FOTOĞRAFTA soğan doğrarken, yanımda beni denetleyen mutfak şefine dikkatli bakın, tanıyacaksınız.
Forbes listesindeki en zengin Türk olarak 1’inci sırada yer alan Hüsnü Özyeğin.
O da aşçı kepini giydi, önlüğü taktı, bizimle birlikte soğan doğradı, sarımsak ezdi; ocağın başına geçti, tereyağ, tarçın, krema ve bazı otlarla midye pişirdi.
Nedenini, nasılını anlatayım...
Hüsnü Özyeğin’in kurucusu ve Mütevelli Heyet Başkanı olduğu Özyeğin Üniversitesi’nde bir “Gastronomi ve Mutfak Sanatları Fakültesi” açıldı.
150 yıla yakın süredir dünya çapında mutfak eğitimi veren “Le Cordon Bleu” ile işbirliği anlaşması imzalandı.
Cordon Bleu’nun Fransız şefleri ders veriyorlar. Konu mutfak sanatları olunca dershane de “mutfak” elbette.
Bu kez galiba Esad gerçekten çöküyor. Suriye, Hafız Esad’ın Hava Kuvvetleri Komutanı ve Savunma Bakanı olarak darbeyle iktidarı ele geçirmesinden önce tam bir kaos içindeydi.
Darbeler birbirini izliyordu.
Durum “sabah erken kalkan ihtilal yapıyor” mizahına dayanmıştı.
Hafız Esad’ın ihtilalinden sonra demir yumruk altında istikrar dönemi başladı.
Baba Esad’dan sonra oğul Esad...
İkisi de iktidar mührüne mürekkep olarak “kan” kullandılar.
TÜRKİYE gündemine sanki bir bu eksikmiş gibi “vajina” muhabbeti eklemlendi.
O halde daha bir anlamlı olan “sutyen” muhabbeti yansıtayım
9 Nisan 1973’te koyu karanlık bir gece...
İsrail devriye botları ışıkları sönük halde Beyrut sahiline süzüldü.
İçlerinde bir paraşütçü timi ve İsrail komandolarını taşıyorlardı.
Birinci grubun görevi Beyrut’taki El-Fetih merkezini havaya uçurmaktı.
İkinci grup ise Münih olimpiyat oyunlarında İsrailli sporcuları öldüren FKÖ’lüyü öldürecekti.
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal “zehirlenerek öldürüldü mü?”
Adli Tıp raporuna göre Özal’dan alınan parçalarda çeşitli zehirler bulunmuş.
Yani...
“Zehir” var.
Ama...
Adli Tıp “zehirlenerek öldürüldü” gibi “kesin” kanaate varamamış.
O halde...
Güneydoğu oyları için AK Parti ve BDP’ye bir “bölen” geliyor.
Yeni partinin adı Hüda-Par.
Bölgenin nabzını parmaklarında tutan gazeteci Ferit Aslan, Hüda’nın Kürtçe kelime anlamının “yaradan” gibi de algılanabileceğini söyledi.
Ancak...
“Niyet” diye de tercüme edilebilir.
“Yaradan” aslında yeni kurulacak partinin genlerine de uygun.
Partiyi “Mustazaf Der”liler kuruyor.
Yazıya “nerde eski bütçeler” diye başlayayım.
1960’lı yıllarda İsmet İnönü’nün başında olduğu koalisyon hükümeti bütçe oylamasında “kırmızı oylar çoğunluğuyla” düşmüştü.
Süleyman Demirel henüz 39 yaşındaydı.
AP’ye Genel Başkan seçilmişti ama milletvekili değildi.
CHP’nin dışındaki partilerin liderleriyle anlaşarak bu “bütçeye kırmızı oy” organizasyonunu yapmıştı.
Oysa...
Türkiye siyasetinin üzerinde hala 27 Mayıs 1960 ihtilalinin dumanları tütmekteydi.
GÖKÇE’den “kalpazanlık” itirafı sürpriz oldu.“5 kuruş” şarkısına klip çekerken uçuşan paralar sahte dolarlarmış.
Üzerinde Atatürk fotoğrafı olan gerçek paraların yerlerde sürünmesini yanlış bulmuş, o nedenle bol miktarda “sahte dolar” basmışlar.
Elbette bu TCK kapsamında bir suç değil.
Çünkü...
Karşı tarafı aldatmak ve mal satın almak amacıyla kullanılmış değil bu sahte dolarlar.
Ayrıca...
ESAD‘ın “sona doğru yaklaştığının” işaretleri var. “Esad ve ailesinin Güney Amerika’ya sığınmaları” için nabız tutulması bunlardan biri.
Diğeri ve daha önemlisi Esad rejiminin “kimyasal silah kullanmaya başladığı, bunun daha yaygınlaşacağı” yolundaki iddialar.
O iddiaları, ABD Dışişleri Bakanı Clinton’un “kimyasal kullanılması kırmızı çizgimizdir” açıklamasıyla birlikte okuyun...
Putin’den “Esad’ın avukatı değiliz” söylemini de ekleyin...
Üçünün üst üste gelmesi Esad için “hayra alamet” değil.
Sonu gelen Ortadoğu liderleri için “kimyasal silah stokları, kimyasal kullanmak, nükleer silah hazırlığı” iddiaları netamelidir.
Saddam Hüseyin Irak’ının işgaline gerekçe de böyle iddialar değil miydi?