Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, "beni aldattılar" demiş.
Yani...
Kendisine yeniden cumhurbaşkanı seçilme yolunu açacak olan
5 + 5 oylaması için güvence vermişler ama sözlerini tutmamışlar.
Demirel gerçeğine çok aykırı bir söylem.
Anılar kırkambarından birkaç takvim yaprağı sunalım.
1960'lı yıllar...
AP Genel Başkanı Ragıp Gümüşpala ölmüş.
AP Kongresi, yeni genel başkanı seçecek.
İki aday var.
Partinin
Teşkilat Genel Başkanı Yardımcısı Dr. Saadettin Bilgiç ile henüz
39 yaşında bir mühendis / müteahhit olan
Süleyman Demirel...
Teşkilatı elinde tuttuğu için
Saadettin Bilgiç favori.
Demirel, Ankara, Fevzi Çakmak Sokak'taki bürosunda
"ertesi gün kendisinin seçileceğini" iddia ediyor.
Hem de kaç oy alacağının rakamını söyleyerek...
Duvardaki haritada, her il üzerinde küçük kağıt parçalarına olası oy sayıları yazılı.
Sonuç...
Ertesi gün
Demirel, bir gün önce söylediği oy sayısının bir eksiğiyle
AP Genel Başkanı seçiliyor.
Yıllar sonra
Demirel'e o tek oyu sormuştum.
"Hayır yanılmadım. Bana oy vereceklerden biri hastalandı. Kongreye gelemedi" demişti.
Hastalanan delegenin adını da biliyordu.
Başka hesaplar
Demirel'in genel başkan seçildikten sonra amacı,
İnönü hükümetini düşürmekti.
Düşürdü de...
Demirel, oyların kuyumcu terazisinde tartılarak değerlendirildiği bir ortamda gene hesap yanlışı yapmamıştı.
Henüz parlamenter olmadığı için
Demirel, Meclis dışında başbakan yardımcısı oldu.
Suat Hayri Ürgüplü ise başbakan.
Bir başka anı...
1975'de
Birinci Milliyetçi Cephe hükümeti kuruluyordu.
AP, Cumhuriyetçi Güven Partisi, Milli Selamet Partisi ve
MHP bohçası...
Millet Meclisi'nde çoğunluk için oylar adeta damlalıkla bulunmaktaydı.
Demirel, gene
"tam" hesap yapmıştı.
Güvenoyu, onun söylediği rakamla gerçekleşti.
Bu da geçer yahu!
Demirel, olumsuzları da iyi hesaplardı.
Örneğin...
1970'de kendi partisinden milletvekillerinin de oylarıyla bütçesinin reddedileceğini görmüştü.
Sonraları bir yazı dizisi için konuşuyorduk.
"Oylama sonucunu gördüğüm, hesapladığım halde, arkadaşların gönlünü almadım. Bu ters tutum siyaset hayatımın bence en büyük hatasıdır" diye itiraf etmişti.
Oylamadan sonra bir türlü koltuktan kalkmaya gücü yetmiyormuş.
Churchill'in
"it will pass too" sözünü anımsamış.
"Bu da geçer yahu!" demiş ve kalkabilmiş.
Görüntüye bakmak
Demirel, oy hesabında ilk kez yanılıyor.
İlk kez aldatılıyor.
Bir zamanlar
Faruk Gürler'in söylediği
"aldatıldım" itirafında bulunuyor.
Bu bir işaret mi?
Demirel, şu son oylamalar bağlamında, hiç gereksiz yaralar aldı.
Yıprandı, yıpratıldı.
Bundan sonra siyaset yapma kararını çok iyi düşünmeli.
Artık oy hesaplarına yeniden dönen değil, oy hesaplarının üstünde kalan,
Demirel imajı sürdürülemez mi?
Duyarlı dönemlerin aşılmasında dengelere ağırlık koyacak... Zaman zaman dışarıda özel temsilci olarak
Türkiye'nin yolunu açacak siyaset bilgesi
Demirel'e ihtiyaç var.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr