Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Satırbaşlarıyla ve özetle sunuyorum... Graham E. Fullerin mesleği düz bir dille "casusluk..." Amerikan istihbarat servisi CIAnın Türkiyede istasyon şefliği yapmış bir Türkiye uzmanı. Radikal gazetesinde üç gün süreyle onun 2004 Türkiyesi için değerlendirmesi yayımlandı. Önemli bir belge. Türkiyenin, özgürlükleri canlı ve sağlıklı tutarak ve İslam referanslı bir parti olan AKPyi iktidara getirerek, siyasi İslam sorununu çözdüğü (hem de kalıcı olarak çözdüğü), daha olgun demokrasiye ulaştığı söylenebilir.AKPnin de seçim sandıklarında bir yenilgiyle karşı karşıya kaldığında, yerine başka partinin geçebileceği, açık gerçeklik; bu da İslamcı partileri, diğer partilerle benzer kılacak normal seçimli demokratik süreçle iktidarın el değiştirmesi anlamına gelecektir.Öte yandan, ABDnin, AKP ile birlikte politika uygulaması bir örnektir. Gelecekte ABDnin diğer ülkelerdeki İslamcı partilerle de iş yapabilme umudu oluşmuştur.Tarih, Türk toplumunda ulusal onurla beslenen antiemperyalist ve milliyetçi bir damar oluşturmuştur. Batıyla birlikte modernleşmeye "evet" ama, Batı tarafından maniple edilmeye "hayır."Bu duyarlık daha çok ABDnin zorlamalarıyla yükselişe geçiyor.Kamuoyu AB üyeliğine yöneliyor. İslam ve Demokrasi Tarihin etkileyici ironilerinden biri de şu ki, Türkiyenin AB üyeliği konusunda en ikna edici ve ısrarlı tavır, İslami bir partinin iktidarda olduğu dönemle örtüşmekte.Bunda, belki sistemde İslami siyasetin daha iyi temsil edilmesi ve ordu engelinin, ancak ABye üyelik sürecinde aşılabileceği zihniyeti rol oynamıştır.Askerin siyasette ağırlığının azaltılmasını isteyen başka kesimler de var. Ama en karlı çıkacak olan, İslamcılar.İslamcıların yanı sıra, Kürt kimliğinin rahatladığı ise bir başka gerçek.Ancak, yolsuzluklara bulaşmayan ve toplumda saygınlığını sürdüren asker de sivil siyasetteki değişime paralel olarak kendini yeniledi. Demokrasi ufkunu genişletti.Değişimden yana olanlar, tüm reformlar için en iyi ve yegane yolun ABye üyelik süreci olduğu kanısındalar. İroni ABde, Türkiyenin üyeliğine yönelik kuşkular şöyle:1) Türkiyenin İslam kültürü, Avrupanın sindiremeyeceği kadar yabancı.2) Türkiyenin nüfusu çok büyük.3) Sınır komşuları, sorunlu ülkeler.4) Acaba ABD, etkili olduğu Türkiyeyi ve Sovyetlerin eski uydu ülkelerini, ABye üye yaparak Avrupa Birliği fikrini sulandırmak mı istiyor?5) Aynı yöntemle NATOyu Avrupa Birliği savunma konseptini zayıflatmak için mi kullanacak?Ancak Türkiye gene de ABye üye olmalıdır.Çünkü...Türkiye kültürünü yabancı saymak, "çok kültürlü AB" ilkesiyle örtüşmez.Sınır komşularına gelince... "Sorunlu olmaktan" uzaklaşıyorlar. İran, pragmatizm yolunda. Irakın başında artık Saddam yok. Suriye yumuşadı.Türkiye, AB içinde ABDye Truva Atı rolünü de almaz. Komşularıyla ilişkileri düzelen Türkiye, "savunma motifli" ilişkilerden, "ekonomik bazlı" ilişkilere geçiyor. Savunma kaygılarının azalması, Türkiyeyi ABD etkisinden uzaklaştırmakta.Türkiye, Rusyayla da iyi ilişkiler sürecinde.Türkiyenin üyeliğiyle, AB, kendi içine "Kürt sorunu" ithal etmiş mi olacak? Akıllı politikalar uygulanırsa, "hayır..." AB üyelik sürecinde, Türkiyenin bütünlüğü daha da sağlamlaşacaktır. ABye üyelik takvimi olan, çok kültürlü ve demokratik Türkiye, tüm Kürtler için bir çekim alanı yaratacaktır.Türkiye, bölgede de ağırlığını artırmıştır. İslam aleminin Arap despotları, Irak Savaşında ABDye boyun eğerek destek verirken, Türkiye parlamentosundan "hayır" kararı, İslam toplumlarında Türkiyenin saygınlığını yükseltmiştir. Türkiye, asıl bu anlamda "örnek" oluşturmakta........Fullerin Atatürkle ilgili bazı tespitlerine, fazla iyimserliğine katılmamakla beraber, Türkiye için yaptığı ufuk turunun iyi değerlendirilmesi gereğine inanıyorum. g.civaoglu@milliyet.com.tr AB kuşkuları