Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Dün üç lider, telefonla Demirel'den Anayasa değişikliğini geri çekme onayını istediler.
Bu "buruk vedaydı."
Dünkü oylama göstermiştir ki, "yanlışlar, başka yanlışlarla düzeltilemez."
Cumhurbaşkanlığı süreci, yanlışlar ve onları düzeltmek üzere yeni yanlışlarla, bu dramatik sona sürüklenmiştir.
Şöyle ki...
İlk yanlış, neredeyse yüzyıla yaklaşan Türkiye Cumhuriyeti'ni ve yarım yüzyıllık demokrasiyi istikrar adına tek adama endekslemekti.
Demirel, istikrarın "olmazsa olmaz" adı olarak sunulmak istendi.
Oysa - Allah, Demiler'e uzun ömür versin - mezarlıklar vazgeçilmez insanların kabirleriyle doludur.

Hukunun temeli sarsılırsa

Kanun önünde kişilerin eşitliği esastır.
Kanunların genelliği ve objektifliği budur.
Kişiler için ise kanun hiç yapılmaz.
Oysa...
Demirel'i bir kez daha seçtirmek için yani şahıs için Anayasa değişikliği ile yapılmak istenmiştir.
Yanlış...

Promosyon

Şahıs için ikinci kez seçilmesini sağlamak üzere, Anayasa değişikliğinin Parlamento'dan geçmeyeceği anlaşılınca, bu kez "promosyon" gibi iki Anayasa değişikliğine daha gidildi.
"Parti kapanmasını zorlaştıran Anayasa'nın 69. maddesi değişikliği ile FP oylarına" çengel atıldı.
Milletvekillerinin özlük haklarıyla ilgili "kıyak" diye adlandırılan Anayasa değişikliği ise diğer promosyondur.
Katmerli yanlış.

Anayasa... Bir kere

Yanlışlıklar dizisi sürdü.
Birinci tur oylama hiç umut verici görünmeyince, kamuoyuna bir rüzgar estirildi:
"Ecevit istifa edecekti. Hükümet çökebilirdi.
İkinci turda ortaklar akıllarını başlarına almalıydılar."
Bu gözdağının adresi ANAP'dı.
Ama yanlışlar bu kadarla kalmadı. Yenileri eklendi.
Ecevit'in "ikinci turda milletvekilleri oylarını kullanırken iki adım sonrasını görmeliler" söylemi, daha genel kaygılara da yol açtı.
Adeta bir tehdit sanısı oluşmuştu.
Ve ardından liderler zirvesi... İkinci turda kullanılacak oylara büyük gözaltının açıklanması geldi.
Sonra...
Başbakan Bülent Ecevit'in dün sabahki oylamadan önce basın toplantısı yaparak, "yeşil ve kırmızı oyların denetlenmesinin ve beyaz oyların gösterilerek kullanılmasının sakıncalı olmadığını" iddia etmesi... Oylamada bu yöntemi, hem kendisinin hem DSP'lilerin uygulaması...
Artık...
Bu kadar çok sayıda yanlış üst üste yığılınca, çöküntü kaçınılmazdı.
Yanlışlar yığını çöktü... Demokrasinin doğruları göründü.


Ya sonra?

Siyasetçi Demirel değil ama siyaset üstü, tarafsız Cumhurbaşkanı Demirel, özellikle son yıllarda başarılıydı.
Fırtınalı dönemlerden Türkiye'yi ustalıkla sakin sulara getiren kaptandı.
Deneyimlerinden belki bir dönem daha yararlanılabilirdi.
Ama...
Böyle yumurta kapıya geldiğinde Anayasa değiştirilerek ya da dayatmalarla değil.
Demirel, bundan sonra artık keşke bir siyaset bilgesi olarak kalabilse. Gereğinde ağırlığını koyabilse, yeni zorlamaların içinde görünmese.
Ecevit ise vefalıydı.
Yanlışları, doğrulukla yani dürüst ve açık siyasetle yaptı.
Sonuçta...
Bir dizi yanlışın Çankaya seçimini hükümet sorununa dönüştürmek gibi çok daha büyük bir yanlışla noktalanmamış olması, toplumun eğilimine uyumludur.
Şimdi Türkiye, geçmişi unutmalı ve yeni bunalımlar üretmeden sağduyuyla yeni cumhurbaşkanını seçmelidir.



Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr