ABD “çözüm sürecinde 3. göz” olmak istiyor.
Ankara ise karşı çıkıyor.
Süreci takip edecek, değerlendirmeler yapacak, gerektiğinde tarafları uyaracak, vitesi yükseltecek 15 ismin hepsinin bu toprakların insanı olmasını tercih ediyor.
Kandil’in de ABD’ye bu “3. göz” olmak rolünü fısıldadığı anlaşılmakta.
.......................
ABD’nin “3. göz” olmasında nasıl sakıncalar var?
Birkaçını sıralayayım...
- PKK sorunu böylece uluslararası nitelik kazanmış olur.
Bunun sonu BM’ye, ABD’nin başkan Wilson’dan bu yana taşıdığı “halkların kaderini tayin etme hakkına” belki de bir “plebisite (halk oylamasına)” uzanmasıdır.
ABD ile başlar, diğer devletlerin de ellerini sokmalarına zemin oluşturur.
Gerçi zaten ABD, İngiltere, özellikle Almanya ve İran aktif olarak devredeler ama bu durumları “resmi” değil, “fiili...”
Sorun uluslararası platforma taşınırsa bu fiili durumları resmiyet de kazanır.
Çözdükçe dolaşan yumağa dönüşür.
Kandil’de arkasını bu devletlere dayar.
Ankara en azından şu aşamada haklı olarak “kendi iç sorununu kendisi çözmeyi” tercih ediyor.
- ABD “hal diliyle” Ortadoğu Kürtlerini İsrail’in yanı sıra “stratejik ortak” olarak gördüğünü adeta altını çizerek belli ediyor.
Bir an için “süreçte 3. göz” olacağını varsayalım, bu misyonu objektif olarak yerine getireceği çok kuşkuludur.
“Geleceğin Kürdistan’ı”(!) projesine içinden akacağı bir vadi kuşkusu “paranoya” sayılmaz.
- ABD’nin bu -olası- tavırları Türkiye’yle ABD ilişkilerini de etkiler.
Zaten sıcak olmayan bu ilişkiler “derin dondurucuya” bile alınabilir.
- Sadece ABD değil, bütün yabancı devletler sürecin dışında bırakılmalıdır.
“Süper büyük” ABD “3. göz” olması halinde diğerlerini de kendi doğrultusuna yöneltebilir.
Türkiye dünya kamuoyu önünde yalnız bırakılabilir.
- PKK, IŞİD’e karşı mücadelede ABD ile dirsek teması halindedir.
Gayri resmi kendini “tanınma” statüsüne doğru kaydırıyor.
Zaten hedefinde başta ABD olmak üzere Batı’nın “terör örgütleri” listesinden çıkmak var.
ABD’nin çözümde “3. göz” olması halinde “resmen” taraf statüsünü kazanacaktır.
“Terör örgütleri listesinden” çıkarılması yoluna adım atmış olacaktır.
- ABD’nin, İngiltere’yle birlikte devrede olduğu “PKK’yla Oslo görüşmeleri” iyi sınav değildi.
İçerideki konuşmalar dışarıya sızdırıldı.
Herhalde bunları sızdıran Türkiye tarafı değildi.
ABD’nin “3. göz” olduğu bir süreçte en duyarlı bir anda iyi saatte olsunların gene bir sızıntı yapmayacağının güvencesi yok.
Öyle bir sızıntı yapılır ki Türkiye Cumhuriyet tarihinin bu en önemli sorununda çözüm süreci bir anda kopar.
.......................
Siyasette ve diplomasi de “katı kurallar” olmamalı.
Zaman öyle yeni koşullar getirir ki bu kez ABD’nin de dahil olabileceği “3. göz” gibi kurumlar devreye girebilir.
Yukarıdaki satırlarım da böyle okunmalı.
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025