Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bakınız...Alevi yurttaşlarımızı temsil edenler de, Kürt kökenli yurttaşlarımız adına konuşmak iddiasında olanlar da anında itiraz ettiler:"Hayır... Biz azınlık değiliz. Türkiyenin asli unsurlarıyız."Raporda önerilen, "azınlık hakları" da Alevi ve Kürt yurttaşlarımızın itirazlarına çarpmış ve kırılmış bulunmakta."Lozan Antlaşmasındaki azınlık tanımının yeniden yapılması" gibi gündem maddeleri de düşmekte.İşte Türkiyenin şansı..."Zina" tartışması da sonunda Türkiyenin şansı olmadı mı?Son iki yılda özellikle "Kürt dosyasında" yeni düzenlemeler, gerilimi aşağı çekmiştir.Kan ve silah kültürünü geniş sayılabilecek tabandan uzaklaştırarak çok küçük bir azınlığın zihniyet patikasına itmiştir.Alevi yurttaşlar konusu da, demokratikleşme sürecinde, diyalog kanalları açılırken, geçmiş yıllardaki gibi dokunan elleri yakacak sıcaklıkta değil. AB raporunda, Kürt ve Alevi yurttaşlarımız için "azınlık" deyiminin kullanılması şans olabilir. Kısacası...Niyetin bozuk olduğunu sanmıyorum ama, o satırlarda etki yapan kimilerinin amaçları başka idiyse bile, gene de AB İlerleme Raporu, şu "azınlıklar" lafını tam zamanında ortaya attı.Kürt ve Alevi yurttaşlarımızın örgütlü kurumları tarafından anında tekzip edildi.Bundan sonra AB hala "Hayır, siz ne olduğunuzdan bile habersizsiniz. Siz aslında azınlıksınız" mı diyecek?Bu durum Türkiyenin AB yol haritası yolculuğunu kolaylaştırmış olabilir.Türkiye, içeride gereksiz tartışmalarla frenlenmeden ilerleyebilir. Eşit ve özgür Elbette...Bunlar, demokratikleşme sürecinde kesintilere neden olmamalı...Kürt kökenli ve Alevi inançlı yurttaşlar, ulusun asli unsurları olarak kendi kültürel haklarını, inanç gerçeklerini eşit ve özgür olarak yaşamalılar.Türkiyenin, tarihin bu en büyük medeniyet projesinde tam üye olarak yer alması için, duruşumuz ve beraberliğimiz de çağdaş olmalı.Kültür ve etnisite gerçeklerini, inanç kavramlarını, kalıplarını dayatmamak, sevgi ve hoşgörüyle birlikte harmanlamak ve tanımlamak gerek.Asli unsur, asli unsurluğunu hissetmeli. Duruş Kültürel haklar ve inançlar "kolektif" olsalar bile, yararlanmak "bireyseldir."Yani...Kürtçe konuşmak, yazmak, yayın yapmak tüm Kürt yurttaşlara tanınmak durumunda olan "kolektif" seçenektir.Ama bunlardan yararlanma hakkını kullanmak "bireysel" tercihtir.Kişi istemezse Kürtçe öğrenmez, konuşmaz, yazmaz, yayın yapmaz, Kürtçe yayın dinlemez.Ama önemli olan bu hakkın varlığıdır.Alevi yurttaş da kendi inanç gereklerinin varlığını bilmelidir.Onun da benimsediği bir tanımı paylaşmalıdır.Onun da eğitimden ibadete eşit ve özgür olduğu bir Anayasal yurttaşlık söz konusudur.Ama...Haklarından yararlanmak ya da yararlanmamak bireysel tercihi olur.Dilerse cemevine gider, dilemezse gitmez.Devletin katkısı ile işleyen diyanet kurumlarında, Alevilik de yer alır.Dilerse burada bulunur, dilemezse bulunmaz.Dilerse okullardaki tercihli Alevilik öğretisini alır, dilemezse almaz.Din öğretilerinde Alevilik de sunulur.Yararlanmak seçimlik olur.......Bütün bunların Türkiyenin kendi iradesiyle düzenlenmesi şansına, aslında, Kürt ve Alevi yurttaşların "Biz azınlık değiliz" itirazıyla daha da yakınlaşmış bulunuyoruz.Sevr hesapları yapanlar, galiba bunu göremediler. g.civaoglu@milliyet.com.tr Çözüm