Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Derviş, bakanlığı sürdürüyor. Sinirleri de çelik gibi. Bir soru:
Derviş’e "azil" formülü işler mi? Birkaç nedenle "hayır..."
- Olası bir azil kararının Çankaya’dan döneceği gözden uzak tutulmamalı.
Cumhurbaşkanı’nın "Türkiye’nin ihtiyacı olduğu için göreve devamını" rica ettiği bir bakanın azlini istemek siyaset geleneklerine aykırı.
- Her şeye karşın, bir Başbakan elbette artık birlikte çalışmayı olanaksız bulduğu bir bakanı görevden almak istiyorsa, onun iradesi geçerlidir... Ama ya Başbakan daha bir hafta önce "Derviş siyaset yapacaksa bakanlığı bıraksın" diyen hükümet ortağı MHP’nin lideri ve Başbakan Yardımcısı Bahçeli’ye "Derviş giderse ben de beraber giderim" restini çekmişse?
Oysa şimdi Ecevitler ve onların sesli mesajı Emrehan Halıcı "Hem hükümette kal, hem bu hükümete karşı partilerle politika yap... Olmaz böyle şey" diyorlar.
"U" dönüşü.
Yani değişen Derviş’in değil Ecevit’in tavrı.
- Hükümetini ve Türkiye’yi tarihinin en ağır ekonomik krizinde çökmekten kurtaran bir insana bu yapılamaz. Böyle teşekkür edilemez.
Emrehan Halıcı gibi birini Derviş’in karşısına çıkartarak "asimetrik" siyaset savaşı bile şıklıktan uzak.
Derviş, onu muhatap almamakla en doğru olanı yaptı. Bazılarını cevapsız bırakmak hak ettikleri cevaptır.

Derviş, YTP hareketinin başında istifasını sunarak "koltuğa bağlı olmadığını" kanıtlamıştı. Peki neden kalıyor bakanlıkta?
8 / 9 Ağustos’ta toplanacak IMF İcra Kurulu önemli.
Ekonomi değerlendirilecek.
1 milyar 600 milyon dolarlık kredi serbest bırakılacak.
Derviş bu dilimi de kapsayan niyet mektubunu Ecevit ve liderlerle birlikte imzalayarak IMF’ye göndermişti.
Kişisel kefaleti var.
Ecevit belki "Artık nasıl olsa bir şey değişmez. IMF inceleme raporu zaten İcra Kurulu’na verilmiştir. Derviş gitse de kredi dilimi serbest bırakılır" düşüncesiyle Derviş için "yok et" düğmesine basmış olabilir.
Eğer öyleyse akıldaneleri ona gene yanlış bilgi vermişler.
"Bakın, Derviş’i çizdiğimiz halde kredi dilimi serbest bırakıldı deriz, Derviş’in vitrin camı kırılır!" aklı mı verildi?
O zaman hafızalarımızı tazeleyelim.
Yakın geçmişte IMF İcra Kurulu kredileri serbest bırakmayı 24 saat... 48 saat... bir dahaki toplantıya ertelemiş değil miydi?
Enis Öksüz’ün Telekom özelleştirme, Koray Aydın’ın İhale Yasası, Yüksel Yalova’nın tütün için tavırları - yanılmıyorsam - böyle aşılmış değil miydi?
Derviş’in hâlâ "güvence" olduğunu görmek gerek.

Öte yandan... Madalyonun diğer yüzünü de görelim.
- Ortada fol yok yumurta yokken "siyasi belirsizlik" lafını Derviş ortaya atmıştır.
Herkesi şaşırtmıştır. O sıralarda Ecevit hastaneye bile yatmamıştı.
- Yarım mesai bakanlık olmaz. Yani part time bakan, arta kalan zamanında başka bir siyasi oluşumun koordinatörü...
Böyle bir örnek dünyada yok.
Ama...
Bu manzara Ecevit’in onayıyla oluşmadı mı?
Daha işin başında Derviş’i çağırıp konuşabilirdi.
Yapmadı.
Ayrıca... Derviş’in bir söylemi unutulmasın. "Bu ekonomi sağlamlaştı, seçimi taşıyabilir" diyordu. O güvenceyle toplum psikolojisini hazırlamıştı. Ecevit’in hastaneye yatışı ve sonrasında ekonomi o psikolojik altyapıyla dayanabildi.

Mesut Yılmaz’ın Derviş’e destek çıkması ve "YTP ile birlikte olabileceği" mesajına gelince...
Önceden ilan edilmiş Derviş’li bir ortak hükümet, Anavatan oylarını yukarı çekebilir. YTP’ye gitmeyecek sağ oyları sırf bu birlik nedeniyle çekebilir... Hele bir de Mehmet Ali Bayar da orda yer alırsa.
......
Galiba bir sorun da Derviş’in kafasının karışık olması.
YTP ve CHP’den birine giderse diğerini çok yaralayacak.
Siyaseti bırakırsa Türkiye’yi AKP’ye teslim etmekle suçlanacak.
......
Sonuç:
"En kötü karar bile, kararsızlıktan iyidir."