Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Erdoğan, halkının büyük çoğunluğu Müslüman olduğu için Türkiyenin AB üyeliğine kuşku duyanlara, şu mesajı veremez mi?"Ben Türkiye Başbakanıyım.Hür demokratik seçimlerle göreve geldim.Partim, parlamentoda Anayasayı bile değiştirecek çoğunlukta.Ama çocuklarımı, başları örtülü oldukları için Türkiyedeki okullarda, üniversitelerde okutamıyorum.Yurtdışında okuyorlar.Eşimin de başı örtülü.O nedenle bazı kamusal alanlara giremiyor, örneğin Cumhurbaşkanlığı davetlerinde bile bulunamıyor.Bazı bakan, milletvekili arkadaşlarımın eşleri de aynı kısıtlama kapsamındalar.Örneğin, Dışişleri Bakanımız Abdullah Gülün eşi...Şimdi soruyorum...Türkiyede laisizmin gücünü ve kurumlaşmış olmasını bu simgesel durum, hiçbir kuşkuya alan bırakmayacak kadar net kanıtlamıyor mu?Türkiyedeki laisizm, belki Avrupadan da ileride.Zaman zaman bana acı veriyor olsa da, yaşamakta olduğum bu örneği, sizinle Türkiye gerçeğini vurgulamak için paylaşıyorum." Çok aykırı gibi görünebilir ama "başörtüsü/türban" Başbakan Erdoğanın elinde güçlü bir karta dönüşebilir diye düşünüyorum. 9. Cumhurbaşkanı Demirelden - belki daha önce de yazmış olabilirim - bir anıyı tazeleyeyim.Bir söyleşimizde "Hiç kimsenin hanımefendisini, ailesini hedef alan siyaset yapmam. Hassas konudur. Yanlış olur" demişti.Ben de yazılarımda, TV programlarım ve konuşmalarımda buna özen gösteririm.Bu kez de Başbakan Erdoğanın eşi ve kızları için satırlarım o özen sınırlarım içindedir.Benim başörtü/türban bakışım net ve açık. Yıllardır bilinir.Ancak, burada yaklaşımım kişisel yargılarımın ötesindedir. Türkiyenin laik devlet yapısının en etkili anlatılabileceği bir simgeyi ortaya koymayı amaçlıyorum.Nüfusunun tamamına yakını Müslüman olan bir ülkede Başbakanın kızları başları örtülü oldukları için üniversiteye gidemiyorlarsa, bir işçi, bir esnaf, bir küçük memurun başı örtülü kızı ile aynı uygulama kapsamındalarsa, bu durum, o ülkenin laik yapısı, yasalar önünde herkesin eşitliği için güçlü bir karine sayılabilir. Demirelden anı Uygulamanın tartışılması, irdelenmesi ise ayrı bir konu.Başbakan Erdoğan, Fransada böşörtüsü konusunda bazı düzenlemelerden söz etti.Fransa örneğini verdi."Başörtüsünün Fransada olduğu gibi üniversitelerde ve özel okullarda serbest olması" formülünü dile getirdi.Gerçi... Fransada, üniversiteler özerk olduğundan böşörtüsü için karar, rektörlüklere bırakılmıştır ve model - Türkiyede ancak bir anayasa değişikliği içinde - konuşulabilir...Ama...Bunların ötesinde, Başbakan Erdoğan, elinde tuttuğu bu kartı, Avrupa masasında ustaca kullanabilir.Tereddütleri gidermekte gerçekçi bir anlatım olur.Daha önce de böyle ilk bakışta "ters" gibi görünen yaklaşımlar, olumlu sonuçlar verdi.Örneğin AB Komisyonunun Türkiye İlerleme Raporunda yer alan "Aleviler ve Kürtler" için "azınlık" söylemi, onlardan gelen "Biz azınlık değiliz" tepki dalgalarıyla karşılandı.Şimdi de "Türkiyenin kendi ülkesindeki İslam anlayışını, AB coğrafyasına taşıyabileceği" kuşkuları, gene böyle ilk bakışta "ters" gibi görünen ama etkili olacak bir söylemle aşılabilir. g.civaoglu@milliyet.com.tr Fransadaki söylem