Çünkü, Almanya nüfusu yaşlanıyor. O nedenle anlaşılan AB ülkelerinde, futbolcu gençler bile ithal oyunculardan oluşacak. Bunu, "nüfus" sorunu bağlamında gerçekleri vurgulayan bir fantezi olarak Sabancı Üniversitesi Rektörü Profesör Tosun Terzioğlundan dinledim. Hasan Bülent Kahramanla "Türkiyenin genç nüfus eksisinden, AB üyeliği için artılar üretmek için eğitim" konulu söyleşisi ilginçti.Almanyanın BUNDESLIGA takımlarına en çok oyuncu veren ülke herhalde Türkiye olur.Ama bu yeterli mi?Sorunun cevabı için bir başka TV görüntüsüne zaplayalım. 20 yıl sonra Almanya futbol süper ligi BUNDESLIGA maçlarında sadece hakemler Alman olacakmış. TV ekranında yakışıklı bir delikanlı ve güzel bir genç kız, cennetten bir köşeyi andıran doğa harikasındalar.Çevrelerinde yemyeşil ağaçlar...Ortada bir göl.Çiçekler, böcekler, kelebekler...Mutlulukla birbirlerine sokulmuşlar.Ve bütün bu güzelliği bozan bir görüntü gelir ekrana...Kanatları, tüyleri alev alev yanan bir yaban kazı, panik içinde uçarak uzaklaşmaktadır.Ardından gene alev almış bir yaban kazı daha...Ve sonra, kanatları, tüyleri alevler içinde her türden kuş sürüleri, acı yüklü sesler çıkararak uzaklara kanat çırpmaktadırlar. Daha birkaç saniye önce o cenneti andıran doğanın büyüsünü yaşayan gençler, dehşete düşerler.TVde kare donar.Bir altyazı belirir:"ORMAN YANGINLARINDA YANAN SADECE AĞAÇLAR DEĞİLDİR... / Çevre ve Orman Bakanlığı"Gerçekten güzel bir "uyarı çalışması."Fikrin sahibini de, yapanları da kutlarız. Alev alev kanatlar Ancak...Çok acı bir gerçek şudur.TVde bu uyarı filminin gösterildiği dakikalarda, Çanakkalenin akciğerleri olan ormanlar yanıyordu. Haberlerde bu görüntüler de vardı.Söndürme çalışmalarının başarısız olmasının bir nedeni/sorumlusu da o güzel ve etkili filmi hazırlattıran bakanlıktı."Orman yangınları mevsiminin bittiği" gerekçesiyle, havadan söndürme helikopterleri geri gönderilmişti.Saatte 80 kilometre hızla esen lodos, alev dalgalarını, yeşil yaşama saldırtırken, Çanakkalenin akciğerlerini kara dumanla zehirlerken, hiçbir şey yapılamadı.Evet, tıpkı filmdeki gibi sadece ağaçlar yanmadı. Kaçışan kuşların kanatları, tüyleri de alev alevdi. Ormanlarda yaşayan tüm hayvanlar alevler arasında kaldı.Belki büyükler uzaklaşabildiler.Ama... Yavrular diri diri yanıp kömür oldular. Böcekler, sürüngenler, kaplumbağalar, çiçekler de yandı.Hayat kurudu.TVde gösterdikleri filmi, Çevre ve Orman Bakanlığı yetkilileri, kendileri de izlemeliler. Çanakkalenin akciğeri ABnin 12 üye ülkeyle katılım müzakerelerini yürüten baş müzakerecisi Mathias Rute, dün Mehmet Ali Biranda Manşette soruyordu:"Müzakerelerin başlamasının ötesinde, Türkiye üst üste konulduğunda yüksekliği 9 metreyi bulan 80 bin sayfalık uyum metinlerine hazır mı?"Tarımdan hayvancılığa... çevreden sağlığa... teknolojiden eğitime... insan haklarından demokrasiye... denizlerden göllere, nehirlere, ormanlara, havaya... benzinden suya... Batıdan doğuya... kentten köye... merkezden varoşlara... hormondan hijyene...Coğrafyanın ve yaşamın her alanında, tarihin en büyük uygarlık projesi olan AB standartlarını uygulamak gerekiyor.Fakat...Tutun ki o yasal düzenlemelerin hepsi yapıldı.Ya kafalarda zihniyet devrimi?O devrim çok daha zor.Ülkenin en yaygın ormanlarından birinin - diliyoruz ki yanılmış olalım -yangına karşı havadan savaşım için korumasız bırakıldığı izlenimleri, bunu düşündürtüyor...........Alman "Bundesliga"sında sadece top koşturacak futbolcu üretmek Türkiyeyi kesmez. Her alanda Avrupa ligi oyuncusu olmalı Türkiyenin...O zaman bizi tam üye yapmak için yalvar yakar da olunmaz.Tam üyelik, kendiliğinden gelen "doğal statü"ye dönüşür. g.civaoglu@milliyet.com.tr Kâğıt ve kafa
