IMF Yönetim Kurulu'nun dün
Türkiye ile anlaşmayı onaylaması bekleniyordu... Aynı gün,
5 banka, "yoğun bakıma" alındı.
Birinin ise faaliyeti durduruldu.
İlginç bir zamanlama örtüşmesi.
Dün, deneyimli bir bankacı şöyle diyordu:
"Hazine'nin 5 bankaya birden el koyması, birinin de faaliyetini durdurması, IMF ile anlaşmaya varıldığının işaretidir.Sabah bu kararın açıklanması ve uygulamaya konması, akşam IMF Yönetim Kurulu'ndan Türkiye ile anlaşmanın çıkması için
Washington'a gönderilmiş bir mesaj olabilir."
Gerçekten...
Alınan karar hayli radikaldir.
En azından
IMF ve diğer kaynaklardan sağlanacak parasal katkılarla bu bankaların
vitaminlenerek (!) yeniden sağlığa kavuşturulmaları öngörülmüş olmalı.
Tabii
"milletin cebi" diyebileceğimiz
Hazine de epeyce ödeme yapacak.
Birkaç not
Türkiye'de son yıllarda bankalara müdahalenin bu
3. dalgasıdır.
Birincisi...
94 - 95 ekonomik krizi sırasında
Impeksbank, Marmara Bankası, TYT Bank kapatılmıştı.
Sonra...
Bankekspres ve
Interbank'a el konuldu.
Tüm aktif ve pasifleriyle
Hazine'ye geçti.
Şimdi ise
3. dalga ile gene
5 banka bütün mevduat sorumlulukları ve yönetimi ile birlikte
Hazine'ye geçmiş bulunmakta.
Yoğun bakımda iyileştirildikten sonra satılmaları söz konusu.
Üst düzey kulislere göre, banka operasyonlarının sürmesi bekleniyor.
"Nispeten riskli bankaların grup - grup birleştirilmeleri ve böylece daha güçlü hale getirilmeleri beklentisi var."Operasyon tamamlandığında, mevduata devlet güvencesi de kademeli olarak kalkacak.
Reyting
Bankalar yıllardır incelenir, raporlar yazılır hatta savcılıklara bildirimlerde bulunulur ama nedense
- diğer Batı ülkelerindeki gibi - bankaların güvenilirlik reytingi yapılmaz ve açıklanmaz.
Medya da, bu konuda duyulan kuşkuları yayınlarında yansıtamaz.
Çünkü...
Cezası
3 yıldan başlar.
Üstelik bankalardaki mevduat devlet güvencesi altında olduğundan, mevduata faizler inanılmaz rakamlara fırlar.
Faiz ballı... Risk yok... Çünkü devlet güvencesi var.
Ortada güvenilirlik notu da olmadığı için tasarruflar o bankalara doğru akar.
Yüksek faize yüksek risk, düşük faize güvenceli banka ilkesi işlemez.
Bankaların içlerinin boşaltıldığı da olur.
Görülür, rapor edilir ama engellenmez.
Sonra...
Patlama noktasına gelindiğinde, bir bakarız devlet, daha önce göz yumulan bankalara birden el koyuvermiş.
Bazen kurunun yanında yaş da yanmış.
Ya da
1994'te olduğu gibi, bir gün önce kapatılan bankalardaki mevduat sahipleri cayır cayır yakılır.
Yıllarca paralarını almak için sürünürler.
Felç olup, depresyon geçirirler.
Ertesi sabah mevduatlar güvenceye alındığı için diğer bankalardaki mevduat sahipleri ayrıcalıklı duruma geçerler.
IMF ile anlaşmanın ötesinde, bütün bu çarpıklıklar giderilmelidir.
Banka kurmak, banka almak da çok ciddi bir süreçten geçmelidir.
Demet
IMF, Türkiye manzaralarını değiştirmekte.
Bu bağlamda...
Bankalardaki son fay yırtılması, artçı depremlerle sürücek gibi görünüyor.
Hükümet, memur ve işçi maaş ve ücretlerini
yüzde 20'lerde tutma kararında.
KİT zamlarını ve akaryakıt fiyatlarını bu orandaki artışlarla donduruyor.
Tarım destekleme alımları,
yüzde 20 - 25 koridorunda tutulacak.
Döviz kurları da öyle.
Türkiye, kötü ruhların içeri girmesini önlemek üzere, etrafında
ateş çemberi oluşturmakta.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr