Doğayla uyumlu, çevreyle barışık bir mimariyi yüzük taşı gibi oturtmuştu yeşil montüre...Sonra neden küsüp Göcek'ten halat aldı bilir misiniz?Çünkü... -Yanlış anımsamıyorsam- İskelesinin 1 metre, evet yanlış okumadınız, 10 ya da 100 değil, sadece 1 metre daha uzun olan bölümü, dönemin Çevre Bakanı Doğancan Akyürek'in emriyle yıkıldığı için...Kültürünü, çevresini, bilgisini, denizcilik görgüsünü yansıttığı Göcek'te gönül tellerinden birkaçı kopmuştu.Hepimiz üzülmüştük.Ama... Kimse Akyürek'e karşı tavır koymamıştı. Çünkü Göcek bozulmamalıydı.Kimseye 1 metrelik bile cesaret örneği verilmemeliydi."Simavi'ye bu yapılırsa, bize neler yapılmaz" korkusu yüreklere düşmeliydi..................................Bir de hızla betonlaşan şu Göcek manzaralarına bakınız...Dünyanın en güzel iç denizi ve dantel gibi koyları merhum Özal tarafından çıkarılan yasayla korumaya alınmışken, şimdi "Barbarların İstilası" filminden bir dekora dönüşüyor...................................Göcek'in betonla kirlenme süreci bana Korsikalı gençleri anımsattı.Daha cümleye başlarken belirteyim ki, ne bu satırları okuyanlar, ne de savcılar "Göcek'te de aynı şeyler yapılsın" mesajını ya da tavsiyesini verdiğimi kesinlikle düşünmesinler.Her tür yasadışı eyleme ve söyleme karşıyım.O nedenle Korsikalı gençlerin o güzelim koyların mavilerine ve yeşillerine beton kirlenmesini önlemek için yaptıkları "gece eylemlerini" anlatmayacağım.Ancak...En güçlü, en baba holdinglerin bile Korsika'da doğanın bekâretini betonla, demirle, boyayla kirletemediklerini belirteyim.Bunu Korsika adasının da "zümrüt sahiller" kapsamında yer alan "şu yaşamın cenneti" olduğunu belirtmek için yazdım.Yanı başındaki Sardunya adası Kerimhan'ın mimari koruması altındadır. Yapılanma oranı % 1 dolaylarındadır. Binalar ve en lüks oteller doğanın kıvrımları ve renkleriyle sevişmektedir.Denizden bakıldığında kolay kolay fark edilmezler. Tekrar ediyorum... Korsikalı gençlerin yasadışı eylemlerini onaylamak asla değil ama Korsika halkının demokratik yasal tavır koyuşuna tüm dünyada saygı duyuluyor.Hemen yakınlardaki bir diğer küçük ada, ünlü sinema yıldızlarının, futbolcuların ve tenisçilerin villalarıyla dikkat çeken bir noktacık.Ada sakinlerinin özel uçakları var.Fakat... Doğanın bozulmaması için pist tenis kortu gibi tesviye edilmiş. Yani, her gün ıslatılarak üzerinden silindir geçilen kırmızı toprak zeminli dar bir şeritten ibaret. Asfalt piste izin verilmemiş.Uzatmayalım....................................Göcek, bu saydığım yerlerden daha güzeldir.Göcek'e ilk gitmeye başladığımız yıllarda elektrik bile yoktu.Sahildeki iki balıkçı lokantası önünde kumlara gaz lambaları dizilirdi.Az sayıda tekne vardı.Taze balıklar eşliğinde rakılar içilir, sonra karanlıkta hayalet gemiler gibi tekneler kayarak kaybolurdu. Henüz son model ütülere benzeyen 30-40-50 metrelik yaratıklar Göcek'e üşüşmüş değillerdi.Özal'ın çıkardığı yasayla bugüne kadar dokunulmazlığını koruyabildi.Özal çevreye öylesine özenliydi ki, Gökova'daki Cumhurbaşkanlığı yazlık çalışma konutu bile yeşillikler ortasında küçücük bir evdi. Koruyucu çitler yeşil boyalıydı. Cumhurbaşkanlığı çalışanları, yeşil renkli treyler denen tekerlekli evlerde kalırlardı. Doğa kirletilmemişti.Can Pulak'ın bütün bunlarda çok emeği vardır.Özal'a ve onun Anavatan'ına öykünen bugünkü AKP yönetimi, bunları da bilmeli.Göcek'in Atatürk'ün partisi CHP'li Belediye Başkanı, 1 metrelik iskele farkının bile tepki gördüğü bu yeryüzü cennetine kilometrelerce beton lekesinin sorumluluğunu almamalı.Baykal da, bu olayı sorgulamalı. g.civaoglu@milliyet.com.tr Haldun Simavi, gazeteciliği bırakıp yaşamını büyük aşkı denizcilikle Göcek'te sürdürmeye karar vermişti. Çağdaş ve fonksiyonel bir marina kurmuştu.
