Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

CUNTAYA KARŞI MÜZİK
Brezilya’da 1960’ların dikta yönetimine sanatın başkaldırı dalgası Tropicalismo  adıyla yükseliyordu. Bu hareketin öncülerinden Caetano Veloso Türkiye’ye geliyor.
5 Grammy ödüllü Veloso’yu, Pedro Armadovar’ın “Konuş Onunla” adlı film müziğinden de anımsayın.
Filmde, yürekleri titreten “ Cucurrucucu Paloma”yı da  seslendirdi.
Şarkılarında yoksulluk, evsizlik, adaletsizlik konularını işliyor, insan haklarının simge seslerinden biri... Darbe çeşitleri 2008 Türkiye’sinde siyaset gündemine düşen, onun bildiği cuntalardan çok farklı, çok çeşitli darbe iddiaları için bir müzik yapar mı?
Zor... Kafası karışacaktır.
İstanbul Caz Festivali giderek daha da keyifli oluyor. Dünya basını bu festivalden övgüyle bahsediyor. İKSV, açılışı Esma Sultan Yalısı’nda düzenledi. Müzikli, sohbetli. Güzel bir geceydi. Caetano Veloso’nun konseri 10 Temmuz’da Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde...

Trende... İnenler ve binenler
Türkiye’de siyaset -öyle görünüyor ki- büyük değişimlere, dönüşümlere yaklaşıyor.
Sadece siyaset mi, insan ilişkileri de bir sınavdan geçecek.
Örneğin Recep Tayyip Erdoğan’ın “Trenden inenler bir daha binemez” söylemi...
Kalanlar, sonradan inerler mi?
İnenler, sonradan binerler mi?
İşte size tarihten bir yaprak...
“Trende kalanlar ve trenden inenler” öyküsü...

Atatürk’ün trenleri...

Erzurum... 9 Temmuz 1919. 
Mustafa Kemal, 8 Temmuz’u 9 Temmuz’a bağlayan gece telgraf başında padişahla görüşerek verdiği istifasını hemen “ordulara ve millete” genelge ile duyuruyor.
- 10 Temmuz günü iki önemli olay geçer. Biri, beklemediği bir darbedir.
Kurmay Başkanı Kazım (Dirik) Bey, onun karşısına dikilmiştir.
- Paşam siz askerlikten istifa ettiniz. Benim bundan sonra emrinizde bu vazifeme devam imkânım kalmadı. Evrakı kime teslim edeyim?
Mustafa Kemal’in cevabı ...
- Ya öyle mi efendim? Peki efendim.
O sırada yanında bulunan Rauf Bey hatıralarında şöyle nakleder:
Kurmay Başkanı odadan, “kendine mahsus çalımlı tavırlarıyla” çıkar. Mustafa Kemal, koltuğuna yığılmıştır...
Rauf Bey, ona teselli sözleri söyler.
...............
Mustafa Kemal artık resmen yetkisiz ve unvansızdır. En güçlü askeri birlik olan 15. Kolordu’nun başında bulunan Kazım Karabekir Paşa’nın davranışı nasıl olacaktır?
Sinirler gergindir. Kolordu’dan gelecek haber ne olacak? Yoksa bir tutuklama emri?
Tam o sırada yaver Cevat Abbas, Mustafa Kemal’in odasına yıldırım hızıyla dalar:
- Kumandan (Karabekir) Paşa geliyorlar. Arkalarında bir bölük süvari askeri var!
Mustafa Kemal ayaktadır. Gözleri kapıya dikilmiştir. Hayatında en önemli dönüm noktasıdır.
Karabekir Paşa kapıda görünür. İlerler. Yaklaşır. Durur. Askerce selam vaziyetini alır :
- Emrinizdeyim Paşam! Ben, subaylarım, erlerim, kolordum,  hepimiz emrinizdeyiz!
İlk zafer kazanılmıştır. Mustafa Kemal; vefalı, cesur, dürüst arkadaşının boynuna sarılır. Onu kucaklar, öper.
Tarihin cilvesi veya siyasetin tabiatı; cumhuriyetin kuruluşunu izleyen birkaç yıl sonra Karabekir Paşa ve Rauf Bey -hilafetin kaldırılmasına karşı çıktıkları iddiasıyla- İstiklal Mahkemeleri’ne düşecekler...
Mustafa Kemal istifa ettiğinde kendisinin bir göreve atanmasını isteyerek onu büyük hayal kırıklığına uğratan Kazım Dirik ise, uzun süre genç Kemalist Cumhuriyetin Meclis Başkanı olacaktır. (*)
..........
(*)Taha Akyol/Ama Hangi Atatürk/Doğan Kitap 

Haberin Devamı

ORDU VE DİN
Bugünlerde okuduğum kitabın adı bu... Yazarı Faik Bulut’un elbette her satırına katılıyor değilim ama bütünüyle değerli ve günceli kucaklayan bir çalışma.
Ilımlı İslam dalgasının nerelerden üflendiğini belgeleri, tutanaklarıyla ortaya koyuyor.
Gözlerdeki perdeleri kaldırabilir.
................
Berfin  Yayınevi... Mart 2008.