Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Havada “barut” kokusu var. Ankara’da “Kandil” için bir “güzellik(!)” paketi hazırlandığı hissediliyor.
“Artık sözün bittiği yerdeyiz” kelimeleri “şifre” değil “şifrenin bittiği yer” olarak okunmalı.
Türkiye elindeki kartları açıyor.
“Demokratik çerçevede Kürt açılımı” diye bir girişimi başlatan, “böylece kanın duracağı” sözünü veren bir hükümet, sonunda akan kan debisinin tavan yaptığı bir süreçle karşı karşıya kalmışsa bir şeyler yapmak zorundadır.
Her gün karakollarının, askeri üslerinin PKK tarafından basıldığı, güneşin her sabah şehit bedenlerinin üzerine doğduğu, büyük kentlerde bombaların, mayınların patladığı bir Türkiye manzarası ağır sorumluluktur.
Uzun süre taşınamaz bir yüktür.
Toplum sorgular, cezayı keser.
Aynı durum Genelkurmay için de geçerlidir.
Komutanların kendi kamuoyuna ve topluma karşı bu manzaradan sorumluluğu olmadığını kim iddia edebilir?

Şam tatlısı
Böyle bir süreç daha önce de yaşandı.
PKK kampı Suriye’nin kontrolündeki Bekaa Vadisi’ndeydi yıllar boyu.
Abdullah Öcalan’ın Suriye başkentinde iki evi vardı.
Suriye’nin lojistik yardımıyla ayaktaydı.
Şimdi Kuzey Irak’tan sınırı geçerek Türkiye’de kan akıtan PKK, o zamanlar da Suriye sınırından geçerek eylem koyuyordu.
Bir kez Turgut Özal, bir kez de Süleyman Demirel ile Suriye’ye gitmiştim.
Her ikisi de Suriye Başkanı Hafız Esad’a Abdullah Öcalan’ın evlerinin adresini, telefon numaralarını vermişlerdi.
İadesini istemişlerdi.
Hafız Esad kâğıda şöyle bir bakıp iç cebine koymuş, tek kelime etmemişti.
Ya Bekaa Vadisi’ndeki PKK kampı?
Ona da cevap hazırdı:
“Bekaa Suriye değil, Lübnan’da... Biz bir şey yapamayız...”
Oysa dünyadaki bütün azılı terör örgütlerinin -Türkiye’deki Devsol’un da orada kampı vardı- kamplarının sıralandığı Bekaa, Suriye’nin denetimi altındaydı.
Vadiye girişteki kontrol noktasında Suriye askerleri konuşlanmıştı.
Suriye’nin bu Türkiye’ye “sağırlık” rolü yıllar boyu sürdü.
Sonunda öyle bir noktaya gelindi ki sağırların bile işiteceği tonda konuşuldu.
“Hiçbir ülke Türkiye’ye düşmanlık yapanlara topraklarını açamaz. Aksi halde bedelini öder.”
Suriye’nin işitme özürlü kulağı açılıverdi.
Mucizenin adı Türkiye’nin tavrıydı.
Şimdi gene böyle bir kararlı tavrın seherindeyiz.
Bunun işaretleri verilmekte.
Yıllardır Kandil için Türkiye’nin çağrılarına “işitme özürlü” olanların kulakları bakalım açılacak mı?

Haberin Devamı

İSRAİL FAKTÖRÜ
Abdullah Öcalan’ın Suriye’den hudut dışı edilmesi sürecinde, İsrail ile ilişkileri her an bir savaşın patlayabileceği yüksek gerilim hattındaydı.
Suriye, Türkiye’ye “hayır” deseydi İsrail ve Türkiye arasında sandviç olurdu.
24 saat içinde Hafız Esad görevini bırakmak zorunda kalırdı.
2010 Türkiyesi için Kandil operasyonu böyle destek rüzgârlarını arkasına alamayabilir.
İsrail ile ilişkiler tarihinin en kritik döneminde.
Amerika ile ilişkiler de parlak değil.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad bile İspanya’dan “İsrail ile bozuşmanın Türkiye’ye bölgedeki ağırlığını kaybettirdiği” yolunda bir açıklama yaptı.
Yani...
“Sözün bittiği yerde” yapılacak olanların “diplomatik” sağlam bir zemini oluşturulmuş değil.
En kötüsü...
Beklentileri gene yükseltip sonra geri adımlar atmak örneklerinden bir yenisinin daha önümüze konulması olur.

Haberin Devamı

TÜRK TİPİ CASUSLUK
Irak’ta konuştuğum Amerikalı subaylar bana “Türkiye istihbarat ağını” övmüşlerdi.
Ortadoğu’da Osmanlı’dan kalma çok yaygın ve geleneksel istihbarat kaynaklarının sürdüğünü söylemişlerdi.
Kendi istihbarat bulgularını Türkiye ve yörede geleneksel olarak istihbaratı köklü olan İngiltere ile paylaşarak doğruluğunu test ettiklerini söylemişlerdi.
Yani...
Türkiye’nin ABD’nin bile teslim ettiği casusluk ağının daha etkin kullanılması gerekir.
İsrail gizli servisi Mossad şefleri “Amerikan istihbaratının teknolojiye dayalı olmasını” eleştiriyorlar.
İsrail “elektronik izleme, dinleme, uydularla gözleme” gibi teknolojik yöntemleri elbette kullanıyor ama Mossad’ın asıl ve güvenilir istihbaratında öncelik insana dayalı casuslukta.
Türkiye’nin de pilotsuz uçaklar, uyduyla gözetleme, elektronik dinleme ve diğer ileri teknoloji yöntemlerinin yanı sıra Osmanlı’dan kalan geleneksel, insana dayalı istihbarat kaynaklarını yeniden hareketlendirmesi gerekir.
Ayrıca PKK içine ajan sızdırmak da önemli.
Sanıyorum vardır da...
Ama bu damarı daha güçlendirmek güvenlik güçlerimize büyük katkı sağlar.