Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

.......Cumhurbaşkanı Sezerin YÖK Yasasını "veto" gerekçeleri, hükümetin başını epey ağrıtacak gibi görünüyor.Sezer, sadece "YÖKte askeri üyenin yer almasının, son Anayasa değişikliklerine aykırılığı" gerekçesiyle yetinseydi, bu durum "aşılmaz bir sorun" olmazdı.Ama... Serpil Çevikcanın haberine göre Sezer, "veto" gerekçesini, Anayasanın "İnkılap Kanunlarının Korunması" başlıklı 174. maddesine de dayandıracak.Bu kapsamdaki Tevhid - i Tedrisat (= Eğitimde Birlik) Yasasının 4. maddesindeki "..... imamlık ve hatiplik gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesiyle görevli memurların yetiştirilmesi için ayrı okul kurulur" hükmüne gönderme yapacak. Milli Eğitim Temel Kanunundaki "İmam hatip okullarının din hizmetlileri yetiştirilmek üzere kurulduğu" hükmünü vurgulayacak.Daha başka hukuk gerekçelerini ayrı ayrı sıralamıyorum... "Laik eğitim ve öğrenim birliği," bu olası "vetonun" omurgasını oluşturacak.Bu öyle bir "hukuk ağıdır" ki, bu YÖK yapısı ve Anayasa Mahkemesi ile - bir uzunca süre - kurtuluş görünmüyor.Çırpındıkça daha dolanılır. YÖK Yasası, hükümetin "bumerang"ı oldu. Hani o el büyüklüğünde ve "L" harfi şeklinde olan, fırlatıldığında havada döne döne bir süre gittikten sonra dönüp, - bazen - atanın başına çarpan alettir "bumerang..." Hükümet dikkat etmez, gerisin geriye dönen YÖKü havada yakalayıp yere koymazsa, başında patlayabilir. Tutun ki, yasa, "YÖKte Genelkurmay temsilcisi öngören hüküm çıkarılarak" Mecliste yeniden oylandı ve Çankayaya onaylanmak üzere gönderildi...Sezerin, "yasa aynen önüne gelmediği için veto hakkı var."Hükümet, 2. kez veto edilen yasayı, Çankayaya aynen gönderirse, Cumhurbaşkanı Sezerin "veto" hakkı, artık yok...Fakat...Sezer bu kez "laiklik ve eğitim birliği" ilkeleri eksenli gerekçelerle Anayasa Mahkemesine "iptal davası" açacaktır.Böyle bir gerekçeler yelpazesi açıldığında, Anayasa Mahkemesinin kendini sadece "imam hatip liselilere katsayı maddelerini" iptali ile sınırlı tutmaması büyük olasılıktır. "Araç" ile "amacı" bir arada düşünecektir. "YÖKü yeniden yapılandıran ve mevcut YÖK Başkanı ile üyelerini devre dışı bırakarak, yeni YÖKçülere katsayıları istenildiği gibi düzenletecek hükümleri de iptal edebilecektir."Böylece "başörtüsü" konusu gibi "YÖK ve katsayılar" için de artık aynı doğrultuda yasa çıkarmak yolu kapanacaktır.İşte bumerang..."Dönüp dolaşıp, fırlatıldığı yere geri geliyor. Çıkış yok Peki ya Anayasa Mahkemesinin yapısının değiştirilmesi?Bu da konuşulmuyor mu sanıyorsunuz?Ancak...Artık çok daha zor.Bu tür girişimlerden sonra, kuşkular ve duyarlılıklar arttı.Laisizm coğrafyası daha etkin korumaya alındı. Etrafındaki kırmızı çizgilerin altı çizildi.Bunları zorlamak yerine "güven artırıcı" politikalara ihtiyacı var hükümetin. Laisizm coğrafyası Çözüm, AKPnin sözünü tutmasıdır.Seçim meydanlarındaki "kampanya vaatleri"nden değil, "seçim sonrası hükümet kuruluşunun ilk günlerinde verilen akılcı bir vaat"ten söz ediyorum.Yani..."Meclisteki çoğunluğumuzla dayatmacı olmayacağız. Diyalogla, uzlaşmayla çözümlere gideceğiz" sözü tutulmalıdır.YÖK Başkanı Prof. Teziçin çağrısını yaptığı "çoğulcu demokrasinin" gereği budur.Yoksa...AKP içindeki radikalleri tatmin etmenin limiti yoktur.Daha önce Refah Partisine hangi "HAYRI (!?)" yaptılarsa, gene becerecekleri odur.Onların "bumerangı," YÖK için gerçekten gerekli değişimin de önünü tıkamasın. g.civaoglu@milliyet.com.tr Sözünü tutmak