1980 İhtilali öncesinin yıllarıydı.
Siyaset sıkışmıştı. Türkiye bugünler gibi, bunalıma sürükleniyordu.
Gözler Çankaya'ya, devrin Cumhurbaşkanı merhum Fahri Korutürk'e çevrilmişti. Ağırlığını koyarak, çözüm oluşturması isteniyordu.
Korutürk, şöyle demişti:
"Ben ne Kurtuluş Savaşı Başkomutanı ve Cumhuriyet'in kurucusu Atatürk'üm... Ne de İnönü Meydan Savaşları komutanlığı, Türkiye'nin bağımsızlığını dünyaya kabul ettiren Lozan Murahhas azalığı sıfatlarına sahibim.
Ben Silahlı Kuvvetlerden, Oramiral rütbesiyle emekli olmuş bir asker, bir eski büyükelçiyim. Bunalımlara koyacağım tarihi bir ağırlığım yoktur."
Korutürk'ün ağırlığı konusundaki bu sözleri gerçekçiydi.
Demirel, O'nu İstanbul, Moda'daki evinden telefonla buldurtmuştu...
İzahat bile vermeden "yanına frakını alarak, hemen Ankara'ya gelmesi" mesajını vermişti.
Çağlayangil ile düşünmüşler taşınmışlar, Korutürk'ü Cumhurbaşkanı seçtirmeye karar vermişlerdi. CHP ile bir kısa kulis de olumlu sonuç verince, sorun kalmamıştı. Korutürk'e ancak sabah Ankara'ya geldiğinde - az sonra Cumhurbaşkanı seçileceği - söylenmişti. "Şimdi evinize gidin. Frakınızı giyinip bekleyin. Meclis'te seçilmeniz kesinleşince, sizi aldıracağız. Gelip yemin edeceksiniz. " denilmişti.
Yani, aslında, iki kişinin iradesiyle seçilmiş sayılabilecek bir Cumhurbaşkanı'nın ağırlık iddiası olamazdı.
SÜLEYMAN Demirel farklı bir Cumhurbaşkanı'dır.
Henüz çok genç yaşlarında Devlet Su İşleri Genel Müdürü ve Türkiye'nin ilk kalkınma planını hazırlamakla görevliyken 27 Mayıs 1960 İhtilali ile görevinden alınmıştır.
40'lı ilk yaşlarında Başbakan'dı... Bu kez 12 Mart 1971 İhtilali ile devrildi.
12 Eylül 1980 İhtilali de Demirel'i Başbakanlık'tan indirdi.
Demirel böylece üç kez ihtilalle görevinden indirilen ve sonra da üç kez halkın hür iradesiyle seçilerek iktidar olan dünya demokrasilerindeki tek örnektir.
Gerçi, Demirel de Cumhuriyet'in kurucusu ve Başkomutanı ya da Lozan kahramanı değildir, ama sadece Türkiye'nin değil, dünya demokrasi tarihinde özel yeri vardır.
Bunalımların çözümü için koyabileceği ağırlığa sahiptir.
Ve gözler şimdi kendisindedir.
Güvensiz kitlelerin demokrasi adına son umutları Çankaya'dadır.
AÇIK ifade etmekte yarar var.
Kitleler kuşkulu.
Mitolojide kötülüklerin kapatıldığı Pandora'nın kutusunun açılması gibi Susurluk trafik kazası ile de pislikler ortaya dökülmüştür.
Sanki...
Kamyon, millete hizmet görüntüsünün pis su kanalına çarpmış ve o kanalı patlatmıştır.
Toplumun paylaştığı kuşku, Susurluk şokunun arkasındaki karanlık ilişkilerin üzerine yeterince gidilmeyeceğidir.
Derine inmeden, yüzeysel araştırmalarla geçiştirileceğidir.
Çünkü...
Gelmiş geçmiş bütün iktidarların ateşteki kestaneleri toplatmak için dışarıdan maşa kiralama işlemlerinden haberdar olduğu düşünülüyor.
Bu bir.
Ayrıca...
Şimdiki Erbakan - Çiller ilişkisinin sürmesi için bu Susurluk işinin kurcalanmayacağı sanılıyor.
Bu da iki.
Gerçi, "Türkiye'de mahkemeler var." dedirtecek bir hüküm umut vermiştir.
18 yıldır aranan Çatlı'ya pasaport, nüfus kağıdı, silah ruhsatı verenler için - gerekirse - soruşturma açılması kararı bir ışık gibidir.
Fakat, Memurin Kanunu ve Milletvekili Dokunulmazlığı gibi engeller, bir mahkeme kararına geçit vermeyebilir.
Zaten, hala bütün çalışmalar araştırma aşamasında.
Soruşturmaya geçilebilmiş değil.
İŞTE, bütün bu nedenlerle Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Çankaya'da bir liderler toplantısı yapmalıdır.
Demokrasinin asgari müştereklerinin altını çizmeli ve onları sağduyu ortak paydasında toplayabilmelidir.
Böylece, demokrasi içinde çözüm umutlarını uyandırabilir.
Halkın yılgınlıkla, önüne konulduğunda kabullenebileceği başka formüllerin önünü kesebilir.
Çankaya'da liderler toplantısından sonra, gene Demirel'den yapması beklenen şey, kendi emrindeki Devlet Denetleme Kurulu'na talimat vermesidir.
Susurluk hadisesiyle patlayan skandalların arkasındaki karalık ilişkileri aydınlatmasını istemesidir.
Madem ki; koalisyon ilişkileri ve de birbirine geçmiş kişisel gölgeler nedeniyle halkta güvensizlik var... İşte, Cumhuriyet'in zirvesinde bulunan şahsın emrine böyle günler için Anayasa hükümleriyle verilmiş Devlet Denetleme Kurulu...
Bütçesi, istediği kadrosu, uzma