Kandıra Cezaevi'ndeki iki emekli orgenerali, TSK adına Kocaeli Garnizon Komutanı Korgeneral Galip Mendi'nin ziyareti "demokrasi külliyatının" gene aynı bölümünü tartışmaya açtı; "sivil-asker ilişkileri..."
Önce bir gerçeği kabul edelim...
Türkiye'de askerin ağırlığı, etkinliği, devlet hiyerarşisinde ve protokoldeki yeri AB ülkelerinden farklıdır.
Ama... Bunun nedenleri öyle "konfeksiyon demokrasi" seri numaralarıyla açıklanamaz.
Sosyal, psikolojik, siyasal nedenlerin yanı sıra bulunduğumuz belalı coğrafya da önemlidir.
Bunlar ayrı bir dosyadır.
Buram buram kokuyor
Elbette hedef, Avrupa'nın insan haklarına dayalı demokrasi standardında asker-sivil ilişkileri...
Fakat... AB standartlarında büyük demokrasi paketinden, sadece "asker dosyasını" çekip almak ve tek sorunmuş gibi göstererek TSK'yı yıpratmak "hinlik"tir.
AB dosyasına ve Türkiye AB ilişkilerine vakıf olan çok az sayıda diplomattan biri olan büyükelçi dostuma göre durum şöyle:
AB ile ilişkilerde "kozmetik" ayarlamalarla daha ilerisi artık mümkün değil.
Yolu çok iri bir kitle kapatıyor.
AB standartlarında demokrasi için bu kitle aşılmalı.
Sıralayayım:
KAMU ALIMLARI:Partizanlığa, eş-dost kayırmasına en fazla müsait olan kamu alımlarında ve ihalelerde şeffaflık, denetim, eşitlik gibi düzenlemeler yapılmalı.
Milyarların savrulması önlenmeli.
AB standartlarında yasa neyse o uygulanmalı.
Fakat devlet ve belediye satın almalarında ve ihalelerinde böyle bir katı disiplin kendi bacağına kurşun sıkmak olmaz mı?
Yasa girişimleri oluyor ama sulandırılıyor.
SİYASİ ETİK YASASI: Siyasi etik anlayışını ve uygulamasını AB demokrasisinin standardına getirecek yasal düzenlemeler 6 yıldır sadece sözde kalıyor.
DOKUNULMAZLIK: Bir yandan seçilmişlerin, öte yandan atanmışların çok yaygın dokunulmazlık zırhından yararlanmaları artık noktalanmalı.
Özellikle seçilmişlerin siyasetin dışında eylemleri nedeniyle adaletin karşısına çıkmalarını önleyen tüm engeller kalkmalı.
AB standartları bunu gerektirir.
LİDER SULTASI: Siyasi partilere de demokrasi standartları uygulamak ve liderler sultasına, seçilmiş krallar statüsüne son vermek gerekir.
Demokrasi "BİAT" kültürü değildir.
DUYARLI KONULAR: Büyük kitlede birkaç önemli doku daha var. Bunlar Türkiye'nin ülkesi ve milletiyle bütünlüğü sorgulamasına açık olduğu için sadece kıyısından ucundan kozmetik düzenlemeler yapılıyor.
Esasa girecek ne bir plan var, ne bir kararlılık... Kestaneleri ateşten almak el yakar.
DİN VE DEVLET: AB için "Hıristiyan topluluğu" yorumu Türkiye'nin karşısındaki engel olarak gösterilir. Oysa... AB giderek "dinler ötesi" bir birlik haline dönüşmekte.
Örneğin...
Polonya'da kökten Hıristiyan iktidar, tıpkı Avusturya'da seçim kazanan ırkçı parti lideri için de yapıldığı gibi devre dışı bırakıldı.
AKP iktidarı ilk yıllar AB'de puan toplamıştı.
Erdoğan destek bulmuştu.
Ancak... Son zamanlarda AB'nin Türkiye için "laik demokrasi" gözlemlerinde güven çatlakları oluştuğu iddiaları var.
"Dinler ötesi toplum" aslında din adına terör, aile içi şiddet, kadına şiddet gibi nedenlerle kendini "din ağırlıklı siyasete" karşı savunmaya alıyor.
Bu da AB yolunu tıkayan büyük kitle içindeki önemli ve gittikçe büyüyen doku birikimi.
AB yolundaki "demokrasinin doğasına aykırı kitle" içinden sadece asker ve sivil ilişkilerini çıkarıp, tek demokrasi sorunsalı gibi göstermek hinliği artık gizlenemiyor.
ANNEMİN YENİ SEVGİLİSİ
Zamanın su gibi akmasını ve bol bol gülmeyi istiyorsanız işte güldürecek film:
"Annemin Yeni Sevgilisi..."
Bir FBI ajanı, annesinin "hırsızlık" zanlısı sevgilisini izlemekle görevlendirilirse...
Dinleme aracında annesinin sevgilisiyle sevişme seslerini dinlemek zorunda kalırsa...
Arkadaşlarının "Annen çok sıcak. Alev alev yanan bir kadın" söylemlerine hedef olursa...
Neler hisseder?
Hele annesine olağanüstü bir sevgisi ve şefkati varsa...
Antonio Banderas annenin sevgilisi... Anneanneyi bile baştan çıkarır.
Anne rolündeki Meg Ryan ve FBI ajanı oğul rolündeki Colin Hanks de başarılılar.
