Anavatan kurmayları, Ecevit'in azınlık hükümeti kurma olasılığını şöyle değerlendiriyorlar:
"1- Sayın Mesut Yılmaz'ın, 'Yalım Bey'in girişimini desteklediğimizi bildirmiştik. Alacağı sonucu bekleyeceğiz. O, çalışmalarını ve temaslarını sürdürürken, Ecevit'in girişimini de desteklediğimizi söylemek, nezaketsizlik olur' söylemini benimsiyoruz.
Ancak, çarşamba son gündür.
Çünkü...
'Hükümet listesini, Demirel'in onayına çarşamba günü sunarım' diyen Erez'in kendisiydi.
Sunamazsa, görevi iade eder.
2- Ecevit'in kurabileceği azınlık hükümetini destekleyeceğimizi, daha Ecevit bu formülü telafuz ettiği zaman açıklamıştık.
Angajeyiz.
3- CHP yöneticileri, DSP'ye ve bize öylesine ağır ifadeler kullandı ki, içimize sindirmemiz çok zor."
Bütün bu sözler, artık Yalım Erez girişiminin aşılmaz bir duvar önüne geldiğini göstermekte.
Üstelik...
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, bu sabah grup toplantısında bir konuşma yaparak, Erez'in kuracağı hükümette DSP'nin yer almayacağını açıklayacak.
Anavatan, daha işin başında, "DSP'nin içinde bulunduğu bir ortak hükümete destek vermeyeceğini" bildirmişti.
Yani...
Erez girişiminin aritmetiği çökmekte.
Böylece...
Ecevit'in DSP azınlık hükümeti kurma olasılığı artıyor.
Ecevit açısından bakıldığında da, önemli bir hadisedir.
"1- 20 yıl sonra yeniden başbakan olmak, bunca acı yılın ödülüdür.
2- Demokrasi sürecinde de, tarihi bir görüntüdür.
12 Eylül 1980'in iki sürgününden biri cumhurbaşkanı, diğeri başbakan...
3- En duyarlı ortamda ve dönemde, kişiliğine olan güven nedeniyle, Türkiye'nin ona emanet edilmesi...
4- Bütün bir ömür denebilecek yıllar boyunca, siyasi mücadele yaptığı orta sağ partilerin ve en büyük rakibi olmuş Demirel'in kendisine destek vermesini, her halde 20 yıl önce aklından geçirmezdi."
Dünya demokrasi tarihinde, böyle örnekler çok azdır.
Toplumun nabız atışı ise, bütün bu doğruların yanı sıra, şu beklentileri de hissettiriyor.
- Daha 20 gün önce, DSP'nin azınlık hükümeti formülünü önerdiği zaman, Çiller'in, Ecevit'ten, "Şapkasından tavşan çıkarır gibi, formül öneriyor" söylemi, hafızalardan silinmemiş.
"20 günde ne değişti" sorusu, kafalarda cevaplanmış değil.
Ecevit, bu kez Çiller'in aynı teklifle gelişini ve kendisinin EVET'ini anlatabilmeli.
Örneğin, değişenin kendisi olmadığını...
- Ecevit'in 310 dolaylarında güvenoyu alabileceği görülüyor.
Kişisel kariyeri ve bu oyların verdiği güçle, daha geniş bir vizyon ortaya koymalıdır.
Türkiye'yi, 18 Nisan seçimlerine taşımak gibi sınırlı bir vizyonla yetinmemelidir.
- Anayasa'nın temel ilkelerinin zedelenmeyeceği güvencesiyle, rahatlama sağlamalıdır.
Öte yandan...
Anavatan kurmayları arasında "AMA" değerlendirmeleri de yapılmakta.
Örneğin...
"55. Hükümet, Anavatan, DSP ekseninde kurulmuştu.
Bunlardan birinin tek başına iktidar olması ve Anavatan'ın safdışı edilmesi, tabana ve seçmene çok zor anlatılır.
55. Hükümet'in düşmesinin nedeni olan bütün olumsuzlukların kabullenilmiş olması, anlamına gelebilir.
Bu nedenle...
Sayın Ecevit, azınlık hükümetini kurarken, bizden 1 - 2 bakan alabilir.
1 - 2 bakan da DYP'den...
Böyle bir yapılanmada, grubumuzla ve tabanımızla belki de çok ters düşebilecek bazı hükümet uygulamalarında, görüşlerimizi Sayın Ecevit'e iletebiliriz."
Kısacası... Bunlar şart değil, ama jest beklentisi...
DYP'den böyle bir istek yok.
DYP, 55. Hükümet'i yıkan, sonra hükümet krizini çözerek, hükümet kurdurtan parti imajının siyasal getirilerini sezmekte.
Buna, FP ile yollarını ayırmak avantajını da ekleyiniz.
FP'ye gelince...
O da, Erez'den hükümete girme önerisi almış olmanın artılarını, seçim meydanlarına taşıyacak.
Soracak:
"Hani, seçim alsak bile, bize iktidar verilmeyecekti?"
Daha önce görev verdiği dikkate alınırsa, arkasında 300'e yakın çoğunluk oluşan Ecevit'e, Demirel'in bu kez engel çıkarması beklenmiyor.
Ayrıca...
"Yalım Erez, daha kolay destek sağlar" diyerek, Erez'i öneren Demirel'di.
Nezaketen bekliyor.
Aynı nezaketi 5 sivil kitle örgütü yöneticileri de gösteriyorlar.
Önümüzdeki seçimlerde, DSP'den aday olması beklenen Rıdvan Budak ve diğerleri, başbakanlıkta Ecevit'i ziyaret ederek, desteklerini bildirdiler.
"Ama, Yalım Bey'i de kırmayalım" dediler.
Sonuç...
İbre, Ecevit'i gösteriyor.
..............
NOT: Dr. Stress programında, Atatürk'ün okuduğu kitaplarla ilgili olarak, daha önceki Durum programında açıkladığım 1.800 yerine 180.000 rakamını kullandım.
Hafızamın bana oyunudur.
Kaynak: Dr. Gürbüz Tüfekçi, ODTÜ emekli görevlisi.
Yazara E-Posta: g.civaoglu@milliyet.com.tr