Anlatayım...1 Ekim, TBMMnin normal toplantı tarihidir. Neden 16 gün daha beklenmedi ve 14 Eylülde (bugün) yeni TCK yasa tasarısını görüşmek için olağanüstü toplantıya çağırıldı?Çünkü...Ekim başında açıklanacak olan AB Komisyon raporu son halini alırken, bazı ceza hükümleri de yeni yasada yer almayacakları için yürürlükten kalkmış olacak.Yani bu acelenin nedeni, AB komisyon raporu öncesi sicil temizlemek... Aralıkta görüşmelerin başlama tarihini alabilmek.Yeni TCK için TBMMyi olağanüstü toplantıya çağırmak, atı arabanın önüne koşmaktır.Ana muhalefet partisi CHPden, medyadan, sivil toplum örgütlerinden, AB eksenli çevrelerden olumlu bakılmıştır.Peki...Aynı yasanın içine sokuşturulmak istenen "zinaya hapis" hükmüyle ABde ters rüzgarlar estirmenin - varsa - mantığı nedir?AB Genişlemeden Sorumlu üyesi Verheugen, bunu "kötü bir şaka" gördüğünü, "tepkilerin ciddiyetini Erdoğan ve Güle anlatamamış olmaktan üzüntü duyduğunu, bu hüküm yasalaşırsa, AB hedefinden uzaklaşılacağı kaygılarını" açıkça dile getirmedi mi?İşte bütün bu nedenlerle, "zinaya hapis cezası" arabanın arkasına da at koşmaktır.Böylece öndeki ve arkadaki atlar, arabayı zıt yönlere çekerse ne olur?Türkiye, bir süredir "garabeti" sergiliyor. Atlar, arabanın hem önüne hem arkasına koşulursa, biri öne çeker, diğeri arkaya... Yanlışlıkta ısrar edilmemeli, atlar arabanın önüne - olması gereken yere - koşulmalıdır. Sanıyorum olacağı da budur. Ortamı germeyelim. Zinaya hapis cezası, hükümet tasarısında yoktu. Alt Komisyonun görüştüğü metinde de yoktu. Öneri verilmiş değildi.Komisyona gelen metnin son halinde yoktu. Görüşmelerde sadece bir milletvekili, böyle bir öneriyi dile getirince, bizzat Adalet Bakanı Cemil Çiçek tarafından "Nereden çıktı şimdi bu?" gibilerinden terslenmişti...Sonra... Birden - ne oldu bilinmez, hikmetlerinden sual olunmaz - Alt Komisyon Başkanı Hakkı Köylüden Genel Kurulda yasaya sokuşturulmak üzere bir madde ısmarlandı."Muhafazakarlık, toplum ahlakı, kadının onuru, ailenin bütünlüğü" jetonu bir yıl sonra düşmüştü anlaşılan!Tabii...Bedevi kafaların dışında, kimseden destek görmedi. Zaten onların kılavuzluğu da, desteği de siyasette tekin değildir. Muhafazakârlığı hatırlamak Bir de mizah kahramanı "Hafiyesi Mahmut" kafaları var.Şöyle teoriler kuruyorlar:"Tayyip Erdoğan, ABden tarih alınır alınmaz gelecek sonbahar için erken seçim kararı aldıracak. Araştırmalar 400 milletvekili çıkaracağını gösteriyor. 2007de o yeni Meclise kendini Cumhurbaşkanı seçtirecek.Anayasayı değiştirecek çoğunlukla başkanlık sistemine geçecek."İyi hoş da...Bu senaryonun ilk sayfası, ABden tarih alınması..."Zinaya hapis cezası" yasalaşırsa, Komisyon Başkanı da söylüyor ki, "tarih değil, hava alınır."O durumda Erdoğan, erken seçimi nasıl düşünebilir?Bu senaryo, siyaset gerçekleriyle örtüşmüyor............ Bir diğer senaryo da şu:"Yeni TCK yasa tasarısına serpiştirilmiş birçok sakıncalı hüküm var, Onları perdelemek için, durup dururken zinaya hapis cezası tartışması açıldı."Yanlış... Atılan taş, ürkütülen kurbağaya değmiyor. Bir tek bu tartışma bile AB medyasında ve kamuoyunda öyle ters rüzgarlar oluşturdu ki, o iddia ettikleri "perde" paramparça...Bu senaryo da zorlama. Hafiyesi Mahmut Zinaya hapis ne sebeple gündeme getirildi?.. Anlaşılır gibi değil...Nedeni olmadığı için, siyasi gerekçesi yok... Siyasi gerekçesi ve zorunluğu olmayınca, dayanaksız kalıyor.Geri çekilmesi daha kolay...Birkaç Bedevi kafalı dışında, herkes bu konuda ısrarlı olmamayı "olumlu" bulacaktır.Hadise zaten "AKP hükümetiyle bilek güreşi" değildir.Tersine..."ABden tarih almak için hepimiz tek bilek, tek yürek olmalıyız."Ben, bu konuda da sağduyunun çözüm üreteceğine inanmak istiyorum. g.civaoglu@milliyet.com.tr Aklın yolu