Dün üç lider, telefonla
Demirel'den
Anayasa değişikliğini geri çekme onayını istediler.
Bu
"buruk vedaydı."Dünkü oylama göstermiştir ki,
"yanlışlar, başka yanlışlarla düzeltilemez."
Cumhurbaşkanlığı süreci, yanlışlar ve onları düzeltmek üzere yeni yanlışlarla, bu dramatik sona sürüklenmiştir.
Şöyle ki...
İlk yanlış, neredeyse yüzyıla yaklaşan Türkiye Cumhuriyeti'ni ve yarım yüzyıllık demokrasiyi istikrar adına tek adama endekslemekti.
Demirel, istikrarın "olmazsa olmaz" adı olarak sunulmak istendi.
Oysa - Allah, Demiler'e uzun ömür versin - mezarlıklar vazgeçilmez insanların kabirleriyle doludur.
Hukunun temeli sarsılırsa
Kanun önünde kişilerin eşitliği esastır.
Kanunların genelliği ve objektifliği budur.
Kişiler için ise kanun hiç yapılmaz.
Oysa...
Demirel'i bir kez daha seçtirmek için yani şahıs için
Anayasa değişikliği ile yapılmak istenmiştir.
Yanlış...
Promosyon
Şahıs için ikinci kez seçilmesini sağlamak üzere,
Anayasa değişikliğinin
Parlamento'dan geçmeyeceği anlaşılınca, bu kez
"promosyon" gibi iki
Anayasa değişikliğine daha gidildi.
"Parti kapanmasını zorlaştıran Anayasa'nın 69. maddesi değişikliği ile FP oylarına" çengel atıldı.
Milletvekillerinin özlük haklarıyla ilgili
"kıyak" diye adlandırılan
Anayasa değişikliği ise diğer promosyondur.
Katmerli yanlış.
Anayasa... Bir kere
Yanlışlıklar dizisi sürdü.
Birinci tur oylama hiç umut verici görünmeyince, kamuoyuna bir rüzgar estirildi:
"Ecevit istifa edecekti. Hükümet çökebilirdi.İkinci turda ortaklar akıllarını başlarına almalıydılar."
Bu gözdağının adresi
ANAP'dı.
Ama yanlışlar bu kadarla kalmadı. Yenileri eklendi.
Ecevit'in
"ikinci turda milletvekilleri oylarını kullanırken iki adım sonrasını görmeliler" söylemi, daha genel kaygılara da yol açtı.
Adeta bir
tehdit sanısı oluşmuştu.
Ve ardından
liderler zirvesi... İkinci turda kullanılacak
oylara büyük gözaltının açıklanması geldi.
Sonra...
Başbakan Bülent Ecevit'in dün sabahki oylamadan önce basın toplantısı yaparak,
"yeşil ve kırmızı oyların denetlenmesinin ve beyaz oyların gösterilerek kullanılmasının sakıncalı olmadığını" iddia etmesi... Oylamada bu yöntemi, hem kendisinin hem
DSP'lilerin uygulaması...
Artık...
Bu kadar çok sayıda yanlış üst üste yığılınca,
çöküntü kaçınılmazdı.
Yanlışlar yığını çöktü... Demokrasinin doğruları göründü.Ya sonra?
Siyasetçi
Demirel değil ama siyaset üstü, tarafsız
Cumhurbaşkanı Demirel, özellikle son yıllarda başarılıydı.
Fırtınalı dönemlerden
Türkiye'yi ustalıkla sakin sulara getiren kaptandı.
Deneyimlerinden belki bir dönem daha yararlanılabilirdi.
Ama...
Böyle yumurta kapıya geldiğinde
Anayasa değiştirilerek ya da dayatmalarla değil.
Demirel, bundan sonra artık keşke bir siyaset bilgesi olarak kalabilse. Gereğinde ağırlığını koyabilse, yeni zorlamaların içinde görünmese.
Ecevit ise vefalıydı.
Yanlışları, doğrulukla yani dürüst ve açık siyasetle yaptı.
Sonuçta...
Bir dizi yanlışın
Çankaya seçimini hükümet sorununa dönüştürmek gibi çok daha büyük bir yanlışla noktalanmamış olması, toplumun eğilimine uyumludur.
Şimdi
Türkiye, geçmişi unutmalı ve yeni bunalımlar üretmeden sağduyuyla yeni cumhurbaşkanını seçmelidir.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr