SON yılların söylemiyle “beyaz Türkler” bu seçimde gene CHP’ye oy verecekler.
Ancak...
“Bu defalık HDP’ye verelim, barajı geçsin” diyenler de var.
Gerekçeleri şöyle:
“HDP barajı geçemezse AK Parti en az 30 milletvekili daha fazla çıkaracak. Hakkı olmayan, aslında HDP’ye verilmiş fakat baraj nedeniyle oylar AK Parti’ye yarayacak.
Bunu önlemek için bir defaya mahsus oyum HDP’ye.”
Böyle düşünenler, CHP’li seçmen arkadaşlarını da etkilemeye çalışıyor.
Bir bakıma HDP örgütü gibiler.
......................
SÖYLEMLERİ için “etkisiz” diyemem.
Hafta sonu CHP’nin doruklarında yer alan bir politikacıyla laflıyorduk.
Konu bu “HDP’ye oy verecek CHP’lilere” geldi.
Olayı “AK Parti’nin tuzağı” olarak yorumluyor.
Söyledikleri iyice düşünülmeli.
Şöyle ki...
AK Parti HDP’nin barajı aşmasını istemiyor.
Zaten istese barajı 2-3 puan yani 8’e, 7’ye düşürürdü.
“Çözüm süreci” bağlamında HDP’ye pek çok ödün verdi.
Bu baraj indirimini de yapabilirdi.
Yapmadı...
Çünkü...
Cumhurbaşkanı seçiminde HDP adayına CHP’li seçmenden yüzde 3.5-4 oranında oy kaydığını bizim bildiğimiz gibi AK Parti de biliyor.
Amacı...
CHP oylarını aşağı çekmek.
Eğer CHP’li seçmen bu tuzağa düşerse kendi partisinin ayağına sıkmış olur.
Seçmenimize bunu iyi anlatıp oyunu bozmalıyız.
AK PARTİ-HDP ORTAKLIĞI
BURADA teşhis iyi konulmalı.
1- Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın da dile getirdiği gibi ne yazık ki toplum 2’ye bölünmüş durumda.
Yarısına aşkını AK Parti’ye ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a -Arınç’ın dile getirdiği “nefret” kelimesini kullanamayacağım- “tepki” psikolojisinde.
AK Parti iktidarını, yeni anayasa ile “Başkanlık sistemine geçişi” önlemek için kendilerince seçenek üretiyor.
Bunlardan “Bu kez HDP’ye oy verelim” diyen CHP seçmeni de böyle yorumlanmalı.
2- Tutun ki HDP barajı aştı.
AK Parti tek başına iktidarını sürdürecek kadar bile oy alamadı.
O zaman yeni hükümet için HDP “kilit parti” haline gelir.
İki ortaklık ihtimali ortaya çıkar.
Ya...
“CHP - MHP - HDP” ortak hükümeti...
Ya da...
“AK Parti - HDP hükümeti.”
İhtimallerden birincisinin gerçekleşme şansı “sıfır”dır. MHP’yi HDP’yle aynı hükümette düşünebiliyor musunuz?
Mümkün değil.
O halde geçiniz.
İkinci ihtimal ise “olmayacak şey değil.”
Yeni anayasa, Başkanlık sistemi dahil çoğu konuda anlaşırlar.
CHP’lilerin bu kez HDP’ye oy verelim, barajı geçsin fantezisi işte buraya varır.
HERKES KENDİ EVİNE
BU satırlarımdan kimse “HDP’nin barajı aşarak Meclis’e girmesini istemiyorum” gibi bir anlam çıkarmasın.
Tam tersine...
HDP’nin barajı aşmasını hem “temsilde adalet” ilkesinin, hem demokrasinin gereği hem de AK Parti’nin “parti devlet” konumunun engellenmesi için kesin istiyorum.
Fakat...
Metin Toker’in söylemiyle “makulü normalde” bulmalıyız.
Yani...
Her parti kendi seçmenine dayanarak koşmalıdır.
Başka partilerden emanet oylarla doping, ilkeli siyaset değildir.
“CHP’nin oyları CHP’ye, HDP’nin oyları HDP’ye...”
Eğer CHP’li seçmen için de rotasını HDP’ye çevirmiş olan varsa onlara söylenecek bir şey yok.
Hür iradeleriyle verecekleri karara saygı duymak gerekir.
Ama...
Öyle “Bu defalık HDP’ye, sonra gene partime dönerim” gibi eğreti duruşlarla değil.
Bakın...
Şu son 4 bakan olayı ve ortalığa saçılan dinleme kayıtlarına rağmen AK Partili seçmende hiç yalpalama var mı?
Bu bile göstergedir.
Laik Cumhuriyet’in kurucusu olarak içselleştirmiş, Atatürk ilkelerine inançlı seçmen partisini “çatlak testi” kendisinden bazılarını da “çatlaklardan sızıp dışarı akan su” konumuna getirmez.
AK Parti, CHP, MHP, HDP...
Hepsi demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır.
Seçmenleri onlara yürekten sahip çıkmalıdır.
