Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Biz hala "türban" tartışmasında patinaj yapalım... Çocuklarınız şu sıralamanın neresinde?
OECD tarafından, üye ülkelerin yaşları 15'e kadar 265 bin öğrencisi arasında bir "akıl" araştırması yapıldı... Alman çocukları "çaktılar!" Almanya'nın ünlü Der Spiegel dergisi şu soruyu tartışma gündemine taşıdı:
"Alman çocukları aptal mı?"
Elbette değil ama sıralamada nal topluyorlar.
Çünkü...
Almanya, merkezi otoriteye ve programlamaya bağlı geleneksel sistemi uygulamakta.
31 ülkenin çocukları arasında Alman çocukları "okumada" 21. sırada. Matematik ve Fen gruplarında ise 20."
Göthe'
nin torunları... Sanayi devinin nesilleri için gerçekten skandal.

Der Spiegel "çocuklarımız aptal mı" sorusunu tartışmaya açtıktan sonra Almanya sarsıldı. Sonra paçaları sıvadı.
2 - 15 yaş grubu için bir eğitim reformu yaptı.
Evet...
Yanlış okumadınız.
Eğitim reformu 2 yaşındaki çocuklardan başlatılıyor.
Merkezi olmayan yöntemler kullanılıyor.
OECD'nin sıralamasında önde yer alan bütün ülkeler, eğitimi 2 yaşında başlatıyorlar.
Aileye pedagojik temel öğretilerde bulunuluyor.
Özel eğitim kurumlarının yanı sıra TV, video, yayınlar, doğa ve kent kültürü, sosyal uyum, zeka ve bilinç geliştirici oyunlar... bütün bunlar için yetişmiş personel.
Bu yarışta geri kalan ülke birkaç kuşağın geleceğini kayıp hanesine yazar.

Bir daha soruyorum...
Çocuklarınız, çocuklarımız bu yarışın, bu sıralamanın neresınde?
OECD ülkeleri eğitimi 2 yaşında başlatırken, Türkiye'de nedir?
Türkiye'de hala okula gitmeyen 100 binlerce çocuk... Öğretmensiz okul.
21. yüzyıl böyle mi Türklerin yüzyılı olacak?
Halka yalan söylemekte yüz kızartısının yaşı nedir?

OECD'nin araştırmasında üst sıralarda yer alan ülkelere "eğitim zaferinin şövalyeleri" adı veriliyor.
İşte şövalyeler:
Finlandiya, İsveç, Japonya, Kore, İngiltere, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda.
Bu ülkelerde uygulanan ve Almanya'nın, Fransa'nın esinlendiği 2 yaşından itibaren uygulanan sistemlerin ortak özelliği, merkezi otoriteye karşı özerk ve programlarının kendileri tarafından düzenlenmesi.
Şöyle yöntemleri var:
"Storyline" (İskoçya çıkışlı).
Çok küçük yaş grupları için.
Öğretmen onlarla arkadaş, yol gösterici... Her şeyi bilen rolünde değil. Yaşam hep birlikte keşfediliyor. Hissettirmeden ve kendiliğinden öğrenim amaçlanmakta.
"Waldorf" (Avusturya çıkışlı).
Doğal ortamda eğitim. Teknoloji ve tahta parçalarıyla hayal gücü geliştirilerek yapılan eğitim. Yaratıcılık ağırlıklı.
Model eğitimi de yapılmakta.
Bir dersi, o dalın öğrenciye model olabilecek "en iyi" şekilde veriyor.
Örneğin resim dersi, öğretmenden değil ressamdan, müzik piyanistten veriliyor.
"Montessoru" (İtalyan çıkışlı).
Çocuk ve yetişkin ayrı tutulmuyor. Çocuk bütün sorun ve çözümle birlikte günlük sosyal yaşam içinde bire bir tutuluyor.
Öğrenimi yaşam dayatıyor.
Öğretmen diktesi, önceden hazırlanmış bakanlık programının torna tezgahından çıkmışçasına aynı tür üretme zorlaması yok.
........
Ve bu felsefeler etrafına örülmüş, yatay ve dikey bir eğitim kosmosu...
.......
Tekrar soruyorum:
"Türkiye bu sıralamanın neresinde?"
Ne yazık ki OECO sıralamasında yer alan 32 ülke arasında Türkiye "üye ülke" olduğu halde yer almıyor.
Çocuğunuzun bu sıralamada yeri yok.
Ne dersiniz, kız çocuklarına 2 yaşından itibaren türban takılsın mı tartışması mı açalım?
Dünyada "çocuk bayramı" olan tek ülkeye... Atatürk Türkiye'sine yakışır mı?