Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Yazının başlığını açayım...   Televizyon ekranında Gürcistan Cumhurbaşkanı Saakaşvili kravatını yiyor...
Boynundaki kravatın önce en alttaki uçlarını avucunda buruşturup ağzına sokuyor. Sonra yavaş yavaş kravatın yukarı kısımlarını da ağzına tıkıyor. Bu görüntüler TV ekranında yayımlandı. (*)
O hareketli görüntülerden bir fotoğraf karesini yansıtıyorum.  Dünya ölçeğindeki oyunda gaza gelerek yanlış hamle yapana işte böyle kravat yedirirler.
Saakaşvili de o vahim yanlışı yaptı. Rusya’yla silahlı çatışmayı göze aldı.  Bunu yaparken arkasında sandığı ABD’ye güveniyordu.
Ne var ki... Güvendiği dağlara kar yağdı. Rusya’yla karşı karşıya kalıverdi.

Hep aynı tiyatro

ABD arkasından itmeseydi, Saakaşvili bu maceraya kalkışır mıydı? Hiç sanmıyorum.
Ama o da ABD tiyatrosunun sahnesinde buluverdi kendini.
Birinci Körfez Harekâtı’na neden olan Kuveyt’in işgali öncesini hatırlayın. Saddam ABD’nin Bağdat Büyükelçisi’yle konuşmuştu. Dış siyaset uzmanlarına göre, ABD Büyükelçisi o görüşmede “Kuveyt’i işgal etmesi halinde, ABD müdahalesiyle karşılaşmayacağı” izlenimini vermişti. Sonrası malum...
Saddam o gazla Kuveyt’e girdi. ABD liderliğinde Avrupa ve hatta İslam ülkelerinden oluşan koalisyon kuvvetleri Saddam’a karışı Birinci Körfez Savaşını başlattılar. ABD, Bağdat varoşlarına kadar ilerledi. Saddam’ı yıllarca kalacağı kapana sıkıştırdı.
Petrol politikasına endeksli “Kuzey Irak’a müdahale senaryosunun gerekçesini” ABD, dünyaya “saldırgan Saddam” imajı çizdirerek oluşturmuştu.
Saakaşvili’ye verilen rol ise “Rusya’nın nasırına basarak Putin’in Gürcistan’a saldırısına çanak tutturmak” olabilir. Peki ABD’nin kazancı?
Kafkaslar’a, Avrupa’ya “Putin tehdidini” vurgulaya vurgulaya tüm dünyaya göstermekti.
Sonra... Gürcistan’ı ve büyük olasılıkla Ukrayna’yı Rus tehdidine karşı korumak üzere NATO’ya almak, böylece Kafkaslar ve petrol yolunda Rus egemenliğini kırmak. ABD gene petrol endeksli büyük oynuyor. Hatta Karadeniz’i güvenceye almayı hedefliyor. Montreux Anlaşması’nın çetin hükümlerini aşarak donanmasını Karadeniz’e çıkarmak çabasında. Türkiye’ye bastırıyor, zorluyor.
Türkiye’nin önünde bir Saakaşvili örneği önemlidir.
Ankara gaza gelmemeli. Sonunda “kravatını yemek” de var.
(*) Bu görüntüler Habertürk’te yayımlandı. Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Erdoğan Aktaş’a “Gerçek mi, kurgu mu?” diye sordum, “gerçek” olduğunu,  “BBC’den aldıklarını” söyledi.

Haberin Devamı

PATİNAJ
Türkiye için şöyle bir manzara:  “Son 7 yılda Türkiye zorlu bir rampayı tırmandı.
Ancak... Bu yıl durdu. Bir süre olduğu yerde patinaj yaptı. Şimdi geriye kaymaya başladı.”
Bu tanım özel kesimde önemli kurumlardan birinin başındaki işadamına ait.
İsim vermiyorum. İlahların gazabına uğramasın. Bu devir böyle.
Eğer telefonlarımız dinleniyorsa zaten deşifresi yapılmıştır bile.
Her neyse, konuya devam.
Hemen hemen bütün üretici kesimler zorda.
Önce “ilk göz ağrısı tekstil...” 150-200 milyar dolar yatırım stoku olan, 1 milyon istihdam taşıyan, aileleriyle birlikte 4 milyon insanımıza yaşam olanağı sağlayan bu sektör çökmek üzere.
Sorun başta enerji olmak üzere yüksek maliyetler... YTL’nin aşırı değer kazanmış olması... İhracatın dörtte birini gerçekleştiren bu sektör üzerine çarpı işareti koymanın vebali vardır.
Diğer sektörlerde de sıkıntı büyük... Özellikle tarım, hayvancılık ve madencilik.
Girdiler nedeniyle maliyet yükseliyor, kur düşüyor, bu zıt hareketler ortasında ayakta kalmak mümkün değil.
Örneğin, maden ocakları tek tek kapanmakta. Özellikle mermer ocakları...
Dünyada tarım ürünleri ihtiyacı, devreye giren Çin nedeniyle artarken, Türkiye’de tarım üreticisi perişan.
Fındığa sübvansiyon var ama tekstilde de, diğer sektörlerde de üreticiye girdi, kur garantisi, enerjide fiyat indirimi gibi önlemler konuşulmuyor bile. Ankara, mali formüller ve finans çözümlerine kilitlenmiş. Merkez Bankası bu politikanın odağı.  “Reel ekonomiye değil, “parasal göstergelere” odaklanmış.
Küresel ekonomik krizin tsunami dalgaları yaklaşırken, üretimi demir tarayarak sürüklenen Türkiye ekonomisi S.O.S veriyor.