Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


MHP, en büyük darbeyi 12 Eylül 1980 ihtilaliyle almıştı.
Başkan, merhum Türkeş ve partinin yöneticileri tutaklandılar.
Yıllarca yargılandılar.
İhtilalin lideri ve daha sonraki yılların 7. Cumhurbaşkanı Sayın Evren, MHP'ye o tavırdan sonra, bugünkü tablo ve olası hükümet ortaklığı konusunda ne düşünüyor?
Cevabı şöyle oldu:
"DSP, 18 Nisan'da sandıklardan en büyük parti olarak çıktı. Ecevit'in başbakan olması icap eder.
MHP de hükümette ortak olmalı.
Hem MHP'nin hem FP'nin hükümet dışında bırakılması yanlış olur.
Kaldı ki, MHP'nin yeni Genel Başkanı Devlet Bahçeli, daha ılımlı ve sağduyulu.
Konuşmaları da dengeli.
3. ortağın ANAP olması, galiba daha doğru.
Neden derseniz, DYP Genel Başkanı Çiller, seçim kampanyası boyunca DSP ve MHP'ye kırıcı laflar etti.
DYP'yi ortak almak isteyeceklerini zannetmiyorum."


Sağlık

Hükümet ortaklığı ve seçimin mağlubu partilerde genel başkanlara karşı yükselen dalgalar, - güncel - sorunlardır.
Daha ileriye de bakalım.
Peki böyle bir hükümetin sağlığı ve ömrü?
DSP ile ANAP birlikte hükümet etmek ve uzlaşmakta deneyimliler.
MHP de, dayatmacı olmayacak sanıyoruz.
Aldığımız izlenimler, demokrat, uzlaşmacı, sağduyulu bir profil çizecekleri yolundadır.
Yani...
İyi hazırlanmış bir protokol ile hükümeti sürdürebilirler.
Üstelik, MHP'nin, hükümete, devlet yönetimine ısınma ve kamuoyunda kuşkuları giderme sürecine ihtiyacı var.
Sayın Evren, bu bağlamda "Devlet Bahçeli'nin, tabanına, teşkilatına, kamuoyuna tam hakim olması lazım" diyor.
Kısacası, böyle bir hükümetin sağlıklı işleyeceği söylenebilir.
Hiç değilse bir süre...

Ömür

Peki kurulacak hükümetin ömrü?
Elbette, bu konuda kimse siyasi kehanet iddiasında olamaz.
Ama bazı olasılıklar tahmin edilebilir.
Örneğin, MHP iktidara iyice ısındıktan sonra, ANAP ve DYP'deki kendine yakın isimleri alarak, en büyük parti haline gelebilir.
Bu durumda, başbakanlığın Devlet Bahçeli'ye geçmesi doğaldır.
MHP, Meclis aritmetiğini değiştirecek bu güce gerçekten sahip mi?
Galiba...
Çünkü şöyle bir kaygı var:
"Eğer DSP - ANAP - DYP ortak hükümeti kurulmak istenirse, MHP, hem ANAP hem DYP'deki kendine yakın 15'er milletvekilini alır ve o girişim azınlıkta kalır."
Şimdi MHP'nin bu gücü varsa, yarınlarda iktidar olduğunda çekim gücü artmaz mı?
Gerçi, MHP'nin daha Bismillah aşamasında Meclis içi transferlere yöneleceğini sanmıyorum.
Ama duvarda asılı bir kılıç, kınından çıkarılıp kullanılandan daha caydırıcıdır.


Cumhurbaşkanı kavşağı

Hükümetin ömrü bağlamında, bir diğer kilometre taşı Cumhurbaşkanı seçimidir.
2000 yılının baharında Sayın Demirel'in Cumhurbaşkanlığı süresi dolduğu zaman ne olacak?
Anayasa değişikliği yapılarak, Demirel'in görev süresinin ikinci dönem için uzatılması çok zor.
ANAP ve DYP'deki çözülmeler de dikkate alınırsa, Sayın Demirel, - kendisi karşı çıkıyor ama -bir olasılıkla merkez sağdaki bu iki partiyi bütünleştirmek ve başına geçmek misyonuyla karşı karşıya kalabilir.
Merkez sağdaki böyle bir toparlanma, en büyük partiyi yaratır.
Başbakan, bu iki partiden bir isim olur.
O zaman, MHP, gene ANAP ve DYP'nin içine el atarak, transfer yapmak seçeneğine yönelmez mi?
Sayın Bahçeli'nin en büyük partinin genel başkanı haline gelerek başbakanlığı istemesi, gene gündeme gelebilir.
Bir başka olasılık...
Meclis, Cumhurbaşkanı seçemezse, erken genel seçimdir.
MHP, genel başkanını iç transferlerle başbakan yaparak, genel seçimlere, bu yeni ve güçlü konumuyla gitmek isteyebilir.
Görülüyor ki, hükümeti kurmak kadar, sonrası da önemli.




Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr