Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

MHP Genel Başkan adayı Meral Akşener siyaset “statiklerini” kökünden değiştirecek bir “dinamik” ortaya attı.
“MHP kurultayı toplanmazsa Türkiye ağustosta seçime gider.”
Bu “olasılığı” -mealen- şöyle açıkladı:
“Başkanlık sistemine göre yapılmış yeni anayasa Meclis’te kabul edilmeyecek. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, AK Parti’nin 367 milletvekili çıkarabileceği yeni bir meclis oluşturmak düşüncesiyle erken seçime yönlendirme yapmak isteyecektir.”
“Olacak şey değil” diyerek göz ardı edilecek bir “öngörü” değil bu.
..........................
Kamuoyu araştırmaları “AK Parti oylarının düşmediğini” göstermekte.
Yüzde 48-49...
CHP’de artış yok.
Buna karşılık HDP’nin “bugün seçim yapılsa barajın altında kalacağı” görüşleri yoğun.
MHP de yüzde 10’un “bıçak sırtında” görünüyor.
Akşener “yönetimi değişmezse MHP’nin baraj altında kalabileceğine” işaret ediyor.
Bu durumda MHP + HDP Meclis’e giremeyince, bu partilerin Meclis’teki toplam sayısında “aslan payının AK Parti’nin olacağını” düşünüyor.
Yani...
“AK Parti’nin 367’yi tamamlayabileceği ve hatta üstüne de çıkabileceğini...”
Akşener “usta siyasetçi” diye tanımladığı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da “bu hesabı elbette yaptığı” kanısında.
........................
Burada Akşener’in MHP’li milletvekillerine bir mesajı olarak da yorumlayabiliriz.
“MHP’nin yönetimini değiştirip iddia sahibi parti haline gelmesi lazım.
Yoksa...
Ağustosta seçime gider, baraj altında kalır, Ankara’ya dönemezsiniz...”
Burası MHP’nin kendi “iç sorunu.”
.......................
Ama...
Türkiye’nin “temel sorunu” açısından da bu “ağustosta seçim” öngörüsünü düşünmek gerek.
Dün HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş yakın geleceği karartan bir konuşma yaptı.
Şöyle bir karartma:
“Dokunulmazlığı kaldırırsanız, milletvekilliklerinin düşürülmesine kadar gidilirse... Hiçbir seçeneği göz ardı etmeyiz. Parlamentoları halk kurar. Birden fazla parlamento da kurar.”
Yoksa...
“Ankara’daki parlamentodan dışlarsınız, biz de başka parlamento kurarız” mı demek istiyor?
Dileriz ki bu bir “dil sürçmesi” olsun ya da “amacını hayli aşan” bir söylem.
.......................
Fakat...
Yazının başlarındaki “ağustosta seçim” öngörüsüne dönersek... Şöyle bir projeksiyon yapmak mümkün.
“Dokunulmazlıklar kalktı” diyelim.
Yargılamalar başladı.
Ve seçime gidildi.
HDP Meclis’e giremedi.
Bu takdirde “milletvekilliği düşürülmesi” gerekmez.
Tutun ki yargılananların bir kısmı bireysel olarak seçilip Meclis’e gelseler bile haklarındaki yargı süreci kesilmeyecektir.
.........................
Ancak...
Türkiye bu kadar kısa sürede üç seçimi birden kaldırabilir mi?
Her gün cenazeler gelirken, sınırın ötesinden bu tarafa roketler atılırken, sinirler yay gibi gerilmişken bu tansiyon daha ne kadar taşınabilir?
Şu satırlara noktayı koyarken Akşener’in öngörüsüne Beştepe’den ve hükümetten bir karşı açıklama, karşı söylem gelmiş değil.