Baklalar çıktı

BARZANİ’nin “biz bir milletiz bağımsız devletimizi ilan edeceğiz. Ama o günü beklemeliyiz” söyleminin altını çizin.
Sonra...
Bazı BDP’lilerin “özerklik istiyorduk ama artık bağımsızlık diyoruz” diye baklayı ağızlarından çıkarmalarını da bir kenara yazın.
Yakın geleceğin Ortadoğu haritası için tezgâha konan “büyük Kürdistan” projesinin işaretleridir.
Bu ikisine Beşar Esad’ın siyaseten infazı sonrasında Suriye’nin bölünmesi ve Türkiye’nin Güneydoğu sınırı altında kalan topraklarda Suriye Kürdistan’ı tasarımını ekleyin.
Tarihin bir seher vaktinde gün ışıklarının bu yeni oluşum üzerine düşmesi özlemleri var.
Irak-Türkiye-Suriye Kürdistanları Birliği ya da Federasyonu(!)..
Bir de İran Kürtleri de düşünülmekte ama zorluğun farkındalar.
Benim gazeteci olarak sezdiğim bu “Ortadoğu megalo iddiası” senaryosunu tüm istihbarat ve diplomasi dosyalarına vakıf hükümetin görmediğine ihtimal dahi vermem.
Durumun ciddiyetinin farkında olduklarına inanıyorum.
Hatta...
Suriye’ye de sarkan Arap Baharı’nı Türkiye’de Kürt Baharı’na dönüştürmek için Nevruz kutlamalarının kullanıldığı da tahmin edilmeyecek şey değil.
Ancak...
Türkiye’de durum hayli farklı...
Türkiye eksikli de olsa bir demokrasi.
Kürt yurttaşlarımız kendilerini temsil etme iddiasında olan siyasi kuruluşlara, terör örgütüne kaderini bağlamış değil.
“Kana bulanmış şiddet ve ayrılık” odakları ile aynı zihniyet coğrafyasında örtüşmüyor.
Ankara sağduyulu, demokrat, empati donanımlı, eşitlik, adalet, eşit şans, eşit imkan, kültürel kimliğe saygılı çizgi üzerinde açılımlar sürdürürse, Irak ve Suriye’yi bilemem ama Türkiye üzerine ayrılık hesapları hayal kalır.
.......
Şehitlerimize rahmet, ulusumuza başsağlığı diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar.

DSK VE KADINLAR
HİÇ kimseden çekmedi eski İMF Başkanı DSK (Dominique Staruss-Kahn) kadınlardan çektiği kadar.
Önce...
New York’ta kaldığı otel odasında kat hizmetlisinin “bana tacizde bulundu” şikâyeti üzerine tutuklandı.
Bir süre hapiste kaldıktan sonra kadının doğru söylemediğini saptayan hâkim tarafından serbest bırakıldı.
Tam rahat nefes alıp Fransa’ya döndü ki, bu defa hakkında gene bir “cinsel taciz” suç duyurusu üzerine yargı süreci başlatıldı.
Kısa süre önce konferans verdiği salonda Cambridge Üniversitesi kız öğrencileri tarafından protesto edilmişti.
Ve şimdi de “Avrupa’nın vicdanı” denilen Avrupa Parlamentosu’nda yapması programlanan konuşma kadın milletvekilleri tarafından engellendi.
DSK 40 yaş altı (EU40) milletvekillerine dünyadaki iktisadi durum konulu bir konuşma yapacaktı.
Ancak kadın parlamenterler “mücadele ettikleri kadınlık onuru” için bu konferansa karşı tavır koydular.
“A.P’nin (Avrupa Parlamentosu) şov yeri değil herkesin hassasiyetlerine saygı duyduğu yasama yeri olduğu” mesajını verdiler.
A.P başkanı “bu itirazları not ettiğini ve organizasyonu yapanlarla konuşacağını” açıklayınca DSK büsbütün aşağılanmaktan kurtulmak için “programa katılmayacağını” bildirdi.

AYNI KAN GRUBU
BÜTÜN bu tavırlarda başı çekenler Frankofonlar...
Yani...
Fransızca konuşan ulusların kadın milletvekilleri...
O ülkelerde “cinque a sept (5’ten 7’ye)” iki saatlik “serbest zaman” geleneği vardır.
Özellikle evli çiftler o saatlerde eşlerini telefonla aramaz.
Neredeydin diye sormaz.
Sevgililerle buluşma saatleridir.
Elbette bunu yapmayanlar da vardır ama yapanlara da kimse “aman ne ayıp” diye yorum yapmaz.
Sessiz bir anlayışlı olma mutabakatıdır bu.
Son yıllarda “5’ten 7’ye” geleneği yerini sabah “7.30’dan 9’a” buluşmaları almakta.
İş çıkışı insanlar yorgun oluyor.
Temiz hava almak, spor yapmak için akşamüstünü tercih ediyorlar.
Hafif bir yemek ve erkenden yatarak güzel bir uykudan sonra dinlenmiş, taptaze bedenlerle işe gitmeden önce “7.30’dan 9’a” seks yeni trend...
Şimdi...
Kalkmışlar kendi yaptıklarını yapıyor diye DSK’yı infaz ediyorlar.
Zorlama ve taciz elbette çirkin.
Elbette onaylanamaz.
Ama...
Adamın kanıtlanmış böyle bir suçu, mahkzmiyeti yok.
Akut çapkın... O kadar.
Bu adama “5’ten 7’ye” veya “7.30’dan 9’a” evet diyenler nedeniyle adı “aygır” diye çıkmış bir kez.
Ve bir şey daha...
Böyle protestolar DSK’ya kadınların merakını tahrik ediyor.
Adamın lezzet duraklarını arttırıyor.