Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Güneri CIVAOĞLU

Bütün dünya Clinton olayını konuşuyor.
Bu bağlamda bir ufuk turu yapalım.
Görülecektir ki, değer yargıları toplumdan topluma değişmektedir.
Fransa'nın bundan önceki Cumhurbaşkanı François Mitterand'ın kadınlar arasındaki unvanı "le beau François"dır.
Yani...
"Güzel François"
O'
nun aşklarını konu alan bir de kitap yayınlandı.
Fransa'nın Sosyal Demokrat - Sosyalist entelektüel kadınları, Mitterand'ın henüz genç bir milletvekili olduğu yıllardan başlayarak yaşamına girmişler.
Yazarlar, çizerler, sinema oyuncuları, ressamlar, politikacılar.
Örneğin...
Fransa'nın son yıllardaki kadın Başbakanlarından Edith Cresson'un da Mitterand'la bir ilişkisi olduğu söylentisi yaygındır.
Cresson, şimdi Avrupa Parlamentosu'nun dişli bir milletvekili.
Mitterand'ın bir de evlilik dışı kızı olmuştur.
Adı Mazarine olan bu genç kız, şimdi 20'li yaşlardadır.
Mitterand öldüğü zaman Mazarine cenaze töreninde en ön sıradaydı.
O güne kadar medyada adı hiç geçmemişti.
Çünkü...
Gazeteciler bunu biliyorlardı, fakat yazmak için haber önemi - neredeyse - yoktu.
Belki de, özel yaşama olan saygı olgunluğuydu.
Zaten...
Mitterand'ın aşklarını anlatan kitap da ölümünden sonra yayınlanmıştır.

Fransa'nın daha önceki Cumhurbaşkanı Valery Giscard d'Estaing de hemen her gece sarayından çıkar, sabahın ilk saatlerinde dönerdi.
Giderken kapalı bir zarf bırakırdı.
Zarfta "çok önemli bir devlet sorunu olduğunda kendisinin bulunacağı telefon numarası ve adres" yazılıydı.
Kimse onu takip edip skandal patlatmaya kalkışmazdı.
Ne medya... Ne de rakip partiler...
İngiltere'nin Dışişleri Bakanı Robin Cook, sekreteriyle olan ilişkisi bağlamında gündemde.
Beraber Brüksel'e uçmuşlar.
Cook, ilişkisinin olmadığını değil, uçak bileti parasını kendi cebinden verdiğini kanıtlıyor.

Merhum Başbakan Adnan Menderes'in ünlü bir opera sanatçımızla olan ilişkisi yıllarca bilinirdi.
Bundan 37 yıl kadar önce bu hanım sanatçı ile o zaman çalıştığım AKİS Dergisi için bir röportaj yapmıştım.
Çiçeği burnunda genç bir muhabirdim.
Bana şöyle bir demokrasi söyleminde bulunmuştu.
"Çalıştığınız dergi, Adnan Bey'e ve DP'ye karşı en sert mücadeleyi yapmıştır. İnanıyorum ki, derginin yöneticileri münasebetimizi gayet iyi biliyorlardı. Fakat, bizi hiç rahatsız etmediler.
Sizinle bu röportajı o yüzden yapıyorum."
Gerçekten genellikle bilinen bu ilişki, parlamenter demokrasi döneminde değil, 27 Mayıs İhtilali'nden sonra kurulan Yassıada Özel Mahkemesi'nde kamuoyuna maledilmiş, Menderes'e karşı "bebek davası" açılmıştı.
O hanım sanatçının, Yassıada'da pek çok ünlünün dizlerinin bağı çözülürken, Başyargıç karşısında "evet, sevdim. Beraberdim" sözlerini dimdik ve cesaretle söyleyebilmiş olması etrafında bir saygı halesi uyandırmıştı.
Merhum Dışişleri Bakanlarından - çok saygın ve başarılı - birinin de Dışişleri'nde ve Ankara siyaset çevrelerinde bilinen bir ilişkisi vardı.
Bilinirdi. Dile getirilmezdi. Yazılmazdı.
Politika malzemesi yapılmazdı.
DP - CHP ilişkilerinin en sert döneminde dahi, bu konunun koz olarak kullanılması kimsenin aklından geçmezdi.
Bütün bu olaylara dikkat ediniz, ucuzluk, sığlık, yalın seks ve menfaat yok.
Clinton'a ve ABD'ye gelince...

ABD toplumu, Beyaz Saray'a oturttuğu kişinin, bütün boyutlarıyla her türlü gölgeden arınmış olmasını ister.
Pratikte böyle olmuyor.
Örneğin...
ABD Başkanlarından en sevileni John F. Kennedy'nin başta Marilyn Monroe olmak üzere pek çok ilişkisi ölümünden sonra ortaya çıkmıştır.
Ama...
Sağlığında konuşarak kendilerine şöhret arayan, utanç verici sahneleri anlatarak konuşma karşılığı medyadan para sızdıran tiplerden değillerdi.
Başkan Roosevelt, özel ilişkisi olan bir hanım için Camp David hafta sonu Başkanlık konutunu yaptırmıştı.
Clinton da, belki zaman zaman bazı ilişkiler kurmuş olabilir.
Fakat...
Öyle anlaşılıyor ki, Clinton'ın kadınları, Mitterand'ın kızını dahi 20 yıl saklayabilen kadının soylu dokusundan değil.
Ayrıca...
Clinton'ın, bu kadınlara valiliğinden başlayarak kendi mevkii ve devletin mali imkanlarından dolgun maaş ve iyi görev vaadlerinde bulunmadığı iddiaları var.
Onları zorlamış olması ihtimali bile söz konusu.
Tabii...
Vaadler tutulmadığında ya da skandal yaratarak para umduklarında konuşmaktalar.
Ancak...
Bunlar doğru mu?...
Ya da...
Hangisi doğru?
Belli değil.
Ayrıca...
Eşi Hillary Clinton'ın, ABD'nin en iyi 100 avukatından biri olarak kocası üzerine kanat germesi, bütün bu iddiaları ve tezgahları göğüslemesi dikkat çekicidir.
Evlilik elbette kutsal ve saygın bir kurum.
Ama iki kişinin kendi aralarındaki çok özel bir dünyaya, burunlar fazla sokulmuş olmuyor mu?


Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr