CEMAATLE iktidar arasında “kara kedi” yorum çeşitlemeleri yoğun.
Aslında birincisi “sosyal” ikincisi “siyasal” eksenli oldukları için “çatışmak” değil birbirini “tamamlamak” durumundadırlar.
Düz mantık bunu gerektiriyor.
Sosyal yapılanma üzerinde siyaset projesi gerçekleşebilir.
Cemaatin 3 sütunu “İslam, Milliyet, Çağdaşlık” diye tanımlanıyor.
Fethullah Gülen Hoca’nın “altın nesli” bu 3 ilkeyle örülmekte.
Batı’nın her alanda ilmi alınacak, ama İslam inancı ve bu toprakların insan değerleriyle içselleşecek.
Gülen cemaatinden kişisel algılarımın kısa ifadesi bu.
Gülen Hoca’nın bir kez İstanbul’da konuğu oldum.
Birlikte yemek yedik.
Nazik bir evsahibiydi.
Bir kez de Kanal D’de onu ağırladım.
Her ikisinde de birkaç saat konuştuk.
Sohbetinden izlenimlerim yukarıda özetlediğim algıyla örtüşüyor.
ASIM’IN NESLİ
Sınırların ötesinde cemaatin açtığı okullar da bu mercekten bakıldığında “sosyal misyon” başlığının altını doldurmakta.
O okullarda eğitim alan farklı coğrafyalardan, farklı uluslardan öğrenciler Türkiye için olumlu düşünceler ediniyor.
Çoğunda bu çocuklar artık büyüdüler.
Bürokraside, iş hayatında rolleri var.
Türkiye’den işadamlarının irtibat kurabilecekleri “köprü” isimler.
Aslında cemaatin pratikleri ve etkinliği “yeni” olsa da “ilkeler” eskidir.
Kökleri Mehmet Âkif Ersoy’a uzanıyor.
Ziya Gökalp de “Türkleşmek, muasırlaşmak (çağdaşlık), İslamlaşmak” 3 ilkesini savunur.
Gülen’in “altın nesli” Mehmet Âkif’in satırlarında “Asım’ın Nesli” idi.
Âkif “Osmanlı nasıl kurtulur” sorusuna “Asım’ın nesliyle” cevap getiriyordu.
O nesil “İslamcılık, Türkçülük, Batıcılık” ilkelerinin ve pratiğinin harmanında yetişmeliydi.
Neden Asım?
Asım, Âkif’in babası Tahir efendinin eski bir öğrencisinin oğluydu.
Âkif oluşmasını istediği kurtarıcı genç neslin 3 ilkesini Asım’ın şahsında simge olarak görüyordu/ gösteriyordu.
OFANSİF OYUN KURGUSU
Âkif’ten sonra aynı görüşler sürdü.
Şair Necip Fazıl da “gözüm al bayrak, kulağım ezan” diye yazmıştı.
“Milliyet” ve “İslam” onun da “altın senteziydi.”
Görülüyor ki...
İlkeler aynı...
Ancak pratik artık bazı farklar göstermekte.
Örneğin...
“Osmanlı’yı kurtarmak” için sınırların içinde bir “savunma” olan 3 ilkeden biri olan “Milliyet/Türk” kavramı Gülen cemaatinde sınırların ötesindeki coğrafyalara uzanan “ofansif” oyuna dönüşmüş bulunuyor.
Fakat...
Sınırların içinde hâlâ “ırkçılık” DNA’sı olmayan “milliyetçi” ilke, etkinliğini sürdürmekte.
Son günlerin tartışmasına dönelim.
Acaba “PKK sorununda çözüm için Öcalan’la, PKK’yla diyalog yöntemi, Oslo süreci rahatsızlık vermiş olabilir mi?”
Belki derinlerde başka etkenler/nedenler vardır ama teoride böyle iddialar lego parçalarını yerlerine tam oturtamıyor.
Büyük resmi oluşturamıyor.
Öte yandan...
Diyalog sürecinin aktörlerinden önde gelenleri cemaate hiç de yabancı değil.
Ayrıca...
İktidar erkinin başındaki Recep Tayyip Erdoğan, Erbakan’ın “Milli Görüş” ekolünden...
“O gömleği çıkardık” demişti ama tüm etnik kökenlerin harman olduğu Türkiye vatandaşlığı görüşünün altını çizmekte.
Devletin egemenlik hükmünü silahlı mücadeleyle icra ederken, bu sorunlu yollardan daha önce geçmiş Batı ülkeleri gibi Türkiye’nin de “istihbarat, örgütle diyalog” gibi yöntemleri uygulaması doğaldır.
Yol ayrımını değil, yol arkadaşlığını gerektirir.
..................
Ve...
Önemli not:
Yukarıdaki 3 ilkeden “çağdaşlık/Batılılaşmak” kavramının içini dolduran “laiklik”tir.
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025