Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bugün İsveç'in "Sekslerde Eşitlik ve Toplumla Bütünleşme Bakanı". Yaşı 38, genç ve cesur bir kadın. 50 Müslüman örgüt tarafından imzalanan bildiriyle "İslamofobi" yani "İslam karşıtı" olmakla suçlandı. Adeta hedef gösterildi. Yoğun ölüm tehditleri alıyor. Sürekli polis koruması altında.Sebep... Bakan Nyamko Sabuni'nin "15 yaşından küçük kızların örtünmesini yasaklama girişimleri..." Ve "zorla evlilik uygulamalarına, töre cinayetlerine karşı koyduğu tavır..."Politik baskılar nedeniyle ailesiyle birlikte daha 12 yaşındayken Kongo'dan İsveç'e geçen kadın bakan, "tehditlerin kendisini yıldıramayacağını" söylüyor. "Kadınların din adına kullanılmasını asla kabul etmem" diyor...............................................Bakınız, dünya ne kadar farklı yorumlara ve uygulamalara yöneliyor. Türkiye'nin ise "siyaset gündeminde" hâlâ "türban ve örtünme" olması acıdır.Bana göre her erişkin istediği gibi giyinme özgürlüğüne sahip olmalı.Ama...Kafanın dışına odaklanmış siyaset, yerini, kafanın içine odaklı siyasete bırakırsa zaten böyle bir sorun -sanıyorum- kalmaz. Kafanın içini aydınlatma gereği ve sığ siyaset çelişkisi aşağıdaki satırlarda. Beyaz gecelerin ve sarışınların ülkesi İsveç'te siyahi bir kadın Bakan Nyamko Sabuni. Seçim kampanyasında, hangi parti lideri "yeni bir şey" söylüyor? Hangisi köklü dönüşümle bir "devrim" programı sunuyor? 21. yüzyıl Türkiye'sine hangisi bir "umut ekranı" açabiliyor. Bunu, BM Başdanışmanı -Diplomat Dr. Üner Kırdar'ın "HUMANIZING-THE DIGITAL AGE" (İnsan Boyutlu Bilgi Çağı) adlı yeni yayımlanan kitabı ışığında bir kez daha düşündüm.Bütün siyasal direnişlerine ve ayak oyunlarına karşın Türkiye'yi AB'ye sokacak olan tek formül, "bilgi çağını yakalamak ve AB'nin bilgi servis merkezi olmaktır".Ama partilerde bu konu için "tık" yok.Bu topraklar, matbaayı Avrupa'dan 300, buhar makinesiyle başlayan sanayileşme sürecini ise 200 yıl sonra tanımıştır. "Geri kalmışlık" nedeni bu tarihi rötardır. Bilgi çağını yakalayarak, bilgi devrimini yapamazsa treni Türkiye bir kez daha kaçırmış olacaktır.Birkaç örnek... SİYASETİN EKRAN KARARTISI İrlanda, 20 yıl önce Avrupa'nın en pasif ülkelerinden biriydi. 20 yıl içinde İrlanda'nın fert başına milli geliri yüzde 300 arttı, 20 yıl önce dünyanın en fazla işçi ihraç eden ülkesiydi. O sürede istihdam olanakları yüzde 70 arttı. 2 milyon insanına yeni ve yüksek kazançlı iş sağladı. Yüksek teknolojili ürün ihracatçısı ülke oldu. (21 milyar euro). Bu devrim gibi dönüşüm, "yeni teknolojilere" dayalı eğitim sisteminin "ulusal politika" olarak uygulanmasıyla başarıldı.Bilim ve teknoloji dalında Avrupa'da en fazla mezunu ve en yüksek oranda üniversitelisi olan ülkedir İrlanda.Aynı nedenler, Güney Kore mucizesi için de geçerlidir. 1965 yılında, Türkiye'nin ve Güney Kore'nin fert başına düşen milli gelirleri eşitti. Bugün Güney Kore'nin adam başına düşen milli geliri Türkiye'nin dört misli... 20 bin dolara dayandı. İrlanda-G.Kore ve Türkiye TÜBİSİAD'ın araştırmasına göre, çeşitli sektörlerde bir kişiye yeni istihdam sağlamak için yatırım miktarı, sanayide 85 bin, turizmde 55 bin, bilgi ve iletişimde ise sadece 5000 dolar... Buna karşılık, yıllık katma değer artışı sanayide 13.000, turizmde 18.000, bilgi ve iletişimde ise 32.000 dolar. Yani, en az yatırımla altı misli katma değer sağlayan bir alan bu.Hindistan ve Çin, o "altın oranı" uygulayarak istihdam yaratıyor. İkisi de dünya ekonomisinin dünya yıldızları...İşte Türkiye'nin ihtiyacı olan "mucize...".........................ABD'nin "bilgi servis merkezi" Hindistan... Japonya'nın ise Çin... Türkiye de bu rolü AB için üstlenebilir. Ama... Çağın adamı olabilecek bir liderle, vizyonla...Boş laf, hamaset edebiyatı, küçük ayak oyunlarıyla ve sığ kavgalarla değil. gunericivaoglu@milliyet.com.tr Hesap ortada