Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Görünüş öyle.Herkes, 2007 cumhurbaşkanı seçimi ve genel seçimler nedeniyle Erdoğan'ın AB yolculuğunda boş vitese geçtiği kanısındayken bu öneri, gerçekten sürpriz oldu..........................Gerçi ayrıntılar henüz tam aydınlanmış değil.Karşılıklı ve eşzamanlı adımlar mı... Yoksa Güney Kıbrıs'a ve ambargonun kalkması için AB'ye bir süre tanıyarak koşulsuz adım atmak mı?Bunlar ayrıca tartışılır.Ama...Önemli olan "Türkiye'nin AB üyeliği karşıtlarına, 'işte nihayet aradığımız fırsat' diyebilmek sevincini ve malzemesini" vermemektir. "Türkiye 2006 sonuna kadar limanlarını ve havaalanlarını açacaktı, tam üyelik görüşmeleri bu koşulla başlamıştı. Fakat Türkiye, imzasının arkasında durmuyor" ezberini bozmaktır.Gerçekten...Türkiye Başbakanı'nın "Türkiye değil, AB kaybeder" söylemi, katı tavrı sürdüreceği izlenimleri, AB'deki -adeta yeminli- Türkiye karşıtlarının ekmeklerine yağ sürmüştü.Her şey onların etki alanına kayıyordu.İşte böyle bir olumsuz süreçte karşıdan esmeye başlayan rüzgârlar Ankara'nın bu yeni önerisiyle yön değiştirebilir.Haberin sızmasından sonra AB'den, Finlandiya'dan, İsveç'ten olumlu yankılar gelmeye başlaması bir işarettir.............................Atalette denge, yani hareketsiz kalarak durumu kurtarmak politikası yerine, aktif politika, çağımızın -genelde- geçerli olan yöntemidir.Elbette riskleri var ama olayların sürüklediği "edilgen" politika yerine, olaylara ön alan "aktif" politikalar, özellikle kök salmış, kireçlenmiş kronik uluslararası sorunlarda zaman zaman gereklidir.Örneğin...Daha önce de "Annan Planı için referandum" kararı ve alınan sonuç, Güney Kıbrıs'ı köşeye sıkıştırmıştı.Kendisini tanımayan Türkiye ile AB'ye tam üyelik müzakerelerinin başlamasına onay vermek Güney Kıbrıs'ın herhalde en son isteyeceği şeydi.Ama... Referandum sonucu, AB'yi ve dünya kamuoyunu aldatmış gibi algılandı.İmzayı atmak zorunda kaldı.............................Daha hemen böyle bir öneriyi kabul etmeyeceğini açıklaması bir anda Güney Kıbrıs'ı gene "uzlaşmayan/uzlaşmak istemeyen" görüntülere itiyor.Başbakan Erdoğan, bir "B planı" olduğunu, o tutmazsa "C planı"nın varlığını söyledi.Belki Türkiye bir öneri daha yapabilir.Bu öneriler, atılan adımlarla amaç, Güney Kıbrıs'ın hareket alanını daraltırken, AB içinde Türkiye'yi destekleyen ülkelerin ellerini kuvvetlendirmek."Görüyorsunuz, Türkiye iyi niyetli girişimler yapıyor. Formüller üretiyor.Uzlaşmaz ve katı değil.Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinde daha olumlu mercekler kullanarak bakmalıyız.Biz de Türkiye'ye verdiğimiz sözleri tutabildik mi?"Son girişimlerle oluşabilecek psikolojik ortam, her şeyi çözmez elbette... Fakat liderler zirvesinden Türkiye için çok katı bir karar çıkmasını önleyebilir.Hele TCK 301'de Türkiye yararlarıyla çatışmayacak ama AB değerleriyle de örtüşecek bir değişim de olursa... gunericivaoglu@milliyet.com.tr AB halı sahasında 90 dakika bitti. Uzatmalar oynanıyor. "Altın golü" atan kazanır. AB'nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn'in 'Türkiye'den altın gol bekliyoruz" söylemi şimdi anlaşılıyor. Türkiye'nin "bir limanını ve bir havaalanını Güney Kıbrıs gemilerine ve uçaklarına açabileceği" kartını masaya çakması acaba Olli Rehn'in beklentisi olabilir mi?