Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


IMF Yönetim Kurulu'nun dün Türkiye ile anlaşmayı onaylaması bekleniyordu... Aynı gün, 5 banka, "yoğun bakıma" alındı.
Birinin ise faaliyeti durduruldu.
İlginç bir zamanlama örtüşmesi.
Dün, deneyimli bir bankacı şöyle diyordu:
"Hazine'nin 5 bankaya birden el koyması, birinin de faaliyetini durdurması, IMF ile anlaşmaya varıldığının işaretidir.
Sabah bu kararın açıklanması ve uygulamaya konması, akşam IMF Yönetim Kurulu'ndan Türkiye ile anlaşmanın çıkması için Washington'a gönderilmiş bir mesaj olabilir."
Gerçekten...
Alınan karar hayli radikaldir.
En azından IMF ve diğer kaynaklardan sağlanacak parasal katkılarla bu bankaların vitaminlenerek (!) yeniden sağlığa kavuşturulmaları öngörülmüş olmalı.
Tabii "milletin cebi" diyebileceğimiz Hazine de epeyce ödeme yapacak.

Birkaç not

Türkiye'de son yıllarda bankalara müdahalenin bu 3. dalgasıdır.
Birincisi...
94 - 95 ekonomik krizi sırasında Impeksbank, Marmara Bankası, TYT Bank kapatılmıştı.
Sonra...
Bankekspres ve Interbank'a el konuldu.
Tüm aktif ve pasifleriyle Hazine'ye geçti.
Şimdi ise 3. dalga ile gene 5 banka bütün mevduat sorumlulukları ve yönetimi ile birlikte Hazine'ye geçmiş bulunmakta.
Yoğun bakımda iyileştirildikten sonra satılmaları söz konusu.
Üst düzey kulislere göre, banka operasyonlarının sürmesi bekleniyor.
"Nispeten riskli bankaların grup - grup birleştirilmeleri ve böylece daha güçlü hale getirilmeleri beklentisi var."
Operasyon tamamlandığında, mevduata devlet güvencesi de kademeli olarak kalkacak.

Reyting

Bankalar yıllardır incelenir, raporlar yazılır hatta savcılıklara bildirimlerde bulunulur ama nedense - diğer Batı ülkelerindeki gibi - bankaların güvenilirlik reytingi yapılmaz ve açıklanmaz.
Medya da, bu konuda duyulan kuşkuları yayınlarında yansıtamaz.
Çünkü...
Cezası 3 yıldan başlar.
Üstelik bankalardaki mevduat devlet güvencesi altında olduğundan, mevduata faizler inanılmaz rakamlara fırlar.
Faiz ballı... Risk yok... Çünkü devlet güvencesi var.
Ortada güvenilirlik notu da olmadığı için tasarruflar o bankalara doğru akar.
Yüksek faize yüksek risk, düşük faize güvenceli banka ilkesi işlemez.
Bankaların içlerinin boşaltıldığı da olur.
Görülür, rapor edilir ama engellenmez.
Sonra...
Patlama noktasına gelindiğinde, bir bakarız devlet, daha önce göz yumulan bankalara birden el koyuvermiş.
Bazen kurunun yanında yaş da yanmış.
Ya da 1994'te olduğu gibi, bir gün önce kapatılan bankalardaki mevduat sahipleri cayır cayır yakılır.
Yıllarca paralarını almak için sürünürler.
Felç olup, depresyon geçirirler.
Ertesi sabah mevduatlar güvenceye alındığı için diğer bankalardaki mevduat sahipleri ayrıcalıklı duruma geçerler.
IMF ile anlaşmanın ötesinde, bütün bu çarpıklıklar giderilmelidir.
Banka kurmak, banka almak da çok ciddi bir süreçten geçmelidir.

Demet

IMF, Türkiye manzaralarını değiştirmekte.
Bu bağlamda...
Bankalardaki son fay yırtılması, artçı depremlerle sürücek gibi görünüyor.
Hükümet, memur ve işçi maaş ve ücretlerini yüzde 20'lerde tutma kararında.
KİT zamlarını ve akaryakıt fiyatlarını bu orandaki artışlarla donduruyor.
Tarım destekleme alımları, yüzde 20 - 25 koridorunda tutulacak.
Döviz kurları da öyle.
Türkiye, kötü ruhların içeri girmesini önlemek üzere, etrafında ateş çemberi oluşturmakta.


Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr