Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


NATO'nun MC - 111 numaralı "çok gizli" belgesinde, her an çatışma beklenen 16 riskli yöre sayılmakta.
Bu bölgelerden 13'ü Türkiye çevresinde.
AB tarafından, bu yörelere gereğinde müdahale etmek üzere, 60 bin kişilik bir kolordu kuruluyor.
Türkiye, bu oluşumun neresinde?
Milliyet'e ulaşan haberlere göre, AB Dönem Başkanı Portekiz'in hazırladığı belgede bizi "tedirgin" edecek unsurlar yer almakta.
Şöyle ki...

Ne içinde ne dışında

Daha önce, AB'nin NATO dışında savunma örgütü, kısaca BAB diye anılan Batı Avrupa Birliği'ydi.
Şimdi bu örgüt, içi boş tutulup, kurumaya terkedilerek, Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği devreye sokuluyor.
Amacı, "yöresel ölçekli çatışmalara acil müdahaleyle, Avrupa'da barışı korumak."
Bunun iki yöntemle yapılması öngörülmekte.
1- AB Kolordusu'nun müdahalesinde, NATO olanaklarını kullanmak ve harekat için önce NATO üyelerinin onayını almak.
AB ülkelerinin, C - 130 gibi büyük askeri nakliye uçakları, uzaydan istihbarat teknolojisi - yeterince - yok.
O nedenle...
Ciddi çatışmalarda NATO'dan yararlanmak ve NATO'nun onayını almak zorunda.
Türkiye de, kararı verecek NATO üyelerinden biri olduğu için kararda söz sahibi.
2- Bu denli büyük olmayan müdahalelerde NATO'dan yardım istememek ve sadece Avrupa'nın gücüyle kimlik gösterisinde bulunmak.
O zaman...
Portekiz'in hazırladığı belgeye göre, Türkiye ya da onun gibi ülkeler, operasyona - kayda değer bir güçle katılacaklarsa - "karar" değil fakat sadece "gündelik yürütmede" söz sahibi olacaklar.
Yani...
Türkiye, başkalarının karar verdiği bir müdahalenin yalnızca günlük operasyonlarında görüş bildirecek.
Böylece...
Türkiye, gene AB'nin de teğet çizgisinde tutuluyor.

Pratik

Tutun ki...
AB'nin 60 bin kişilik kolordusu, Türkiye çevresinde bulunan 13 kritik yöreden birinde patlayan çatışmaya müdahale ediyor.
Türkiye'den "ileride ortağımız olacaksınız" gerekçesiyle kuvvet hatta Türkiye topraklarında üs olarak yararlanmak isteniliyor.
Ve böyle bir durumda dahi, Türkiye, karar aşamasında yok.
Sadece yapılacak operasyonların gündelik yüretmesinde yani pratik aşamasında söz söyleyebilecek.
Bunu kabul etmezsek, AB ile uyumsuz konuma düşebiliriz.
Kabul edersek, içimize sinecek mi?
Çok kaygı verici bir ikilem.

Adımlar

AB hedefi, ekonomik açıdan ortak para "Euro" ile - bir bakıma - gerçekleşti.
Ancak...
Siyasi birlik yani Federal Avrupa için iki unsur çok önemli:
"Ortak dış politika ve ortak güvenlik politikası."
O nedenle...
AB, bir "ortak kuvvet çekirdeği" oluşturarak, iki politikayı bu eksende sarmaya yöneliyor.
AB Kolordusu, ileride büyüyebilir.
Avrupa orduları, hava ve deniz kuvvetleri de oluşabilir.
Yunanistan da bu sürecin içinde.
Türkiye böyle dışlanırken ne yapmalı?
Şimdiki ateşli ve istekli aşık rolünü mü sürdürmeli?..
Yoksa...
Madem bizi dışlıyorsunuz, o halde biz de "AB ile ilişkileri durduruyoruz" şokuyla Helsinki Toplantısı'ndan çıkardığı "tam üyeliğe adaylık" anılarını mı tazelemeli?..
Yani "siz bilirsiniz" tavrı mı?
Şükrü Elekdağ üstada göre, AB, bazen bu dili daha iyi anlıyor.



Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr