Bandana’nın sırrı...

ANTALYA/Kemer Fransız tatil köyüne (Club Med) büyük bir Harley Davidson’cular grubu geldi. Ankara, İstanbul, İzmir ve diğer şehirlerden Harley Davidson tutkunları.
Eşleri de onları otomobillerle izliyorlar.
Tatil köylerinde yerel renkler diye çoğu kez beşinci sınıf uyduruk göbek dansçıları, yağlı güreş özentileri gösteri yapar.
Doğrusu propaganda değil “karşı propaganda” etkisi izlenimleri alırım.
Yıllar önce dünyanın bütün Club Med’lerinde Mustafa Sandal’ın “onun arabası var” şarkısı karşılama müziği olarak çalınıyordu.
Mustafa Sandal da “onur konuğu” olarak çağrılmıştı.
Bir sezon boyunca bütün dünyadaki Club Med’lerde Türk şarkısının karşılama müziği olarak çalınma kararı güzeldi.
Ama içimde bir kaygı vardı.
“Mustafa’yı sahneye alacaklardı. Bir konuşma yapması gerekecekti. Bizim çoğu sanatçı gibi kırık dökük bir İngilizceyle olayın bütün pırıltısını karartacaktı.”
Mustafa sahneye çıktı. Aldı mikrofonu eline... Ve çok güzel bir İngilizce konuşma yaptı. İnce mizah anlayışıyla da süsledi konuşmasını. Fransızların çoğu İngilizce bilmez ya ardından bir de aynı konuşmayı akıcı Fransızcayla tekrarlamaz mı?
Derin bir oh çektiğimi hatırlıyorum.
Mustafa’yla bir köşede söyleştik.
Onun İsviçre’de asiller ve çok zenginler için özel bir kolejden mezun olduğunu öğrendim.
Harley Davidson’cu grup da Club Med’de Türkiye için olumlu izlenimler yarattı.
Hepsi eğitimli, kariyer sahibi insanlarımız.
Motorları 100 bin euro’ya kadar çıkan değerde pırıl pırıl Harley Davidson’lar.
Onları davet eden ve duayen Harley Davidson’cu olan Mustafa Kaya’nın tanıtım katkısı için kumsala vurmuş deniz yıldızlarını tekrar denize atarak hayatta kalmalarını sağlayan denizcinin felsefesiyle anıyorum.
Bu arada “bandana” için yeni bir şey öğrendim.
Paylaşayım...
Başa bağlanan o kumaş parçasının enseye gelen kuyruğunda küçük bir cep var.
Cebin içinde ise su tutan özel granüller...
Ense kökü insanın vücut ısısını etkileyen nokta.
Motosiklet sürücüleri o noktayı böylece daima serin tutuyorlar.
Yani bandana süs değil. İşlevi var.
Başına üçgen bir bez parçası bağlamak ile “bandana” kullanmak arasında ciddi fark var.

YAZIN RENGİ PEMBE

AVRUPA’DAN sonra Türkiye’de de pembe şarap yazın tercihi.
“Blush” ile kabaran dalga bizim yerli şarap üreticilerinin de paletlerine “pembeyi” yerleştirdi. Şimdi Martini de “pembe” ürününü çıkardı. MARTİNİ Rossato’nun Türkiye tanıtımı için İstinye Park/ Masa’da bir pembe gece düzenledi.
Bütün meydan ışıklarla pembeleşmişti.
Geceye İlhem’in şarkıları keyif kattı. İlhem’in giyisisi de pembeydi. Toplum onu Sezen Aksu’nun oğlunun eski sevgilisi olarak tanır.
Fakat İlhem’in İsviçre’den başlayan sağlam bir müzik eğitimine dayanan kariyeri var.
ABD Ankara Büyükelçisi’yle Ankara’daki Büyükelçilik konutunda ŞEFFAF ODA için söyleşi yapmıştık. İlhem de programın diğer konuğuydu. İngilizcesi ve müziğiyle etkili olmuştu. Martini’ciler böyle bir uluslararası marka için iyi bir sanatçı seçimi yapmışlar.

RAKILAMAK
RAKIYI severim.Hem de çok...İstanbul’da yatılı okurken bazen babamla Ankara’ya birlikte dönerdik. Yataklı vagon restorandaki kar gibi bembeyaz kolalı örtüler serilmiş masalarda porselen tabaklar, gümüş çatal bıçaklar şimdi uzak hatıralar.
Ama bugüne uzanan iki eski dost hâlâ yaşamımda. O masalarda daima birer küçük şişe Kulüp Rakısı, ve Kavaklıdere kırmızı şarap olurdu.
Babam rakı içerdi bana da bir iki kadeh şarap içirirdi. Etiketindeki o elit görüntülerle rakının asaletiydi Kulüp. Geçenlerde Kulüp Rakı için düzenlenen gecedeydim. Mey İçki o dönemin kadın giysilerini, Atatürk ve onun dönemindeki insanların fotoğraflarını, rakı için özdeyişlerini sergilemişti.
Beyoğlu’ndaki Bir Nokta‘nın terası Yaşar Özel’in Türk Musikisi’nden seçmeleriyle tam bir “rakılama” keyfiydi. Bu “rakılama” sözcüğü meslek büyüğümüz merhum Mehmet Kemal’e aittir; “Öğlen rakılamaları...”
Gene rakı
Rakı muhabbetine devam edelim.
Mey İçki bu kez de “Yeni Rakı Beykoz Serisi”ni üretti. Beykoz’daki cam atölyelerinde Beykoz Cam Sanatı’na sadık kalınarak özel şişeler üretildi. Altınlı boya kullanılarak Beykoz’a özgü şekiller ve yaldızla yapılmış bitkisel motifler kullanılarak üç farklı şişe tasarımı hayata geçirildi.
Zarfı da mazrufu da güzel.

Üzgünüm
Kanla beslenen PKK’nın saldırısı ve mayın patlamasında yaşamlarını yitiren şehitlerimize rahmet, ailelerine, TSK’ya ve ulusumuza başsağlığı diliyorum...