Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çünkü... Hem aday olacak, hem Meclis oturumunu yönetecek... Bu ikisi bir arada olamaz.Ama..."Hani mesela ben o oturumu yönetiyor olsam" satır arası mesaj veriyorsa, o başka... Herkes biliyor ki... Arınç'ın gönlünde uyuyan Çankaya aslanı da gözünü açtı."Eğer, Genel Başkan Erdoğan aday olmazsa, benim adaylığımı koymamı kimse önleyemez" söylemi, siyaset kulislerinde turlar atıyor.Hatta...Erdoğan'a yakın bazı isimlere göre "O zaten Çankaya'ya çıkmaktan vazgeçmiş olabilir ama asıl sorun parti içi -olası- dalgalanmalar ve Arınç'ın durumu..."75 dolaylarında kendine bağlı milletvekili olan Arınç'ın Çankaya yolu kesilirse, AKP'yi çökertebileceği kaygıları dile getiriliyor.1960'lı son yıllarda tek başına iktidar olan Demirel'in Adalet Parti'si deneyimi anımsanıyor.O zaman da büyücek bir grup AP'li kopmuş ve dönemin Meclis Başkanı Ferruh Bozbeyli genel başkanlığında Demokratik Parti'yi kurmuştu. Arkalarında da bir önceki cumhurbaşkanı ve o tabanın güçlü ismi Celal Bayar vardı.Bozbeyli'nin yerine Arınç, Bayar'ın yerine de Erbakan paraleli kuruluyor.Demokratik Parti, siyasette bir varlık gösterememişti.Bu bir gerçek.Fakat... Demirel ve onun AP'si bu hareketten öyle yara aldı ki, 10 yıl boyunca bir daha tek başına iktidar olamadı. AP'nin devamı DYP de öyle...Bir siyaset bilgesi olan 9. Cumhurbaşkanı Demirel'le yıllar sonra söyleşirken "siyasette en büyük pişmanlığının ne olduğunu" sormuştum.Cevabı şöyle olmuştu; "Bizden koparak Demokratik Parti'yi kuran arkadaşlarıma engel olabilirdim. Bunu yapmadım. Büyük hataydı."..........................Tarih tekerrür eder mi?Bu sorunun cevabı çok tartışma götürür...Ancak...Neredeyse tarihin tekrarlandığını düşündüren -çok benzer- siyaset manzaraları yaşanır. AKP için de bu "Bozbeyli/Arınç" tarih paraleli büsbütün siyaset rasyonelleri dışında değildir.Küçük bir hatırlatma..."Arınç, Meclis başkanlığına adaylığını, Erdoğan'a rağmen koymuş ve kazanmış değil midir?"Arkasındaki destek sayısı, o süre içinde azalmış değildir, hatta daha da büyümüştür..............................Bütün bunlardan sonra yazının başında yansıttığım Arınç'ın sözleri, Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçimi önüne konan "Toplanma sayısı 367'dir" engelini "aşmak" ötesinde, kendi olası adaylığı için de Çankaya yolunu "açmak" hedefine de odaklanıyor olmalı..............................Erdoğan Çankaya'ya çıkarsa, AKP gerçekten çöker mi?Sanmıyorum...AKP'nin ikinci adamı Gül'ün, partinin ve hükümetin başına gelmesi çoktan belirlenmiş bir projedir.Son AKP kongresine Gül'ün yalnız başına ve diğerlerinden ayrı gelişi farklı bir protokol uygulamasıydı.Gül, tek başına alkış alıyordu."Veliaht" mesajı veriyordu.O projede Arınç'ın yeri de "Meclis başkanlığına devam" olarak öngörülmüştür.Milletvekilleri kendi iç dayanışma grupları ne olurasa olsun, son tahlilde amaçları 2007 sonbaharında seçilmek ve Ankara'ya gene gelmektir.Bunu önleyecek talihsizliğin ise partinin bölünmesi ve çökmesi olasılığını görüyor veya en azından seziyorlar.Arınç ya da bir başkası çömlek patlatsa bile AKP'nin bölüneceğini düşünmek, "iç isteğini, dış dünyanın gerçeği" sanmaktır.Bunca yıldır uygulanan Meclis toplanma rakamlarıyla oynayıp yeni icatlar geliştirmek de AKP'nin bölünmesine dönük beklentiler kadar ayakları yere basmayan çabalardır.Düne ait şeyler geçmişte kalıyor.Şimdi yeni şeyler söylemek zamanı... gunericivaoglu@milliyet.com.tr Meclis Başkanı Bülent Arınç'tan geldi: "Cumhurbaşkanı oylaması için Meclis'te salt çoğunluğu bulursam toplantıyı açarım" dedi. Bunun anlamı, "Ben aday değilim" olabilir mi?