Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       Haftanın başında, Salı günü, Isparta'daydık.
Isparta Üniversitesi'nin açılışını, Süleyman Demirel yapıyordu.
Büyük bir holdingin patronu, şöyle yakındı:
"Şirketlerimizin kasasında ve banka hesaplarında, mevcut parası bile borsadaki holding değerinden fazla.
Olur mu böyle şey?"
Adını, - istemediği için - vermedim .
Ama, adıyla sanıyla bir başka örnek sunayım.
Anadolu Sigorta'nın hisse senetlerinin borsa değeri, 2 bin liraya kadar düşmüştü.
Yani...
6 trilyon liralık bir borsa değeri görünüyordu.
Oysa...
Kasalarındaki Hazine bonolarının değeri, 20 trilyon lira.
Nerede kaldı ki...
Diğer değerleri ile birlikte, çok daha üst düzeyde olan bir değere sahip bu şirket.
Örneklerin dışında, bir de genel değerlendirme vereyim.
2 ay içinde, borsadaki şirket değerleri, 13,5 milyar dolar değerinden, 6 milyar dolara düştü.
7,5 milyar dolar kayıp var.
Milli gelirin yüzde 3,5'u yok oldu.
Batı ekonomilerinde milli gelir, yılda yüzde 3,5 büyümüyor.
Müthiş bir yıkıntıdır.



Türkiye'nin en büyük kurumlarından bir beyaz eşya üreticisi devin hisse senetleri, 4 bin 600 liraya düştü.
Genel Müdür, yakınıyordu:
"Ispanak bile daha pahalı.
Bir hisse senedinin kağıt ve baskı maliyeti bile, 4 bin 600 liradan fazla.
Yani...
Kağıt, mürekkep ve baskı giderinin üstünde Türkiye'nin bu en büyük kuruluşunun hiç mi değer katkısı yok?"
Elbette var.
Ama, panik yaşanıyordu.
Yabancı sermaye, inanılmaz fiyatlarla, örneğin 3'te 1'e düşmüş, neredeyse bedava denecek fiyatlarla hisse senedi satıyor ve kaçıyordu.



İşte böyle bir ortamda, Türkiye'de krizin ayak sesleri duyulmaya başlamıştı.
Ekonomi, borsadaki yüksek ateşle yatağa düşebilirdi.
Antibiyotikle şok tedaviye gerek vardı.
Artık, gecikme olamazdı.
Dün, Cumhurbaşkanı ile bir geziye çıkması gereken Başbakan Mesut Yılmaz, bu programı ani olarak iptal etti.
Maliye ve Hazine kurmaylarıyla birlikte, acil önlemler için toplantı yaptı.
Borsayı kurtarma operasyonu başlamıştı.
Bu toplantı dahi, borsada olumlu bir rüzgarın esmesine yetti.
Sabah, 9 puan yükseldi.
Öğleden sonra, Başbakan, bir açıklama yaptı:
"Borsayı yeniden sağlığa kavuşturmayı amaçlayan önlemler planlanıyordu.
Pazartesi açıklanacaktı."
Borsa, Başbakan'ın sözlerinden sonra, 8 puan daha sıçradı ve bir günde yüzde 17 değer kazandı.



Rusya'da kriz sürüyor.
Uzakdoğu'da bir düzelme yok.
Avrupa borsaları da teklemekte.
Sadece, Türkiye'nin düzelmesini izah edecek bir tek neden var.
O da, Başbakan'ın "borsayı kurtaracak önlemler" açıklaması.
O halde, konunun üzerinde düşünmek gerekir.
Yoksa, düşmenin nedenleri, gerçekten hisse senetleri alım satım vergisinin getirilmesi ve beyannameye bağlanması mı?
Eğer öyleyse, düzeltilmesinin de yasayla olması gerekeceği açıktır.
Yasaları değiştiren tebliğ, hükümet kararı olmaz.
Hiyerarşide yasalar daha üstündür.
Kaldı ki, Maliye Bakanı da yasayı deldirmemek için kararlı görünüyor.
Buna karşın, bir orta yol, hisse senedi alım satımlarının gene vergilendirilmesi, ama, bunun beyanname yerine işlem anında stopaja bağlanmasıdır.
Borsa çevrelerinin önerisi bu.
Dünyada vergi uygulaması ve özellikle bu tür işlemlerde yoğun bürokrasi gerektiren beyanname sisteminden stopaj sistemine kaymış bulunmakta.
Türkiye'ye de aynı şey öneriliyor.
Aslında, borsa işlemlerinde vergi alınıyor değil.
Örneğin...
Banka ve sigorta işlemleri vergisi...
Eğitime katkı vergisi gibi vergiler var.
Bunların hepsi ve ek bir ödeme payı, stopaj şemsiyesi altında toplanabilir.
Yani tek bir vergi...
Bürokrasiden arınmış, sade ve net.
Üstelik, Maliye kasalarına 1 yıl beklemeden girecek.



Pazartesi açıklanması beklenen diğer önlemlerden de örnekler yansıtalım.
İşçi Kıdem Tazminatları Fonu, hisse senetlerine bağlanabilecek.
Ayrıca...
Sigortalıların da gelirlerinden bir bölümünü devlet tahvillerine bağlama mecburiyetinin ötesinde, fonlarını hisse senetlerine değerlendirme yolu açılabilir.
Öte yandan...
Daha borsa kurulmadan yürürlüğe giren 1957 tarihli Türk Ticaret Kanunu'nun bir maddesine göre şirketlerin borsadan kendi hisselerini almaları yasak.
Yani...
Ispanak fiyatına düşen, baskı, mürekkep ve kağıt bedelinin bile karşılamayan fiyatlarda sürünen hisse sentlerini bir dev beyaz eşya fabrikası o paslı ve eski madde nedeniyle satın alamıyor.
Oysa...
Dünya borsalarında bu yol açık.
Sonuç...
İMKB, sebze hali değildir.
Kağıtları da ıspanak olmamalıdır.
Henüz çocukluk çağını yaşayan borsa biraz daha özen istiyor.




Yazara E-Posta: g.civaoglu@milliyet.com.tr