Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

F ırtına çıktığında iyi kaptan, biri tararsa, diğeri tutsun diye çift demir atar.
Türkiye’nin çift demiri IMF ve AB’dir.
Ekonomide IMF, siyasette ise AB aslında biri, diğerini tamamlar.
Çünkü... Ekonomi sağlam olmadığında siyasi istikrarı sağlamak mümkün değildir.
Siyasette istikrar yoksa, ekonomi de demir tutmaz.
Türkiye bir süredir her ikisiyle de sorunlu.
IMF ile yeni anlaşma hâlâ yapılmadı. Aylardır, tüm uyarılara karşın hazırlık da yoktu.
AB ile ilişkilere un serilmişti.
Öyle ki, benim de imzaladığım çok sayıda kişinin bir uyarı açıklaması yayımlanmıştı.
AKP’nin “AB’ye tam üyelik heyecanının sönmüş olduğu” izlenimleri yaygındı.
Şimdi... Küresel ekonomide tsunami üzerimize gelirken “IMF çıpası”, kayalıklara sürüklenmemek için çok önemli.
Siyasi istikrarın olumsuz işaretler verdiği bu süreçte AB ile ilişkiler “dirsek temasının”  yoğunlaşması güvence olacaktır.
AB adına konuşanlardan kimileri “sapla samanı” karıştırsalar da, Türkiye’nin maceralara savrulmaması için Avrupa bağının kopmaması gerek.
Bakanlar Kurulu, AB’nin uzun süredir beklediği, uyardığı, çağrılar yaptığı TCK 301. madde için nihayet harekete geçmiş bulunuyor.
Bulunan formül, 301’in olur olmaz nedenlerle zırt pırt uygulanmasını, skandal niteliğinde bazı davaların açılmasını önlemek için devreye Çankaya şalterini yerleştirmek...
Davanın açılması için onayın Cumhurbaşkanı tarafından verilmesi öngörülüyor.
Elbette suçun varlığı ya da yokluğu konusunda karar gene yargının ama şalter indirmek yetkisi cumhurbaşkanında olacak.

Haberin Devamı

CİNAYETLERİ GÖRDÜM
Bir grup, cumartesi günü Fenerbahçe-Kayserispor maçını izliyorduk. Kafam biraz karışıktı. Lig maçı olduğu için Kayseri’yi yenerlerse GS için kötü olacaktı. Fakat... Bir yandan da Chelsea’nin burnunun sürtmesini istiyordum. Ve bu ikinci duygu neredeyse daha ağır basıyordu.
Onlara “Galatasaraylıyım ama bu maçta FB’yi tutuyorum galiba... Çünkü Chelsea maçına moralleri yüksek olarak çıkmaları lazım” dedim.
İlerleyen dakikalarda ruh halimde değişim olmadı.
Ta ki, hakem FB lehine hiç yoktan hayali penaltı verene kadar...
Canını dişine takarak tertemiz mücadele eden Kayserispor’a büyük haksızlıktı.
Baronların ezdiği, sömürdüğü emekçiler gibiydi Kayserisporlular gözümde...
O an bir açıklama daha yaptım. Olmaz böyle şey. Şu dakikadan itibaren Kayserispor’u destekliyorum.
Futbol adına bir cinayet işlenmişti.
Ne yazık ki, bir akşam sonra aynı utancı GS adına yaşadım.
Şarabımı hazırlamış, Gençlerbirliği-Galatasaray maçı için TV’nin karşısındaki koltuğa gömülmüştüm. Keyifliydim.
Kalli’den sonra çocukların birbirine kenetleneceklerine, iyi sonuç alacaklarına inanıyordum.
Fakat... O ne?..
Sabri’nin 18 içinde Hakan’a yaptığı o alelen ve de “kör parmağım gözüne” dercesine hem de iki kez iteleyerek yere indirişi penaltının daniskasıydı.
Bunu bir hakemin görmemesi mümkün değildi.
Hadi o görmedi, ya yan hakem? Bir gün arayla bu da futbolda ikinci cinayetti.
Gece TV’nin futbol tartışmalarında bu iki cinayetin anatomisi, altı çizilerek defalarca vurgulandı.
Bakalım MHK’nin Şansal Büyüka’ya “bunların kökünün kazınacağı” mesajının arkası gelecek mi?
Böyle “imtiyazlı” lig, muz cumhuriyetlerinde bile olmaz.

Haberin Devamı

BENİM EYLEMCİLİĞİM
Ankara Hukuk Fakültesi’nin ilk işgalinde eylemlerin içinde değildim ama -”çırak” gazeteci çağımda olduğum için- yazı makinemle devredeydim. Dekanın odası işgal edildikten sonra bir de bildiri gerekiyordu.
Sonraları siyasetçi, özel sektör kodamanı, ünlü avukat, hatta yüksek mahkemelerde yargıç olan arkadaşların isteği üzerine anonim bildiri, benim “Hermes Baby” yazı makinemden çıkmıştı. Ne var ki, biz hiç silahla ilgili olmadık.
Ankara Hukuk uygar düzeyde mücadelenin ve gösterilerin öncüsüydü.
Örneğin... İlk sosyal demokrat öğrenci başkanı seçilen Uğur Mumcu’ydu. Akdeniz Üniversitesi’ndeki sakallıların, silahların sopaların görüntüsü ne kadar üzücü. Her ülkede gençler eylem yapar ama uygar demokrasilerde böyle sahneler kesinlikle yaşanmaz.
Toplumun doruklarında siyasetçiler çatışırken, gençlere birer rol model olarak nasıl da kötü örnekler yansıttıklarını hiç unutmasınlar.