çıkarmayı" gündeme getiren
Refahyol Hükümetinin fikir jimnastiğine, Anavatan böyle karşı çıkmış.
Broşürdeki ifadeden birkaç satır yansıtayım:
"..... kurtuluşu salt - Yeni Lira -
gibi parasal hayallere bağlamak ve popülist amaçlarla orta, uzun ve vadeli istikrar programlarından kaçınmak, Türk ekonomisini daha büyük çıkmazlara sürükleyecektir.
Hükümetin amacı - hayali denk bütçede olduğu gibi, Yeni Türk Lirası hayaliyle de yapay gündem oluşturarak, halkın içine sürüklenmiş olduğu, şimdiye kadar yaşanmamış sıkıntıları perdelemeye çalışmaktır -".
Evet...
Anavatan, daha
11 ay önce böyle tavır koymuş.
Erbakan ya da
Çiller kamuoyu önünde daha
"1 yıl önce Yeni Türk Lirasına karşı çıkmıştınız... Bunu, yapay gündem olarak nitelemiş ve halkı uyutmaya çalıştığımızı iddia etmiştiniz.
Şimdi ise, ekonominin patronu yaptığınız Bakan Güneş Taner, 1 ABD Doları = 1 Yeni TL oluşturacağını ve bunu en geç Nisan ayında uygulamaya kararlı olduğunu söylüyor" deseler...
Ve şöyle sorsalar:
"Bu ne perhiz... Bu ne lahana turşusu."
Herhalde bu hükümet cevap vermekte hayli zorlanacaktır.
Aslında...
Refahyol, Yeni TL söylemini gerçekten,
hayali bütçeiddiası gibi
balon olarak üflemekteydi.
İnandırıcılığı yoktu.
Taner'in ise, siyaset sicilinde
iddialarını gerçekleştirmeye yakın sonuçlar vardır.
Enflasyonu yüzde
50'ye kadar indirebilmişti.
O'nun, - kendi deyimiyle -
"enflasyon keratasını mağlup etmek" üslubunu benimsemesek de,
bunu kendine dert edinenler arasında olması, enflasyon keratasının(!) sunduğu zevklerin uyuşukluğuna kapılmış politikacı çoğunluk arasında yer almaması bir farktır.
Taner ayrıca
"1 Yeni TL = 1 ABD Doları uygulamasının ihracat, mali reformlar gibi diğer koşullarla birlikte oluşabileceğini" de söylüyor.
Doğru olmayan şey...
Bu projenin arkasında henüz hükümetin yer almamasıdır. Hükümet, bunu istese bile,
gelecek yıl seçimlere giden bir ülkede, sert şok dalgaları yaratacak böyle bir katı uygulamanın pratikte mümkün görülmediğidir.
Yatırımların duracağı, işsiz sellerinin oluşacağı, piyasanın durgunluğa gireceği bir ekonomik ortamı, hangi hükümet seçim arifesinde göze alabilir.
Ama... Böyle söylentiler, ekonomik yaşamda duyarlılığı arttırır, kuşkular yaratır.
Yeni TL için, bu çelişki örneğini yansıtarak, yeterince damıtılmamış görüşlerin ve tepkilerin
Türkiye ekonomisine etkilerini göstermek istedim.
Şimdilerde gene, gazete sayfaları ve televizyon ekranları ekonomik ve mali konularda rahatsızlıklar yaratan iddialı tavırları ve ayakları yere basmayan projeleri yansıtmakta.
Adeta
İkinci Dünya Savaşı sonrasının varlık vergisi ya da
DYP'nin
Milli Koruma Kanunu fırtınalarını anımsatan bir
maliye terörü havası yansıtılmakta.
Servetin, paranın, mevduatın, tüm para hareketlerinin
"büyük gözaltına alınacağı" gibi bir kuşku ortamı oluşmakta...
Sanki...
1 Ekim'den itibaren
5 milyar TL'yi aşkın harcama yaparak, bir ev, bir otomobil, bir arsa alacak olanın... mevduat hesabı aştıracak, döviz ya da devlet tahvili satacak herkesin
"potansiyel suçlu" gibi görünüp izlemeye alınacağı kaygıları var.
Sanki...
Milyonlarca masum işlemin sahibi vatandaş, milyonlarca mali suç sanık adayı...
Gerçekten böyle mi?
O havaya kapılanlar, bankalardan paralarını çekmeye başlamışlardı.
Özellikle,
İstanbul'un turist hareketlerinin çok olduğu ve ticaretin nabzının attığı
Bahçekapı, Çemberlitaş gibi yörelerin bankalarında...
Hareketlenme suya atılan taşın oluşturduğu dalgalar gibi genişlemek eğilimindeydi.
İşte... böyle bir olumsuz ortamda,
Ankara temsilcimiz
Fikret Bila gerçekleri ortaya koymak üzere
Maliye Bakanı Zekeriya Temizel'e konuştu.
Bugünkü
Milliyet'te yayınlanan
Bila'nın haberi, aslında maliye terörü yaratmak bir yana, tam tersine... Daha önceki hükümetin çıkarttığı ve ertelene ertelene
1 Ekim'e sürüklenen çok katı
karapara yönetmeliğinin, Temizel ve ekibi - tarafından gerçekçi ve yapıcı yaklaşımla - yeniden düzenlenmekte olduğunu ortaya koydu.
Kısacası... Dürüst vatandaş,
5 milyar TL ile sınırlı olmaksızın alım ve satımlarını yapacak... Ticari ve sınayi faliyetini sürdürecek... tasarruflarını değerlendirecek bunları yaparken kendini potansiyel mali suçlu gibi hissetmesi için hiçbir neden olmayacak.
Mali Suçlar Araştırma Kurulu da zaten bu faliyetlerle ilgili değil.
Kurul, daha önce kara para suçu işlemiş olanların şüpheli işlemlerini, kanuna açıkca aykırı mali tasarrufları, uyuşturucu trafiğinin sanıkları gibi kişilerin parasal hareketlerini izleyecek.
İşte onlara büyük gözaltı uygulanacak.
Not: Sn. Prof. Dr. Rıdvan Karluk'a katkıları için teşekkürler...
Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr