Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Güneri CİVAOĞLU

Refah Partisi'ni kapatma davası önündeki seçenekler şöyle:
"Pozitif hukuk, yani yazılı hukuk kuralları nasıl uygulanacak?" Gerçekten... Başsavcı'nın iddianamesi Anayasa'nın 69. maddesine dayandırılmıştır. Bu madde bir siyasi partinin Anayasa'nın 68. maddesinin 4'üncü fıkrasındaki hükümlere aykırı eylemleri nedeniyle temelli kapatılmasını düzenler.
Bu partinin o nitelikteki fiilerinin işlendiği bir odak haline geldiğinin, Anayasa Mahkemesi'nce tesbit edilmesi halinde kapatılmasını öngörür.
Başsavcı, iddiasını, 68. maddede sayılan hükümlerden "laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı eylemlerin odak noktası olmak" koşuluna dayandırmaktadır.
Anayasa Mahkemesi eğer bu madde ile yetinecekse, Başsavcı'nın iddianamesine aldığı "laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı eylemlerin" RP'yi odak haline getirip getirmediğine karar vermek durumundadır.
"Odak noktası" tanımı ve saptaması Anayasa Mahkemesi'nde zorlu bir tartışma yaratabilir.
Kaldı ki... Öncelikle yüce mahkeme üyelerine bu konuda çalışma dosyası sunacak olan Anayasa Mahkemesi raportörü de zorlanacaktır.

Buna karşın Refah Partisi, savunmasında Anayasa'daki 68. maddenin tek başına uygulanamayacağı... Yasalar hiyerarşisine göre Anayasa'nın genel hükümler koyduğu, Siyasi Partiler Yasası'nın ise bunu özel olarak ayrıntılı düzenlediğini belirtiyor.
Refah Partisi genel hükümlerin değil, özel hükümlerin yer aldığı Siyasi Partiler Yasası'nın uygulanması gerektiğini savunuyor.
Bu yasaya göre... Bir partinin Anayasa'ya aykırı eylemlerin odak noktası haline geldiğinin kanıtlanması için, o partinin üyeleri hakkında böyle eylemleri nedeniyle mahkemelerin mahkumiyet kararı kesinleşmiş olmalıdır.
Gene yasaya göre Başsavcılık o milletvekillerinin partiden derhal ihracını ister.
Buna rağmen parti o üyeleri ihraç etmezse, işte o zaman Anayasa dışı eylemleri nedeniyle odak haline gelmiş olduğu varsayılır ve kapatılır.
RP, hakkında mahkumiyet kararı olanları partiden daha karar alınmadan ihraç ettiğini ya da onların bir kısmının kendiliğinden istifa ettiğini öne sürmektedir.
Bu nedenlerle kapatma kararı alınamayacağı iddiasındadır.

Raportör ve üyeler bu görüşlerden hangisine itibar edeceklerdir?
Bilemiyoruz.
Göreceğiz...
Ancak, "genel hüküm yerine özel hüküm uygulanır" ilkesinin yanı sıra gene yargılama hukukunda geçerli olan bir diğer temel kural "önceki yasaya göre sonraki yasa uygulanır."
Anayasa'
nın 69. maddesi 1982'de refarandumla kabul edilen metinde yoktu.
1995'te "RP dahil bütün partilerin görüş birliği" ile bu Anayasa değişikliği yapıldı.
Yani... Bu madde askerlerin dikte ettiği Anayasa hükmü değildir. Sivillerin ve RP dahil tüm partilerin katılımıyla Anayasa'ya girmiştir.
Ayrıca... Siyasi Partiler Yasası'ndan daha sonra çıktığı için, "sonraki yasa uygulanır" ilkesine uygundur.
Raportörün ve Anayasa Mahkemesi'nin "genel - özel yasa... önceki - en son yasa" ölçütlerinden hangisini kullanacağı da zorlu bir sorun.
Ancak... Bunların yanı sıra pek yer verilmeyen Anayasa'nın aynı maddesinin bir diğer hükmü şöyledir:
"Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyruğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddi yardım alan siyasi partiler temelli olarak kapatılır." Bu madde Refah Partisi'ni hayli sıkıştırabilir.

Bu hukuk kurallarının şu ya da bu şekilde uygulanacağının kabulü yeterli değil. Anayasa Mahkemesi, önüne konulan kanıtların "parti kapatmaya yeterli olup olmadığını da" araştıracak.
Hayli tartışmaya açık bir konu. Ölçütü "çoğunluğun takdiri"...


Elbette...
Karar ne olursa olsun çok tartışılacak.
Yankıları büyük olacak.
Siyasal açıdan parti kapatmanın sakıncalarına bu sütunda birkaç kez işaret etmiştim.
RP, gerçekten "Anayasa'nın 68. maddesinde öngörülen laik devlet ilkesine aykırı eylemlerin odak noktası idiyse, bunca yıl neden beklendi? İktidar olup devlet politikalarının çizildiği Milli Güvenlik Kurulu'nda defalarca boy gösterdiği günlere kadar neden adaletin terazine konmadı" diye sormuştum.
Türkiye'deki yabancı basının da bu yoldaki eleştirilerini yansıtmıştım.
Ancak... Biz siyasi görüşlerimizi bildiririz, fakat, hukuka siyasetin karıştırılmasına da karşıyız.
Anayasa Mahkemesi hür iradesiyle ve hiçbir etki altında kalmaksızın kararını vermelidir.
Hukukun temel ilkesini unutmayalım; "suçsuz ceza ve cezasız suç olmaz..." yani... eğer bir suç işlenmişse, Türkiye hukuk devleti ise, yasalar objektif olarak herkesi ve her kuruma eşit olarak uygulanıyorsa, elbette RP'ye karşı da uygulanmalıdır.
Nitekim Anayasa'nın 69. maddesi Alman Anayasa'sından alınmıştır.
Ve Alman Anayasa Mahkemesi Komünist Partisi'ni ve Sosyalist Richt Partisi'nin Neo Nazi Partileri'ni kapatmış bulunmaktadır.
Türkiye'de bazı etnik duyarlığa dayalı partiler kapatılırken Refah Partisi itirazda bulunmamıştır.
Son söz...
Siyasetle hukuku bulamaç yapmayalım.





Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr