Bugün
23 Nisan...Cumhurbaşkanı koltuğuna yarınların bir büyüğü oturacak.
Ama...
Cumhurbaşkanlığı için bir
23 Nisan çocuğu seçmiyoruz.
Son günleri
Galatasaray sendromu ile geçirdik.
Acaba
Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim için kamuoyu araştırmaları iyi okundu mu?
Galatasaray'a,
Fenerbahçe'ye,
Beşiktaş'a bir teknik direktör arayışında gösterilen özeni,
Çankaya'dan niçin esirgeyelim?
Kamuoyu araştırmalarının
Çankaya için işaretlediği
İsmail Cem gerçeği yadsınabilir mi?
Ankara'dan aldığımız izlenimlere göre
Cem, liderler zirvesinde dile getirilen
4 aday arasında.
Bir diğer aday da,
- sağduyulu - Milli Savunma Bakanı Çakmakoğlu...Milletvekilleri psikolojisinde
kişilik sendromu var.
Daha önce
5 + 5 Anayasa değişikliği oylamasında dayatmayı kabullenmedi.
Dışlanmayı da kabul etmeyeceğini şimdiden söyleyebiliriz.
Yani...
Meclis dışından adayların şanslarının olmadığı seziliyor.
O halde...
Şu aşamada
Cem'in ve
Çakmakoğlu'nun adaylıkları siyaseten tedavülde.
İnce ayarlar
İktidar ortağı partilerin
"zirveden" önce alınmış gardları vardı.
Öncelikle, liderlerin aday olmamalarını
"istikrar" bağlamında dile getirdiler.
Yılmaz da bu aşamada karşı tavır koymadı.
DSP ve
MHP, hem dışsal kamuoyunu hem kendi tabanlarını tatmin edecek adaylar önerdiler.
Kuyumcu terazisinde tartışılmış hassas ayarlı isimler...
Bir
Meclis dışından, bir
Meclis içinden...
ANAP karargahında ise tavır zaten belirlenmişti.
Mesut Yılmaz, "bu isimleri muhalefetle konuşun. Onlar kabul ediyorsa, ben de kabul edeceğim. Parti yönetiminin de onayını almak üzere ağırlık koyacağım" diyecekti.
Böylece
"hayır" demeden topu taca atacaktı.
ANAP karargahında beklenti,
"nasıl olsa DSP ve MHP ile DYP ve FP'nin bir aday üzerinde uzlaşamayacağıydı."
O aşamadan sonra araya hafta sonu girecekti.
Zaman limitini oluşturan salı günü, hiçbir parti tek aday üzerine uzlaşamayınca, her partinin kendi adayını açıklaması artık koalisyon sorunu olmayacaktı.
Mesut Yılmaz, partisi tarafından aday gösterilebilirdi.
Liderler zirvesi ve Ecevit'in muhalefet partileri genel başkanları ile konuşmaları bu senaryo sayfalarında görüldüğü gibi oldu.
Kutan ve Çiller "yetkili organlarla görüşeceklerini" söylediler.
Ya sonrası...
Kabuk değiştirmek
Önerilen adaylar, kenar süslemesi ve dolgu malzemesi isimleri silmekte.
"Ecevit'in Cem'i asla aday göstermeyeceği" yolundaki hastalıklı psikolojik tanı sahipleri, açığa düştüler.
Ecevit, kamuoyunun nabız atışlarını yansıttı.
Bu olgunluk düzeyine erişmiş kişiliğinin elbette sanılan komplekslerden arınmış olacağını kanıtladı.
Bahçeli de, bütün parti içi ve tabana dönük siyaset hesaplarının üstüne çıktı.
Ilımlı ve ağırlıklı bir isim önerdi.
Muhalefetin onlara karşı tavır koymakta gerekçe bulması zor.
Puslu havaları kollayan, suları bulandırarak sonuç almaya çalışan siyaset kurtları da bu netlik karşısında zordalar.
Sonuç...
Çankaya için
5 + 5 bunalım politikası tutmamıştı.
Şimdi de bunalıma oynamak ve sisler arasında karambolden
Çankaya'ya çıkmak hesapları gene tutmaz.
Zirvede göğüs göğüse mücadele olurken, dipten sürünerek
Çankaya'ya tırmanma hesapları yapan kifayetsiz muhterislerin de işi zor.
Spordan, siyasete
Türkiye artık kabuk değiştiriyor.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr