Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Deprem psikolojisiyle bir hukuk yazısı...
Kazım Ergin, deprem kürsüsünün üstadıdır.
Anlatıyor:
"Çok büyük bir deprem, dünyanın her yerinde kaydedilir.
Yüzeyden oluşan dalgalar, dünyayı birkaç defa dolaşır.
Bizim aletlerimize, biri bir taraftan, öbürü diğer taraftan gelir.
Örneğin...
1964'te Alaska'da büyük bir deprem oldu.
Biz, bunu İstanbul'dan 26 saat boyunca kaydettik.
Çok şiddetli olduğu için dönüp dolaşıp gelen dalgalardı bunlar."


Tenimizde ve yüreğimizde

Kazım Ergin üstadın bu yaklaşımını, fiziki olduğu kadar, toplumsal depremlerde de saptamak mümkün.
Öcalan hakkındaki hukuki ve siyasi idam süreci, böyle bir sarsıntıdır.
Onun kişiliği değil, bilançosu ve uluslararası komplo teorilerinin odak noktasında yer alışı ve nihayet hukuk karşısında insani değerlerin - içimize sindiremesek de - eşitliği nedeniyle...
Dün açıklanan Yargıtay'ın onay kararı, yeryuvarlağı çevresinde bir çok kez dolaşacak ve her gelişinde, yeni etkilerle yüklü olacaktır.
Almanya Şansölyesi Schröder'in tavrı - haberler doğruysa - ilk işarettir.
Bu duyarlı konuda sağduyuyu korumalıyız.
İnsanlarımızın derin acılarını yüreklerimizde hissetmeli ama daha büyük acıların artık olmaması için akılcı yolları bulabilmeliyiz.
En güzel yıllarını bu güzelim ülkeyi bölmek çabasındaki terör örgütüne karşı mücadeleyle geçirmiş, yaşamlarını bu uğurda yitirmiş, gazileri, şehitleri ve onların aileleriyle, silah arkadaşlarını kısacası büyük bir camianın ve ocağın ortak tavırlarını anlamalıyız.
Yeni cinayetlere karşı hukukun caydırıcılık amacını da özenle gözetmeliyiz.
Ama...
2000'li yılların ufkunu da görebilmeliyiz.
Çağın hukuk liginde yer almamızın uygarlık gereğini de hiç unutmamalıyız.

Gerçekler ve ötesi

Şimdi hadisenin gerçeklerine daha somut olarak girelim.
1- Öcalan, Batılı gözlemcilerin de teslim ettikleri gibi adil bir mahkemede yargılanmıştır.
Yargıtay'ın kararı da, hukuk ilkeleri içindedir.
Siyasi bir infaz söz konusu bile değildir.
2- Öcalan için tashih - i karar gibi diğer hukuk yolları açıktır.
3- Kanunlarımızda madem İdam Cezası vardır, elbette uygulanır.
4- Öcalan'ın avukatları, AİHM'ye "yürütmenin durdurulması" için başvurmuştur.
Bu mahkemenin kararlarını kabul edeceğimizi önceden bildirmiştik.
5- Büyük bir olasılıkla, AİHM kararında, idamın hiçbir zaman uygulanmaması mesajı da yer alacaktır.
Ama Türkiye'nin hukuken buna uymak zorunluğu yoktur.
Çünkü...
Türkiye, Avrupa Konseyi'nin bütün üye ülkelerde idam cezasının kaldırılmasını öngören 6 numaralı protokolü imzalamış değildir.
Bu protokol, sadece yeni üye olacak ülkeler için zorunluktur.
Türkiye ise kurucu üyedir.
Fakat...
Bütün Avrupa Konseyi üyeleri arasında, protokolü sadece Rusya, Ukrayna ve Arnavutluk gibi yeni üyelerin yanı sıra kurucu ülkelerden sadece Türkiye'nin imzalamamış olması hiç de hoş bir görüntü değil.

Ve siyaset

6- Talihsizlik, İdam Cezası'nın kaldırılması yolunda daha önceki Adalet Bakanı Denizkurdu'nun hazırladığı ve ağırlaştırılmış müebbet hapsi öngören tek maddelik kanun tasarısının Bakanlar Kurulu'na takılmış olmasıdır.
Devlet Bakanı İrtemçelik'in bu doğrultuda yeni bir yasa çıkarma çabaları da bir sonuç verecek mi bilinmez.
7- Ya Meclis, İdam Cezası'nı kaldıran bir yasayı kabul eder... Ki o takdirde TBMM'de Öcalan için idam kararını oylama zorunluğu doğmaz.
Yahut...
Bu olmaz ve konu Meclis'e gelirse, onay kararının çıkması ağır basan olasılıktır.
8- Türkiye'de 1984'ten beri İdam Cezası uygulanmazken ve daha önceki 53 idam hükmü TBMM'de beklerken, Öcalan dosyası onların önüne geçecek midir?
9- Yahut...
Konu, akılcı bir hukuki çözüme bağlanmaksızın uyutulursa, yürek yaralarındaki kanama sürmeyecek midir?
Ecevit, çözümü zamana bırakan bir söylemde bulunmuştu.
"Allah'ın değirmenleri, geç ama iyi öğütür."



Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr