Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Açıklamaların bugünkü MGK toplantısıyla kesişmesi herhalde bir rastlantı değil.Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt'ın MGK'da "PKK'ya Barzani ve Talabani tarafından patlayıcılar verildiği" yolunda kanıtları masaya koyması söz konusu...Fikret Bila'nın satırları altı çizilerek okunmalı... DTP Diyarbakır İl Başkanı İbrahim Aydoğdu'nun söylemleri ilginç... "Kerkük'e Türkiye'nin askeri müdahalesi Diyarbakır'a saldırıdır" mesajını veriyor. "Türkiye'deki 20 milyon Kürtten" söz ediyor.(*) DTP Diyarbakır İl Başkanı İbrahim Aydoğdu'nun söylemiyle Abdullah Öcalan'ın çizgisi farklı. Öcalan, daha yakın zamanlarda "Kuzey Irak'ta kurulacak bir devletin ABD uydusu olacağı" görüşündeydi. Sıcak bakmıyordu.Bunun bir yorumu da... Kürtlerin liderliği için rekabette Barzani ve Talabani'nin gerisinde kalma kaygısı olabilirdi.Öcalan'ın İmralı'da kaldığı süreçte Barzani ve Talabani çok yol aldılar.Irak'ta cumhurbaşkanlığı ve Kuzey Irak'ta yönetim onlarda...ABD'nin "stratejik ortağı" konumuna geldiler.Öcalan'ın etkin olduğu coğrafyada ve kesimde de özellikle Barzani ağırlığını artırıyor.Öcalan ise, İmralı'dan -dolaylı- birkaç mesajla mevzilerini korumak için hayli zorlanıyor.Kısacası... Zaman, Barzani ve Talabani için işliyor.İşte bu süreçte DTP Diyarbakır İl Başkanı'nın açıklamaları "Acaba yol ayrımı mı?" sorusunu gündeme taşımakta. Yol ayrımı mı? Hadiseyi sadece Apo'nun konumunu korumak ya da Barzani ve Talabani'nin bireysel ağırlık kazanmaları olarak görmek yanlış olur.Tabanda da sınırın bu tarafındakilerle öte tarafındakiler arasında yakınlaşma var.Barzani de bu yakınlaşmaya ivme kazandırmak için "Bundan böyle Kürtler arasında silahlı çatışma olmayacak. Sorunlarımız olursa, aramızda konuşarak çözeceğiz" mesajını vermişti.Yani... Bir şeyler, hatta, çok şeyler hızla değişmekte.Ankara'nın da bu gerçekleri iyi izlemesi, bunun da ötesinde ön alması gerekir.Sınırın bu tarafındaki Kürtler, öbür tarafındaki Kürtlerin soydaşıdır ama bu tarafın birinci sınıf yurttaşlarıdır da..."Öcalan'ın İmralı'da bileğini bükerek Kürt sorununu pasifize etmek" politikalarının artık yeniden gözden geçirilmesi, yeni oyuncuları ve tabandaki değişimleri dikkate alan yeni politikaların üretilmesi zamanıdır........................(*) Aydoğdu, bu konuşması bağlamında bir de düzeltme yayımladı ama çok da büyük bir değişiklik yok. Taban kayması Televizyonda cep telefonu reklamları yoğun...Gerçekten ben de "hayata bağlanmayı", "oh be!" demeyi, "Amsterdamasya ile 29 kuruşa konuşmayı" istiyorum.Reklamları da güzel. Ama... Şu İstanbul'da bile bazı kör noktalarda "hayata bağlanmak" bir yana, "hayatım kayıyor."Ve... "Oh be!" değil, "öf be!" diyenleri duyuyorum."Amsterdamasya 29 kuruş yerine, 35 kuruş olsun da kesilmeden konuşulsun" söylemleri yoğun.Üçü de iyi firmalar, iyi hizmet vermek çabasındalar.Oluk oluk para harcıyorlar ama özellikle otomobille giderken en olmadık yerde iletişim kopuyor. Vericilerin arasındaki kapsama dışı kör alanlar çileden çıkarıyor.Reklam harcamalarının çok düşük bir oranında altyapıya da yatırım yapılsa, biz de reklam filmlerindeki gibi "hayata bağlanacağız", "oh be!" diyeceğiz, "Amsterdamasya" keyfini süreceğiz.Türkiye'de 50 milyon cep telefonu abonesi, büyük rakamdır.Altyapının da bu gelişimi izlemesi gerekmez mi?Hele, diplomatlarla ya da sınırların ötesindeki gazetecilerle konuşurken bu zırt pırt kesilmeler sinirleri germekten öte, utandırıyor da... gunericivaoglu@milliyet.com.tr TELEFONUN KULELERİ