Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

MERHUM Necmettin Erbakan’ın içinde olduğu ortak hükümetlere isimler takmak geleneği vardı.
1973’te “demokratik sol” CHP ile kurduğu ortak hükümete “karpuz iktidar” denirdi.
Dışı Erbakan ve partisine yakıştırılan “yeşil”, içi ise Ecevit’in sol partisinin“kırmızı” rengi olan “karpuz iktidar...”
“Çok geçmez, düşer, ortasından yarılır” yorumları yapılırdı.
Gerçekten de öyle oldu.
Ecevit öylesine pişmandı ve tedirgindi ki Başbakan olarak dış seyahatinde yerine Başbakan Yardımcısı Erbakan’ı vekil bırakmayı göze alamadı.
Karpuz düştü ortasından yarıldı.
Bu kez yamalı bohça bir hükümet Süleyman Demirel’in başkanlığında kuruldu.
Erbakan’sız olur mu?
Gene başbakan yardımcısıydı.
O hükümet siyaset tarihimize “Birinci Milliyetçi Cephe Hükümeti” olarak kayıtlıdır ama Demirel’e göre “bitli yorgandı.”
Çok kısa sürede o yorgan atıldı, Türkiye seçimlere gitti.
Ecevit’in CHP’si yüzde 42 oy almıştı.
İktidarın eşiğine kadar gelmişti.
Ama iktidarı hiç tahmin edilmeyen bir yamalı bohçayı sırtlayarak Demirel oluşturdu.
Erbakan gene başbakan yardımcısıydı.
O çok parçalı hükümet de “İkinci Milliyetçi Cephe Hükümeti” olarak tarihe kayıtlandı.
Ancak...
Daha çok “ikinci bitli yorgan” diye anılıyordu.

Haberin Devamı

28 Şubat voltajı


BİTLİ YORGAN’IN SİCİLİ
Yani...
“Bitli yorgan” söyleminin sicili 1974’e uzanıyor.
28 Şubat’ın yıldönümü bağlamında çok şey yazıldı/yazılıyor.
Bunlardan biri de sosyal medyada, benim 28 Şubat sürecinde “bu Refahyol bitli yorganını üzerimizden atmalıyız” diye yazmış olduğumu gündeme taşımış.
2-3 kişi de ondan alıntı yapmış.
Arkadaşlar “bitli yorganı” benim Refahyol hükümeti için özellikle ürettiğimi sanmışlar anlaşılan.
Öyle de olabilirdi ama merhum Erbakan’ın içinde olduğu hükümetler için daha 1970’li yıllarda bu etiket üretilmişti.
Üstündeki imza da Süleyman Demirel’indir.
Biraz yakından izlediğim için “Süleyman bey hiç kimseden çekmedi Erbakan’dan çektiği kadar” diyebilirim.
Bu satırları “Erbakan’a tepki” diye de yorumlamak yanlış olur.
Erbakan Hoca’nın hoşgörülü, neşeli, mizah içerikli, hazır cevap politika üslubu kendisini sevdirtmişti.
Hocayla ilgili hoş anılarım vardır.
Politikasına, partisine, içinde olduğu hükümetlere karşı olmak başka şahsını sevmek başka...
Ayrıca...
Hiç yılmayan çalışmasını, performansını da kabul etmek gerek.
“Güvendiği gazeteciler” arasında -isteyen artı, isteyen eksi saysın- benim de adımı anmıştı.
Allah rahmet eylesin...

ASIL MAĞDURLAR
28 Şubat, yaklaşan yerel seçimler için de siyaset masasına sürülen kat sayısı yüksek bir kart.
“Mağdur” söyleminin -haklı olarak- getirisi olur.
Gerçekten Erbakan ve arkadaşlarının (partisinin) yanı sıra özellikle medyadan“kırım” oldu.
Aralarından bazıları yakın arkadaşlarımızdı.
Onlar mağdurlardır.
Ama...
AK Parti’nin “mağduriyeti” temsil ettiğini iddia etmek gerçekçi olmaz.
Refah Partisi Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasaydı AK Parti kurulamazdı.
Yeni partinin açıklanması için Anayasa Mahkemesi’nin “kararı” beklenmişti.
Kapatma kararı çıkmazsa, bugün AK Parti’nin tepe noktalarında olanlar Refah Partisi’nde devam edeceklerdi.
Sonuç...
28 Şubat lambanın elektriğini açan şalterdir.
Dileğimiz ne “post” ne “modern” ne “arkaik” darbe olmasın.